(Farsça: داستان),
milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış (savaş(la guerre),
göç(déplacement), istilâ gibi) tarihî olayların (yangın, salgın
hastalık, deprem) toplumsal ve doğal olayların çağdan çağa aktarılmış,
aktarılırken de hayal unsurlarıyla oluşmuş, süslenmiş, değiştirilmiş
manzum söylenceleridir.
* * *
Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla
anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır.
Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. mitoloji, efsane, folklor
ve tarihi öğeler içerir. Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan
beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için
kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir.Destanların Ortak
Özellikleri hepsinde yarı tanrısal nitelikler taşıyan bir ya da birçok
kahramandan söz edilir. Destan bu kahramanın eylemleri üzerine
kurulmuştur. Olaylar çok geniş bir kozmik coğrafya üzerinde geçer. Bir
destanın dünyası ortaya çıktığı zaman içinde düşünebilecek her şeyi
barındıran bütünsel, çok yönlü bir dünyadır. Hemen bütün destanlarda
uzun yolculuklar anlatılır. Çoğu destanda olaylara doğaüstü yaratıklar
da katılır. Kişiler, olaylar, doğal varlıklar hep gerçek yaşamdaki
boyutlarından daha büyük, daha zengindir. Özellikle sözlü destanlarda
uzun anlatı, betimleme (tanımlama) ve konuşma bölümleri bulunur. Öykü
içinde
öyküye yer verilir. Törensel söyleyişler ve kamusal duyarlılık
hakimdir. Gerçek yaşamın yansımaları da destanların içinde bazen
realistik çoğu zaman da stilize edilmiş halde bulunur. Destan
sahiplerinin yaşadıkları doğal çevreye ilişkin bilgiler edinmek
mümkündür.Destan TürleriDestanlar temel olarak iki gruba ayrılır:
A. Sözlü Destanlar: Yazının henüz bulunmadığı ve yaygınlaşmadığı bir
kültürde doğan ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldıktan sonra
yazıya geçirilen destanlardır. ozan ve şarkıcıların değişik zamanlarda
söylediği şarkı ve şiirlerin bütünleşmesi ve işlenmesiyle
oluşturulurlar. "Örnekler:"
"Gılgamış:" MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. Bilinen
en eski destandır. Babil ve Akad toplumlarınca da benimsenmiştir. Ama
bugüne kalan en eksiksiz biçimi Sümer toplumunda ortaya çıkmıştır.
Zalim Uruk kralı Gılgameş'in ölümsüzlük arayışını anlatır. Gılgameş ve
arkadaşı Enkidu ile birlikte uzun arayışlardan sonra ölümsüzlük otunu
bulur, ama bir yılana kaptırır.
"ilyada ve Odysseia:" MÖ 11-12'nci yüzyıllarda geçtiği sanılmaktadır.
homeros destanları olarak bilinirler. Yunan Yarımadası'ndaki
Akhalar'ın, anadolu'daki İon krallıklarına saldırısı ve Akha kral ve
prenslerinin daha sonraki serüvenleri anlatılır. Özellikle Odysseia,
Yunan tragedyası ve Batı edebiyatının önemli bir kaynağıdır.
"Beowulf:" Eski İngilizce Halk destanı Beowulf
"Heldenlieder:" Eski Almanca kahramanlık türküleri
"Nibelungenlied:" almanya
"Kudrunlied:" almanya
"Chanson de Geste:" Fransa (kahramanlık şarkısı)
"Chanson de Roland:" Frank kralı Charlemagne'ın savaşlarını anlatır
"El Cantar de Mio Cid:" İspanya
"Mahabharata:" Hindistan
B. Edebi Destanlar: Belirli bir yazar tarafından eski örneklere uygun
olarak ve okunmak üzere kaleme alınmış destanlardır. Örnekler:
" Vergilius'un Aeneis'i:" MÖ 29-19'uncu yüzyılları kapsar. Troyalı
Aeneias'in uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra latin ülkesine gelerek
Lavinium kentini kurması anlatılır. Lavinium sonradan Alba Langa ve
Roma kentlerinin yerine kurulan ilk kenttir.
" Milton'un Kayıp Cennet'i (Paradise Lost):" İnsanın cennetten kovuluşu ve tanrının şeytanla mücadelesini anlatır.
" dante'nin İlahi Komedya'sı (La Divina Commedia):" MS 1310-1321 yılları arasında yazılmıştır.
" Ariosto'nun Çılgın Orlando'su (Orlando Furioso):" 1532′de yazılmıştır.
" Camoes'in Os Lusidas'ı:" 1572′de yazılmıştır.
türk edebiyatında Destan
Asya kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan türk boyları arasında
zengin bir destan geleneği vardır. Bilinen türk destanları arasında en
eskisi Yaradılış Destanı'dır. Altay Türkleri arasında söylenmektedir.
V. Radlov tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir.
* Alpamış Destanı Orta Asyanın bütününde bilinir; en cok basımı yapılmış destandır.
* Saka Destanı İskit Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp
Er Tunga ve Şu parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'u divanü
Lugati-t-türk adlı eserinde yer almıştır.
* Oğuz Kağan Destanı 14'üncü yüzyılda derlenmiş özet nitelikte bir
metindir. Oğuz Kağan'ın doğumu ve üstün nitelikleri, askeri başarıları
ve ülkeyi oğulları arasında pay edişi anlatılır.
* Oğuz Türkleri'nden günümüze gelen tek destan metni ise Dede Korkut
Kitabı'dır. Bayındır Han soyundan geldikleri sanılan Akkoyunlular'ın
egemen olduğu Kuzeydoğu anadolu'daki olaylar ve Müslüman Oğuzlar'ın
yaşamı anlatılır.
* Göktürk Destanları çeşitli parçalardan oluşmuştur. Bozkurt parçasında
Göktürkler'in bir boz kurdun soyundan geldikleri, Ergenekon parçasında
ise Ergenkon'a sığınmaları, çoğalıp buraya sığmayınca dağı eriterek dış
dünyaya çıkmaları anlatılır. Köroğlu parçasında, göçebe Oğuzlar'ın
Horasan ve Hazar'da İranlılarla savaşlarından sözedilir. Bunlardan biri
de Ergenekon Destanıdır.
* Manas Destanı'nda Kırgız Türkleri'nin putperest Kalmuk ve Çinliler'le savaşları vardır.
* anadolu türk destanlarından Saltukname(Saltuk-nâme), Sarı Saltuk, Batı anadolu ve Rumeli olayları anlatır.
* Cengiz Han Destanı Moğol istilasından sonra Kıpçak bozkırlarında ve eski Uygurların yaşadığı bölgelerdeki olayları anlatır.
* Timur Destanı Timur'un savaşları ve kişiliğine yer verir.
* Danişmend Gazi Destanı'nda Türklerin anadolu'yu ele geçirmeleri anlatılır.
* Battal Gazi Destanı'nda da anadolu'daki türk-Bizans savaşları yer alır.
GILGAMIŞ DESTANI ÖZETİ~
Ölümsüzlüğü arayan bir kralın öyküsüdür. Destana konu olan kral
Gılgamış İÖ 3000 yıllarının ilk yarısında Mezopotamya’daki Uruk
kentinde hüküm sürmüştür. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı
yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, günümüze kalabilmiş, bilinen en
eski destandır.
Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden
derlenmiştir. Bunlardan günümüze 12 tablet kalabilmiştir. Ama bu
tabletler eksik olduğu için destan metninin bütünü elde edilememiştir.
1855’te Ninova’da yapılan kazılarda, Asur Kralı Asurbanipal’in bulunan
bu tabletlere daha sonra Türk-İran sınırında ve Irak’taki Nippur kenti
kazılarında bulunan tabletler eklenmiştir. Ayrıca Türkiye’de Sultan
Tepe ve Boğazköy’de yapılan kazılarda da destanını bazı bulunmuşsa da
henüz tümü gün ışığına çıkarılmamıştır.
Bu tabletlerdeki metne göre destan, Gılgamış’ın özelliklerini övgüyle
anlatarak başlar. Yarı insan, yarı tanrı olan Gılgamış karada ve
denizde olan biten her şeyi bilen başarılı bir yapı ustası ve yenilmez
bir savaşçıdır. Destanının, öbür bölümlerinde Gılgamış’ın başından
geçen serüvenler anlatılır. İlk serüven Gılgamış ile Gök tanrısı Anu
arasında geçer.
Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu, onu öldürmek
için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Enkidu ile Gılgamış
arasındaki savaşta Gılgamış üstün gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın
en yakın dostu ve yardımcısı olur. Bunun ardından gelen serüven
Gılgamış ile aşk tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a
evlenme önerisinde bulunur. Gılgamış bunu red eder. Onuru kırılan İştar
Gılgamış’ı öldürmek için yeryüzüne bir boğa gönderir. Gılgamış,
Enkidu’nun da yardımıyla boğayı öldürür. Enkidu rüyasında, boğayı
öldürdüğü için tanrılar tarafından ölüme mahkum edildiğini görür.
Destanın bundan sonraki bölümüyle ilgili tabletler bulunamamıştır. Ama,
destanın devamının yer aldığı Gılgamış’ın Enkidu için yaktığı ağıtı,
düzenlediği görkemli cenaze törenini, sonunda Enkidu’nun ölüler
dünyasına göçtüğünü anlatan tabletler bulunabilmiştir. Destanda
Enkidu’nun ölümünü Tufan öyküsü izler. Tufan, yeryüzünün sularla dolup
taşmasının öyküsüdür. Gılgamış destanında Tufan’ı tanrıça İştar ve
Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, Tufan’dan kurtularak sağ
kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak üzere yola çıkar. Utnapiştim
ölümsüzlüğün sırrını bilen bir bilgedir. Utnapiştim’i bulan Gılgamış,
onun verdiği ölümsüzlük otuyla gençliğine yeniden dönecek ve
ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Ama, destanının insanlar için en üzücü bölümü
burada başlar. Çünkü Gılgamış ölümsüzlük otunu yemeye fırsat bulamadan
onu bir yılana kaptırır ve Uruk’a eli boş döner. Bazı kaynaklar,
Gılgamış’ın ölümsüzlük otunu halkıyla birlikte yemek istediğini
belirtir. Destan Gılgamış’ın ölüm karşısında acı yenilgisiyle biter
milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış (savaş(la guerre),
göç(déplacement), istilâ gibi) tarihî olayların (yangın, salgın
hastalık, deprem) toplumsal ve doğal olayların çağdan çağa aktarılmış,
aktarılırken de hayal unsurlarıyla oluşmuş, süslenmiş, değiştirilmiş
manzum söylenceleridir.
* * *
Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla
anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır.
Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. mitoloji, efsane, folklor
ve tarihi öğeler içerir. Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan
beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için
kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir.Destanların Ortak
Özellikleri hepsinde yarı tanrısal nitelikler taşıyan bir ya da birçok
kahramandan söz edilir. Destan bu kahramanın eylemleri üzerine
kurulmuştur. Olaylar çok geniş bir kozmik coğrafya üzerinde geçer. Bir
destanın dünyası ortaya çıktığı zaman içinde düşünebilecek her şeyi
barındıran bütünsel, çok yönlü bir dünyadır. Hemen bütün destanlarda
uzun yolculuklar anlatılır. Çoğu destanda olaylara doğaüstü yaratıklar
da katılır. Kişiler, olaylar, doğal varlıklar hep gerçek yaşamdaki
boyutlarından daha büyük, daha zengindir. Özellikle sözlü destanlarda
uzun anlatı, betimleme (tanımlama) ve konuşma bölümleri bulunur. Öykü
içinde
öyküye yer verilir. Törensel söyleyişler ve kamusal duyarlılık
hakimdir. Gerçek yaşamın yansımaları da destanların içinde bazen
realistik çoğu zaman da stilize edilmiş halde bulunur. Destan
sahiplerinin yaşadıkları doğal çevreye ilişkin bilgiler edinmek
mümkündür.Destan TürleriDestanlar temel olarak iki gruba ayrılır:
A. Sözlü Destanlar: Yazının henüz bulunmadığı ve yaygınlaşmadığı bir
kültürde doğan ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldıktan sonra
yazıya geçirilen destanlardır. ozan ve şarkıcıların değişik zamanlarda
söylediği şarkı ve şiirlerin bütünleşmesi ve işlenmesiyle
oluşturulurlar. "Örnekler:"
"Gılgamış:" MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. Bilinen
en eski destandır. Babil ve Akad toplumlarınca da benimsenmiştir. Ama
bugüne kalan en eksiksiz biçimi Sümer toplumunda ortaya çıkmıştır.
Zalim Uruk kralı Gılgameş'in ölümsüzlük arayışını anlatır. Gılgameş ve
arkadaşı Enkidu ile birlikte uzun arayışlardan sonra ölümsüzlük otunu
bulur, ama bir yılana kaptırır.
"ilyada ve Odysseia:" MÖ 11-12'nci yüzyıllarda geçtiği sanılmaktadır.
homeros destanları olarak bilinirler. Yunan Yarımadası'ndaki
Akhalar'ın, anadolu'daki İon krallıklarına saldırısı ve Akha kral ve
prenslerinin daha sonraki serüvenleri anlatılır. Özellikle Odysseia,
Yunan tragedyası ve Batı edebiyatının önemli bir kaynağıdır.
"Beowulf:" Eski İngilizce Halk destanı Beowulf
"Heldenlieder:" Eski Almanca kahramanlık türküleri
"Nibelungenlied:" almanya
"Kudrunlied:" almanya
"Chanson de Geste:" Fransa (kahramanlık şarkısı)
"Chanson de Roland:" Frank kralı Charlemagne'ın savaşlarını anlatır
"El Cantar de Mio Cid:" İspanya
"Mahabharata:" Hindistan
B. Edebi Destanlar: Belirli bir yazar tarafından eski örneklere uygun
olarak ve okunmak üzere kaleme alınmış destanlardır. Örnekler:
" Vergilius'un Aeneis'i:" MÖ 29-19'uncu yüzyılları kapsar. Troyalı
Aeneias'in uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra latin ülkesine gelerek
Lavinium kentini kurması anlatılır. Lavinium sonradan Alba Langa ve
Roma kentlerinin yerine kurulan ilk kenttir.
" Milton'un Kayıp Cennet'i (Paradise Lost):" İnsanın cennetten kovuluşu ve tanrının şeytanla mücadelesini anlatır.
" dante'nin İlahi Komedya'sı (La Divina Commedia):" MS 1310-1321 yılları arasında yazılmıştır.
" Ariosto'nun Çılgın Orlando'su (Orlando Furioso):" 1532′de yazılmıştır.
" Camoes'in Os Lusidas'ı:" 1572′de yazılmıştır.
türk edebiyatında Destan
Asya kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan türk boyları arasında
zengin bir destan geleneği vardır. Bilinen türk destanları arasında en
eskisi Yaradılış Destanı'dır. Altay Türkleri arasında söylenmektedir.
V. Radlov tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir.
* Alpamış Destanı Orta Asyanın bütününde bilinir; en cok basımı yapılmış destandır.
* Saka Destanı İskit Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp
Er Tunga ve Şu parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'u divanü
Lugati-t-türk adlı eserinde yer almıştır.
* Oğuz Kağan Destanı 14'üncü yüzyılda derlenmiş özet nitelikte bir
metindir. Oğuz Kağan'ın doğumu ve üstün nitelikleri, askeri başarıları
ve ülkeyi oğulları arasında pay edişi anlatılır.
* Oğuz Türkleri'nden günümüze gelen tek destan metni ise Dede Korkut
Kitabı'dır. Bayındır Han soyundan geldikleri sanılan Akkoyunlular'ın
egemen olduğu Kuzeydoğu anadolu'daki olaylar ve Müslüman Oğuzlar'ın
yaşamı anlatılır.
* Göktürk Destanları çeşitli parçalardan oluşmuştur. Bozkurt parçasında
Göktürkler'in bir boz kurdun soyundan geldikleri, Ergenekon parçasında
ise Ergenkon'a sığınmaları, çoğalıp buraya sığmayınca dağı eriterek dış
dünyaya çıkmaları anlatılır. Köroğlu parçasında, göçebe Oğuzlar'ın
Horasan ve Hazar'da İranlılarla savaşlarından sözedilir. Bunlardan biri
de Ergenekon Destanıdır.
* Manas Destanı'nda Kırgız Türkleri'nin putperest Kalmuk ve Çinliler'le savaşları vardır.
* anadolu türk destanlarından Saltukname(Saltuk-nâme), Sarı Saltuk, Batı anadolu ve Rumeli olayları anlatır.
* Cengiz Han Destanı Moğol istilasından sonra Kıpçak bozkırlarında ve eski Uygurların yaşadığı bölgelerdeki olayları anlatır.
* Timur Destanı Timur'un savaşları ve kişiliğine yer verir.
* Danişmend Gazi Destanı'nda Türklerin anadolu'yu ele geçirmeleri anlatılır.
* Battal Gazi Destanı'nda da anadolu'daki türk-Bizans savaşları yer alır.
GILGAMIŞ DESTANI ÖZETİ~
Ölümsüzlüğü arayan bir kralın öyküsüdür. Destana konu olan kral
Gılgamış İÖ 3000 yıllarının ilk yarısında Mezopotamya’daki Uruk
kentinde hüküm sürmüştür. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı
yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, günümüze kalabilmiş, bilinen en
eski destandır.
Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden
derlenmiştir. Bunlardan günümüze 12 tablet kalabilmiştir. Ama bu
tabletler eksik olduğu için destan metninin bütünü elde edilememiştir.
1855’te Ninova’da yapılan kazılarda, Asur Kralı Asurbanipal’in bulunan
bu tabletlere daha sonra Türk-İran sınırında ve Irak’taki Nippur kenti
kazılarında bulunan tabletler eklenmiştir. Ayrıca Türkiye’de Sultan
Tepe ve Boğazköy’de yapılan kazılarda da destanını bazı bulunmuşsa da
henüz tümü gün ışığına çıkarılmamıştır.
Bu tabletlerdeki metne göre destan, Gılgamış’ın özelliklerini övgüyle
anlatarak başlar. Yarı insan, yarı tanrı olan Gılgamış karada ve
denizde olan biten her şeyi bilen başarılı bir yapı ustası ve yenilmez
bir savaşçıdır. Destanının, öbür bölümlerinde Gılgamış’ın başından
geçen serüvenler anlatılır. İlk serüven Gılgamış ile Gök tanrısı Anu
arasında geçer.
Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu, onu öldürmek
için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Enkidu ile Gılgamış
arasındaki savaşta Gılgamış üstün gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın
en yakın dostu ve yardımcısı olur. Bunun ardından gelen serüven
Gılgamış ile aşk tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a
evlenme önerisinde bulunur. Gılgamış bunu red eder. Onuru kırılan İştar
Gılgamış’ı öldürmek için yeryüzüne bir boğa gönderir. Gılgamış,
Enkidu’nun da yardımıyla boğayı öldürür. Enkidu rüyasında, boğayı
öldürdüğü için tanrılar tarafından ölüme mahkum edildiğini görür.
Destanın bundan sonraki bölümüyle ilgili tabletler bulunamamıştır. Ama,
destanın devamının yer aldığı Gılgamış’ın Enkidu için yaktığı ağıtı,
düzenlediği görkemli cenaze törenini, sonunda Enkidu’nun ölüler
dünyasına göçtüğünü anlatan tabletler bulunabilmiştir. Destanda
Enkidu’nun ölümünü Tufan öyküsü izler. Tufan, yeryüzünün sularla dolup
taşmasının öyküsüdür. Gılgamış destanında Tufan’ı tanrıça İştar ve
Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, Tufan’dan kurtularak sağ
kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak üzere yola çıkar. Utnapiştim
ölümsüzlüğün sırrını bilen bir bilgedir. Utnapiştim’i bulan Gılgamış,
onun verdiği ölümsüzlük otuyla gençliğine yeniden dönecek ve
ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Ama, destanının insanlar için en üzücü bölümü
burada başlar. Çünkü Gılgamış ölümsüzlük otunu yemeye fırsat bulamadan
onu bir yılana kaptırır ve Uruk’a eli boş döner. Bazı kaynaklar,
Gılgamış’ın ölümsüzlük otunu halkıyla birlikte yemek istediğini
belirtir. Destan Gılgamış’ın ölüm karşısında acı yenilgisiyle biter
Salı Tem. 19, 2011 2:24 pm tarafından glewci
» Xara3d5 3 boyutlu yazi yazma programi (dj isimleri yazmak icin şahane)
C.tesi Nis. 16, 2011 10:24 am tarafından erhan2188
» Hareketli Avatar Yapımı
C.tesi Mart 12, 2011 9:47 pm tarafından (fog)'(x)
» Sjsro 11d'li Media.pk2...!!
C.tesi Mart 12, 2011 1:26 pm tarafından womekan
» Pet (Horse, Wolf, Kervan vs.) Auto Pot.
Salı Şub. 15, 2011 5:11 pm tarafından wiar01
» Silkroad'ı 3D Oynayın! Bir İlk :)
Perş. Şub. 03, 2011 4:38 pm tarafından Fleyd
» Kangurularla Apaçi
Perş. Şub. 03, 2011 3:35 pm tarafından (fog)'(x)
» EiffeL Kulesi Önünde Apaçi :)
Perş. Şub. 03, 2011 3:33 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Marşı- Bağlama&Gitar
Perş. Şub. 03, 2011 3:27 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Müziği - Gitar Versiyon
Perş. Şub. 03, 2011 3:21 pm tarafından (fog)'(x)