Turizm ve Sosyoloji
Turizm Olgusu Ve Özellikleri
1.1. Turizmin Tanımı ve Anlamı
Turizm konusuna ilişkin bir çalışmada ilk ve en büyük zorluk, turizmin tanımının net bir şekilde yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü, son derece geniş, çok yönlü ve karmaşık bir olayı tek bir tanım ile ifade etmek kolay değildir. Şimdiye kadar yapılan tanımlar, turizmin sadece birkaç yönünü ele almıştır. Turizm olayını ya da kavramını tanımlamak amacıyla yapılan çalışmalar XIX. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Olayın değişik yönlerine farklı derecede önem veren yazarlar, bugüne kadar birbirinden oldukça ayrılan tanımlar yapmışlardır. Konuya eğilenlerin hareket noktalarının aynı olmaması, başka bir deyişle, konuya bakış açıları ve önem verdikleri unsurların farklı olması turizmin çeşitli tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Turizm kavramının kökenini, Latince'de dönme hareketini ifade eden "tornus" sözcüğü oluşturmaktadır. İngilizce'deki "touring" deyimi ile "tour" deyimleri de bu sözcükten türemiştir. "Tour" dairesel bir hareketi, bazı site ve yörelerin ziyaretini, iş ve eğlence amacıyla yapılan yer değiştirme hareketini ifade eder. "Touring" deyimi ise, zevk için yapılan, eğitsel ve kültürel özellik gösteren seyahatler için kullanılır.
Özetle "tour" hareket edilen yere dönmek şartıyla yapılan kısa ya da uzun süreli seyahatleri ifade eder (Akat, 1997 : 2-3). Burada geçen "tour" kökü, bir hareketi, dolaşmayı ve başlangıç yerine geri dönüşü ifade eder. Turizm ve turistik kelimelerinin anlamını açıklamaya, tanımlamaya çalışırken dikkat edilecek ilk unsur; hareket ve geri dönüş olayıdır (Sezgin, 1995 : 3). Türkçe'de ise "Seyyah" kelimesi "turist", "seyahat" kelimesi ise "turizm" deyimlerinin karşılığıdır. Her ne kadar "turist", "turizm", "turistik" kavramları ilk kez İngilizler tarafından kullanılmışsa da ana dilimize bu deyimler, Fransızca'dan gelip yerleşmiş ve tutunmuşlardır (Özdemir, 1992 : 19).
Öznesini insanın teşkil ettiği turizm şimdiye kadar bir çok uzman ve bilim adamı tarafından tanımlanmaya çalışılmıştır. Ancak bugüne kadar en çok sözü edilen ve OECD tarafından da benimsenen tanım Prof. Dr. Walter Hunziker'in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre
Turizm : "para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür" (Ürger, 1992 : 10).
Yukarıdaki tanım en çok benimsenen tanım olmasına rağmen; turizmin ilk tanımı 1905 yılında E. Guyar-Freuler tarafından yapılmıştır. Yazdığı bir kitapta Freuler modern turizmi "Gittikçe artan dinlenme ve hava değişimi ihtiyacına, doğal güzelliklerin aranmasına ve duyulan zevke, ticaretin ve endüstrinin gelişmesine, ulaştırma araçlarının mükemmelleşmesi sonucu olarak insan topluluklarının çeşitli ilişkiler kurmalarına dayanan, çağımızın önemli bir olayıdır." şeklinde tanımlamıştır (Çoruh, 1979 : .
Çok yönlü bir olay ve sektör olarak turizm kavramını tanımlamaya çalışırsak; turizm, insanların sürekli konutlarının bulunduğu yer dışında, sürekli olarak yerleşmemek, sadece para kazanmak ve politik ya da askeri bir amacı izlememek üzere; serbest bir ortam içinde, iş, merak, din, sağlık, spor dinlenme, eğlence, kültür, deneyim kazanma amacıyla ya da dost ve akraba ziyareti, kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle, kişisel ya da toplu olarak yaptıkları seyahatlerden, gittikleri yerlerde 24 saati aşan ya da o yerin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme süresiyle konaklamalarından ortaya çıkan iş ve ilişkileri kapsayan bir tüketim olayı, sosyal bir olay, ağır, bütünleşmiş bir hizmet ve kültür sektörüdür (Özdemir, 1992 : 19).
Mevzuatımıza göre ise 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanununun 36. maddesi gereği, Bakanlar Kurulunun 5.8.1955 gün 5643 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan Turizm İşbirliği Tüzüğünün 3. maddesiyle yapılan tanımlama şöyledir : "Yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak, tedavi edilmek, eğlenip dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir" (Özdemir, 1992 : 19).
Şimdiye kadar çalışmada yer verdiğimiz tanımlar turizm kavramını genel hatlarıyla ve belli özellikleri ile tanımlamaktadır. Ama biz çalışmamızda turizmin ekonomik yönünü ele alacağımız için kısaca turizmi şöyle tanımlayabiliriz : İnsanların sürekli yaşadığı ve para kazandığı yerler dışına spor, din, sağlık, seyahat, eğlenme, dinlenme vb. ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere gitmeleri ve gittikleri bu yerlerde turistik kuruluşların mallarını tüketerek yaptıkları ekonomik faaliyetlerin tümüdür. Bu tanımda gözden kaçmaması gereken, kişilerin gittikleri yerde para kazanma gayesi gütmeme ilkesidir. Uluslararası Turizm Uzmanları Birliği ise turizmi şu şekilde tanımlamaktadır : "Turizm, yabancıların geçici ya da devamlı asli kazanç elde etme faaliyeti için yerleşmeye dönüşmemek şartıyla konaklamalarından doğan ilişkilerin ve olayların bütünüdür" (Özdemir, 1992 : 20).
1.2. Turizmin ve Turistin Özellikleri
Turizm olayının gelişmesi, genişlemesi, ulusal ve uluslararası önem kazanması kendi bünyesi içinde bir takım özelliklerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu özelliklerin kendi bünyeleri içinde ele alınmasında ve açıklanmasında yarar vardır. Kendine özgü bu özellikler şunlardır (Ürger, 1992 : 13) :
* Turizm bir hizmet sektörüdür. Turizmde üretilen mal ve hizmetler üretildikleri yerde tüketime sunulurlar. Turizm sektöründe müşteri, mal ve hizmetin üretildiği yerde tüketimde bulunur.
* Turizm sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin tüketilebilmesi boş zamanın yaratılması ile mümkündür.
* Turizm sektörü içinde görev yapan seyahat acentaları ile tur operatörleri arz ve talebi dengelemede önemli rol oynarlar.
* Turizmde talebin artışına cevap verecek arzın sunuluşu uzun bir süreyi gerektirir.
* Turizm olayına katılacak kişilerin karar vermeleri birçok dürtülerin etkisi ile oluşacağından, karar süresi uzun bir zamanı gerektirir.
* Turizm hareketleri, yılın belirli aylarında yoğunluk kazanmakta ve turist kabul eden ülkelerde söz konusu aylarda hareketlilik artmaktadır.
* Ülkelerde turistik özellik arz eden yerler, arazi üzerinde dengesiz bir dağılıma neden olduğundan, turistik yoğunlaşmada turistik özellik arz eden bu alanlarda görülmektedir. Ayrıca ülkelerdeki turizm trafiği lokal bir görünüm arz etmektedir. Kavramsal olarak ise turizm olayının beş temel özelliği bulunmaktadır (Burkart ve Medlik, 1981 : 42-43) :
a) Turizm, bir dizi olay ve ilişkinin bir bütünüdür. Bu olay ve ilişkilerin biri tarafından belirlenemez.
b) Bu olay ve ilişkiler, çeşitli yerlere seyahat eden insanların bu hareketlerinden ve buralarda konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik, konunun bir dinamik boyutu-seyahat- ve bir de statik boyutu -konaklama- olduğunu ortaya koymaktadır.
c) Seyahat ve konaklama, normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışındaki yerlerde olmaktadır. Böylelikle, seyahat edilen ve konaklanan yerlerde buralarda yaşayan ve çalışan insanlarınkinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır.
d) Yer değiştirmeler, geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır. Seyahate çıkan kişinin birkaç gün, hafta ya da ay içerisinde geriye dönme niyeti bulunmaktadır.
e) Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir. Ziyaret, iş bulmak ya da iş kurmak gibi amaçlarla ilişkili değildir. Turizm olayının öznesi insandır. Turizmin temelinde insanın "psikolojik tatmin duygusu" sağlaması yer alır. Turizm olayına yol açan, yön veren ve bu olayın odak noktasını oluşturan insan turist sözcüğü ile tanımlanır. Günümüze kadar turistin çeşitli tanımları yapılmış bulunmaktadır. Genel bir tanımla turist, turizm tanımındaki özelliklere uygun olarak belirtilen nedenlerin etkisi ile belirli bir süre için seyahat eden, ziyaret ettiği yerde yirmi dört saatten fazla kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme yapan, mali gücü, zamanı ve maddi kapasitesi sınırlı olan, rahatına düşkün, geleneklerini koruyan, temizlik ve konfor arayan, maceraperest olmayan insandır (Akat, 1997 : 5).
Turist kavramının iyi kavranılabilmesi için ilk önce turistin özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir.
Turistin özelliklerini vermeden önce bazı kavramlara açıklık getirmek faydalı olacaktır. Bu kavramları kısaca açıklayacak olursak (Akat, 1997 : 5-6) :
a) Yabancı Turist : Sürekli konaklama yerinin bulunduğu ülkeden başka bir ülkeye, iş, aile ziyareti, merak, din, kültür, eğitim ve öğretim, spor, dinlenme, eğlence, dost ve akraba ziyareti nedenleri ile seyahat eden, her çeşit toplantılara (dini, politik vb.) katılmak üzere giden, gittiği ülkede 24 saatten fazla süre ile kalan ya da ülkenin konaklama tesislerinde en az bir geceleme yapan kişidir.
b) Yabancı Ziyaretçi : Bir ülkeye gelen ve konaklama süresi 24 saati aşan ya da 24 saatten az olan tüm yabancı kişiler yabancı ziyaretçi olarak anılır.
c) Yabancı "Ekskürsiyonist" (Günübirlikçi - Transit yolcu) : Gittiği ülkede 24 saatten az kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde bir geceleme yapmadan seyahat eden kişidir.
d) Turist Olmayan Yabancılar : Bir ülkeye birbirinden farklı nedenlerle gelen (göçebe, mülteci, konsolosluk temsilcisi, yabancı diplomatlar vb.), ancak turist ve günübirlikçi kabul edilmeyen yabancılardır. Turistler, seyahatlerini ve geçici konaklamalarını kendi ülkelerinde ve yabancı bir ülkede gerçekleştirmelerine bakılarak yerli turist ve yabancı turist olarak ikiye ayrılabilirler.
Ayrıca, kişileri turizm olayına katılmaya yönelten nedenler ve etkileyici faktörler açısından da turistlerin iki ana gruba ayrılmasında yarar bulunmaktadır (Barutçugil, 1986 : 7-, İlk grup, belirli bir yere gitmek zorunda olan kişilerdir. İşadamları, aile ve akrabalarını ziyarete gidenler ve ortak ilgi nedeniyle seyahat edenler bu gruba girerler. Seyahat kararı, genellikle kendileri dışında alınır. Nereye ve ne zaman gidileceği de yine çoğunlukla başkaları tarafından belirlenir. Bu kişiler gidilecek yerin uzaklığından ve maliyetinden etkilenmezler. Özellikle iş seyahatleri talebi, fiyat karşısında inelastiktir.
Diğer bir ifadeyle, eğer bu seyahatlerin yapılması gerekiyorsa uzaklığa ve maliyete bakılmaksızın gerçekleştirilir. Tatil turistleri olarak nitelenen ikinci gruptaki insanlar büyük ölçüde seçme özgürlüğüne sahip bulunmaktadırlar. Tasarruflarını ve boş zamanlarını turizme ayırma konusunda kararı kendileri verirler. Nereye ve ne zaman gidileceğine ilişkin kararı da verenler yine kendileridir. Tatil turizmi talebi, fiyat değişiklikleri karşısında çok duyarlıdır. Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında turistin özelliklerini sıralayacak olursak :
* Turist, temel amacı psikolojik tatmin sağlamak olan, seyahati süresince mal ve hizmet üretimi ya da satışı yoluyla kazanç elde etmeyi düşünmeyen, ekonomik anlamda tüketici olan ve normal düzeyde bir mali güce sahip bulunan ancak zamanı sınırlı olan kişidir.
* Turist, gittiği yerden son derece memnun olarak dönmek isteyen kişidir.
* Turistlerin çoğu, macera peşinde değildir. Her işinin rast gitmesini bekler. Aksamalar onu çok rahatsız eder.
* Turistin zamanı çok değerlidir. En az zamanda en çok yeri görmek, en çok faydayı elde etmek, yeterince eğlenmek ve dinlenmek ister.
Turistler için sayılabilecek bu özellikleri göz önünde bulundurarak şöyle bir tanımlama yapmak da mümkündür : "Turist; ülkemiz, beldemiz, kuruluşumuz ve çıkarlarımız için, mutlaka memnun etmemiz gereken konuğumuzdur" (Akat, 1997 : 7).
1.3. Turizmin Sınıflandırılması
Turizm olayının daha açık ve doğru bir biçimde ele alınabilmesi için çeşitli kriterlere göre gruplandırılması gerekmektedir. Bu kriterler; turistin geldiği yer, turist sayısı, turizmin amacı, seçilen zaman, kapsanan süre ve turizmin sosyolojik niteliği olmak üzere altı başlık altında toplanabilir.
Böyle bir sınıflandırma, bazı eksiklikleri bulunmakla birlikte, turizm olayını kavramayı kolaylaştırması açısından önemli yararlar getirmektedir (Burkart ve Medlik, 1981 : 43-47) : Turistin geldiği yere göre turizm olayı, iç turizm ve dış turizm (uluslararası turizm) olmak üzere ikiye ayrılır. İç turizmde sürekli yaşadıkları yerlerden ayrılan kişiler, kendi ülkeleri içindeki diğer bölgelere ya da kentlere seyahat etmektedirler. Pasaport ve vize gibi izin belgeleri, yabancı dil bilgisi ve döviz gerektirmeyen iç turizm, ulusal gelirin bölgeler arası dağılımına önemli bir katkı sağlar.
Dış turizm ise yaşanılan ülke dışında bir ülkeye seyahati ifade eder. İç turizmle arasındaki en önemli fark; yabancı dil, döviz ve pasaport gibi bazı engeller doğurmasıdır. Dış turizm, ödemeler dengesi üzerindeki etkileri açısından kendi içinde, dış aktif turizm (yabancıların bir ülkeye seyahati) ve dış pasif turizm (yerleşiklerin dış ülkelere seyahati) olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Dış aktif turizm ülkeye döviz girişi sağladığından ödemeler dengesi üzerinde olumlu, dış pasif turizm ise, döviz çıkışına yol açtığından ödemeler dengesi üzerine olumsuz etkiler doğurur. Çalışmamızda dış turizm göz önüne alınacaktır, onun için iç turizm göz ardı edilecek ve turizm kelimesi çoğunlukla dış turizmi niteler şekilde kullanılacaktır. Bunun nedeni, iç turizmle ilgili bilgileri bulmanın ve anlamlı hale sokmanın çok büyük zorluklar doğurmasıdır. Yukarıdaki sayılan kriterlere gelince; turist sayısı açısından turizm; bireysel, kollektif ve kitle turizmi olmak üzere üçe ayrılır. Seçilen zaman açısından ise yaz ve kış turizmi biçiminde sınıflandırılabileceği gibi turizm hareketlerinin yoğunluğuna bağlı olarak sezon-içi ve sezon dışı turizm biçiminde de ikiye ayrılabilir. Turizmin sosyolojik niteliğine ve amaçlarına göre sınıflandırılması ise aşağıda turizm türleri kısmında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
TURİZMİN EKONOMİDEKİ YERİ
Gelirleri ve GSMH içindeki Payı
Türkiye'de aktif özellikle 1980'li yıllardan itibaren önemli bir gelişme göstermiş olan dış turizm ve ülke ekonomisine büyük oranda katkı sağlayan gelir kaynaklarından biri durumuna gelmiştir.
Gelirlerin Ödemeler Dengesi ve İhracata Etkisi
Gelirlerinin dış ticaret açığını kapatma oranı yıllar itibariyle dalgalanmalar gösterse de, genellikle 1996-2000 yılları arasında 30-38 aralığında gerçekleşmiştir. 2001 yılında ise dış ticaret açığındaki büyük daralma sonucu % 86,8'e çıkmış, takip eden iki yılda ise dış ticaret açığındaki yükselme ile birlikte yine düşüş göstermiş 2003 yılında % 44,3 olarak gerçekleşmiştir.
Teşvik Belgeli Yatırımlar
Herhangi bir sektördeki yatırım eğilimini göstermesi açısından yatırım teşvik belgeleri önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Teşvik belgelerinin bölgesel dağılımında Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri ilk üç sırayı almaktadırlar. Bunun başlıca sebebi; tarihi eserlerin yoğunluğunun yanısıra deniz, güneş ve kum üçlüsünün büyük rolü vardır.
Yatırımlar da Yabancı Sermaye
Yabancı sermaye izinleri yıllar geçtikçe düşmektedir.
Seyahat Acentaları
Konaklama tesislerinin kapasitesine paralel olarak seyahat acentaları sayısında da artış olmuştur.
Turistlerin Geliş Nedenleri
Türkiye'ye gelen turistlerin % 46,4'lük gibi büyük bir bölümü tatil amaçlı gelmektedir.
TURİZM KREDİLERİ
Turizm kredileri öncelikle kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde yapılacak yatırımlara tahsis edilir. T.C. Turizm Bankası Anonim Şirketi kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerindeki belgeli yatırımlara tahsis edilmek üzere, yabancı kaynaklardan döviz kredileri alabilir. Bu kredilerin temininde; Hazine tarafından sağlanan krediler için kabul edilen şartlar aynen uygulanır ve bu kredilerin tahsisi ve geri ödenmesi ile ilgili genel esaslar, Maliye Bakanlığı, Bakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca, müştereken düzenlenir.Turizm kredileri, alanları ve merkezlerindeki yatırımlara tahsis edilen ihtisas kredileridir. Kredilerin toplam banka kredileri içindeki payı 1989 yılında % 1,69 olarak gerçekleşirken, izleyen yıllarda düşüş göstermiş ve 2002 yılında % 0,13 ile en düşük oranı görmüştür. 2002 yılında kullandırılan 63,8 trilyonluk kredini bankalar sağlamıştır.Vakıfbank da sektörü nakdi ve gayrinakdi kredileri ile destekleyen bankalardan biridir.2003 yılında krediler Vakıfbank'ın toplam kredilerinin % 0,42'sini oluştururken 2004 yılının ilk çeyreğinde kredilerinin ağırlığı %0,55'eyükselmiştir.
SEKTÖRE İLİŞKİN BEKLENTİLER
2020 yılına yönelik tahminlerde ise uluslararası Turizm hareketlerine katılan kişi sayısının 1.6 milyara ve Turizm gelirlerinin de 2 trilyon dolara ulaşması beklenmekte, yükselen refah düzeyine paralel olarak, seyahate ayrılan gelirin ve ulaşım olanaklarının artması ile büyüyen Turizm pastasından en yüksek payı almak için turist çeken ülkeler arasındaki rekabetin artacağı öngörülmektedir.
Dünya Turizm Örgütü'nün (WTO) Türkiye'ye ilişkin yaptığı tahminlere göre, Türkiye 2010 yılında 17,1 ve 2020 yılında da 27 milyon turist çekecek, Turizm geliri ve turist sayısı arasındaki oran aynı düzeyini korursa Türkiye 2010 yılında 12,5 ve 2020 yılında da 19,8 milyar dolar Turizm geliri elde edebilecektir.
Turizm sektörü, turistlerin yaptığı harcamalarla iç piyasayı canlandırmakta olup, Turizm'den elde edilen gelirin ortalama olarak % 27'si turlara, % 23'ü konaklama tesislerine, % 10'u restoran-cafelere, % 10'u giyim-ayakkabı firmalarına, % 10'u hediyelik eşya, kuyumcu, halı- kilim firmalarına, geri kalanı da tütün, eğlence-kültür, oto kiralama vb. hizmetleri sağlayanlara kalmaktadır. Turizm Sektörünün gelir yaratmanın yanı sıra istihdam yaratma hususunda da son derece önemli bir fonksiyonu olduğu belirtmemiz gerekir.
Tatil İçin Neden Türkiye?
Türkiye'yi hangi turist, neden tercih ediyor?
AA
Türkiye'yi ziyaret eden turistlerin, tatile yönelik ilgi, beklenti ve zevkleri ülkelerine göre değişiyor.
Geçen yıl Türkiye'ye gelen toplam 23 milyon 341 bin turistin, 4 milyon 148 binini Almanlar, 2 milyon 465 binini Ruslar, 1 milyon 916 binini İngilizler oluşturdu, bu ülkeleri Bulgaristan, İran, Hollanda, Fransa, ABD, Gürcistan ve Ukrayna'dan gelenler izledi.
"Türkiye'de, her yaz dönemi sahilleri dolduran, İstanbul Kapalıçarşı'da alışveriş yapan, peri bacalarında fotoğraf çektiren, yöre halkının bile tırmanmadığı dağlara çıkan bu turistler, neden ve ne zaman Türkiye'ye geliyor, ne tür tatil yapmayı seviyor, ne kadar harcıyor?".
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünün verileri, farklı ülkelerden gelen turistlerin beklenti, zevk, ilgi düzeyi ve tercihlerinin de farklı olduğunu gösteriyor.
-ALMANYA ALMANLARIN YAZLIĞI-
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yılda 47 milyon kişinin yurt dışına çıktığı Almanya'da, tatil yapmak en önemli ihtiyaç ve giderek "statü" göstergesi haline gelmeye başladı.
Türkiye'nin yıllardır değişmeyen ana pazarı Almanya olsa da tatillerde kişi başı ortalama bin 143 Avro harcayan Almanların ilk tercihi aslında İspanya. Yaklaşık 9 milyon Alman, İspanya'da en fazla Balear ve Kanarya adalarına gitmeyi seviyor. İkinci sırada İtalya'yı, üçüncü sırada da Avusturya'yı seçen Almanların tatil tercihinde Türkiye 4. sırada. Ancak paket tur tercihinde Türkiye 3. sıraya yükseliyor.
Genellikle sıcak sularda yüzmeyi, kumlara uzanmayı ve Akdeniz mutfağını tatmayı seven, eğlence isteyen, SPA'dan ve alışverişten zevk alan Almanlar, bu nedenle daha çok tatil köyleri ve otelleri tercih ediyor.
Türkiye'ye de bu nedenle Almanların gözdesi, Antalya Almanların "yazlıkları" haline geldi.
Geçen yıl 4 milyon 149 bin 805 Alman turist ağırlayan, yıl başından bu yana süren yoğun reklam kampanyası yapan Türkiye'nin 2008 sonunda, bu sayıyı gerilerde bırakması bekleniyor.
Yine de Almanları tatilden caydırmamak için "altyapı ve çevre sorunları, hayvanlara kötü muamele, terör olayları, fahiş fiyatla satılan halı, deri ve benzeri eşyalar, alış-veriş turlarına katılmada zorlamadan" kaçınılması gerekiyor.
-RUSLARIN KİŞİ BAŞI HARCAMALARI DÜŞÜK-
Her yıl yaklaşık 29 milyon turistin yurt dışına talile gittiği Rusya'da ise Almanya'nın aksine Türkiye, en gözde tatil ülkesi. Ruslar, Türkiye'den sonra en fazla Mısır, Çin, Fransa ve Dubai'ye gidiyor.
Rusya'nın soğuk ikliminden kaçıp, yaz aylarında deniz-kum-güneş üçlüsünü tercih eden, geldiklerinde 10-15 gün kalan Ruslar, tatil tercihinde tur paketi fiyatı, her şey dahil sisteminin içeriği ve hizmet kalitesiyle aquapark, disko ve animasyon gibi etkinliklerin olup olmadığına dikkat ediyor. Rezervasyon için son dakikaya kadar bekleyen Ruslar, daha çok 2 veya 3 yıldızlı otellere gidiyor. Bu nedenle kişi başı ortalama harcamaları da düşük bir haftalık tatil için 500 dolar harcanıyor.
Ruslar, Türkiye'de Almanlar gibi Antalya, Marmaris, Bodrum, Kuşadası ve İstanbul'u tercih ediyor. Geçen yıl gelen 2,5 milyon Rus turist sayısının, bu yıl otellerin dolmasıyla daha da artması bekleniyor.
Ruslar, en fazla tur paketi fiyatlarının artması ile eğlence imkanlarının yeterli olmamasından olumsuz etkileniyor.
-İNGİLİZLER MUĞLA'YA, FRANSIZLAR BODRUM'A-
İngilizler Türkiye'ye en fazla gelen turistler arasında ilk üçe girse de İngiltere'den yurt dışına tatile gidenlerin tercihlerinde Türkiye alt sıralarda kalıyor. İngilizler tatil için en fazla İspanya, Fransa ve İrlanda'yı, ardından İtalya, ABD, Almanya, Yunanistan, Hollanda,
Portekiz, Belçika ve Türkiye'yi tercih ediyor.
Yine de Türkiye, paket tur tatillerinde İspanya ve Yunanistan'dan sonra üçüncülük koltuğuna yerleşiyor.
Tatilde deniz kıyısında dinlenmeyi, golf, yat ve dalış gibi etkinlikleri seven, sağlık turizmini tercih eden İngilizleri, sıcak iklim, kültür, tarih ve doğal güzellikler ile uygun fiyatlar etkiliyor. Bunlar aynı zamanda İngilizlerin Türkiye'ye gelmelerindeki en önemli sebepler.
Temmuz-Eylül arası, Noel Tatili ve Paskalya'da tatile çıkan İngilizlerin yüzde 60'ından fazlası Muğla, yüzde 15'i İstanbul, yüzde 12'si de Antalya'da tatil yapıyor. Paket turla her şey dahil otellerde ortalama 10 gün kalan İngilizler, diğer ülkelere seyahatlerinde kişi başı ortalama 940 dolar, Türkiye'de ise bin 187 dolar harcıyor.
-TÜRKİYE FRANSIZLARIN DA TATİL TERCİHLERİ ARASINDA-
Türkiye Fransızların da tatil tercihleri arasında yer alıyor.
Fransızlar öncelikle İspanya, İtalya, Yunanistan, Fas, Tunus ve Mısır gibi ülkeleri tercih etseler de Türkiye'ye deniz, kültür ve inanç turizmi, kırsal turizm ve şehir turları için gelmeyi seviyorlar.
Genellikle yaz aylarında, iki haftalık seyahatlere çıkan Fransızlar, tatil köyleri, 3, 4 ve 5 yıldızlı oteller ile arkadaşlarında kalıyor.
Yurt dışı tatillerinde kişi başı ortalama bin avro harcayan Fransızlar, en fazla Bodrum, İzmir, Antalya, İstanbul ve Kapadokya'yı tercih ediyor.
Tatil kararını yılın başında verdikleri için Bakanlık, Fransa'da Ocak-Haziran aylarında daha yoğun reklam yapıyor.
-HOLLANDALILARI TÜRK İNSANININ SICAKLIĞI ÇEKİYOR-
Türkiye'ye en fazla turistin geldiği bir diğer ülke olan Hollanda'da da tatil için Fransa, Almanya, İspanya, Avusturya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve İngiltere tercih ediliyor.
Hollanda'da en fazla seyahat eden 55 yaş üstü ile çocuklu aileler, güneşli ve güzel havası, denizi ve kumu olan, ucuz, insanları sıcak kanlı ülkelere gitmeyi seviyor ama ülkelerdeki siyasal gelişmeler ile son dönemde ortaya çıkan kene vakalarından olumsuz etkileniyorlar.
Türkiye'de genellikle 4 ve 5 yıldızlı oteller ve birinci sınıf tatil köylerinde kalan Hollandalılar, en fazla İstanbul, Alanya, Side, Antalya, Bodrum ve Marmaris'e gidiyor. Hollandalılar, Türkiye'de 802 avro, İspanya'da 763 avro, Yunanistan'da 910 avro, Akdeniz Bölgesi genelinde de 812 avro harcıyor.
Ayrıca, en fazla televizyon reklamları ile açıkhava ve yazılı basından etkilenen Hollandalılar için, Ocak-Nisan aylarında televizyonlarda, kış turizmi için de Ekim-Kasım-Aralık aylarında reklamlar yapılıyor.
-TURİZMDE RAKİP, TATİLDE TURİST-
Akdeniz çanağında turizmde rakibimiz olan İtalyanlar tatil için Bodrum, Antalya, İstanbul, Kapadokya ve Efes'e İspanyollar da Kapadokya ve İstanbul'un yanı sıra, Ege ve Akdeniz bölgelerine geliyor.
Belçikalılar, Türkiye'yi denizi ve kültürünün yanı sıra kongre ve sağlık turizmi için Kuzey Avrupa ülkeleri de bozulmamış kıyı şeridi, Akdeniz güneşi, yeni golf alanları ve şifalı kaplıcaları için tercih ediyor.
Türkiye, Mısır, İspanya, Tunus, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelere seyahat eden Ukraynalılar, son dakikada karar verip bir hafta ile 15 gün arası tatil yapıyor. Deniz-güneş-kum sunan, aquapark, disko ve animasyon gibi eğlence aktiviteleri olan, her şey dahil sistemindeki 3, 4 ve 5 yıldızlı otelleri tercih eden Ukraynalılar, Kemer, Alanya, Marmaris, Bodrum ve İstanbul'da, ortalama kişi başı 800-900 dolar harcıyor.
-UZAK DOĞU YAKINLAŞIYOR-
Genellikle komşuları Çin, Hong Kong, Güney Kore ve Tayland'ı, deniz aşırı komşusu ABD'yi gezmeyi seven Japonlar, Avrupa'da da İspanya, Almanya ve İtalya'ya gidiyor.
Zengin uygarlık kalıntıları, bozulmamış doğal güzellikleriyle Türkiye de sürekli yeni yerler görmek isteyen ve düzenli seyahat eden Japonlar için cazibe merkezlerinden biri haline geliyor.
2 bin 500 dolar ile tatillerde en fazla harcama yapan turist grubuna giren Japonlar, özellikle İstanbul ve Kapadokya'yı beğeniyor. Japonların en fazla dikkat ettiği konu ise ülke güvenliği.
Yurt dışında, grup halinde seyahat eden, tanınmış yerlerde resim çekmeyi, müze ziyaretini, alışverişi seven Çinlilerden son yıllarda Türkiye'ye gelenlerin sayısı artmaya başladı.
Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'dan Türkiye'ye, dinlenme, bavul ticaret, kış turizmi, fuar, sergi, iş görüşmesi ve öğrenim amaçlı seyahatler yapılıyor.
Son yıllarda Türkiye'ye ilgisi artan İranlılar, daha çok deniz ve inanç turizmi ile alışveriş için geliyorlar. Kişi başı ortalama 2 bin avro harcama yapan İranlılar, İstanbul, Antalya ve Muğla'nın yanında Konya ve Bursa'da kalmayı seviyor.
Türkiye'yi tatil için yoğun olarak tercih eden komşulardan biri de İsrail. Yurt dışı seyahatlerinde kişi başı ortalama bin 350 dolar harcayan, tatilde denize gitmeyi ve alışveriş yapmayı isteyen İsrailliler, Türkiye'de Akdeniz ve Ege kıyılarının yanı sıra Karadeniz'e de gidiyor.
Turizm Olgusu Ve Özellikleri
1.1. Turizmin Tanımı ve Anlamı
Turizm konusuna ilişkin bir çalışmada ilk ve en büyük zorluk, turizmin tanımının net bir şekilde yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü, son derece geniş, çok yönlü ve karmaşık bir olayı tek bir tanım ile ifade etmek kolay değildir. Şimdiye kadar yapılan tanımlar, turizmin sadece birkaç yönünü ele almıştır. Turizm olayını ya da kavramını tanımlamak amacıyla yapılan çalışmalar XIX. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Olayın değişik yönlerine farklı derecede önem veren yazarlar, bugüne kadar birbirinden oldukça ayrılan tanımlar yapmışlardır. Konuya eğilenlerin hareket noktalarının aynı olmaması, başka bir deyişle, konuya bakış açıları ve önem verdikleri unsurların farklı olması turizmin çeşitli tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Turizm kavramının kökenini, Latince'de dönme hareketini ifade eden "tornus" sözcüğü oluşturmaktadır. İngilizce'deki "touring" deyimi ile "tour" deyimleri de bu sözcükten türemiştir. "Tour" dairesel bir hareketi, bazı site ve yörelerin ziyaretini, iş ve eğlence amacıyla yapılan yer değiştirme hareketini ifade eder. "Touring" deyimi ise, zevk için yapılan, eğitsel ve kültürel özellik gösteren seyahatler için kullanılır.
Özetle "tour" hareket edilen yere dönmek şartıyla yapılan kısa ya da uzun süreli seyahatleri ifade eder (Akat, 1997 : 2-3). Burada geçen "tour" kökü, bir hareketi, dolaşmayı ve başlangıç yerine geri dönüşü ifade eder. Turizm ve turistik kelimelerinin anlamını açıklamaya, tanımlamaya çalışırken dikkat edilecek ilk unsur; hareket ve geri dönüş olayıdır (Sezgin, 1995 : 3). Türkçe'de ise "Seyyah" kelimesi "turist", "seyahat" kelimesi ise "turizm" deyimlerinin karşılığıdır. Her ne kadar "turist", "turizm", "turistik" kavramları ilk kez İngilizler tarafından kullanılmışsa da ana dilimize bu deyimler, Fransızca'dan gelip yerleşmiş ve tutunmuşlardır (Özdemir, 1992 : 19).
Öznesini insanın teşkil ettiği turizm şimdiye kadar bir çok uzman ve bilim adamı tarafından tanımlanmaya çalışılmıştır. Ancak bugüne kadar en çok sözü edilen ve OECD tarafından da benimsenen tanım Prof. Dr. Walter Hunziker'in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre
Turizm : "para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür" (Ürger, 1992 : 10).
Yukarıdaki tanım en çok benimsenen tanım olmasına rağmen; turizmin ilk tanımı 1905 yılında E. Guyar-Freuler tarafından yapılmıştır. Yazdığı bir kitapta Freuler modern turizmi "Gittikçe artan dinlenme ve hava değişimi ihtiyacına, doğal güzelliklerin aranmasına ve duyulan zevke, ticaretin ve endüstrinin gelişmesine, ulaştırma araçlarının mükemmelleşmesi sonucu olarak insan topluluklarının çeşitli ilişkiler kurmalarına dayanan, çağımızın önemli bir olayıdır." şeklinde tanımlamıştır (Çoruh, 1979 : .
Çok yönlü bir olay ve sektör olarak turizm kavramını tanımlamaya çalışırsak; turizm, insanların sürekli konutlarının bulunduğu yer dışında, sürekli olarak yerleşmemek, sadece para kazanmak ve politik ya da askeri bir amacı izlememek üzere; serbest bir ortam içinde, iş, merak, din, sağlık, spor dinlenme, eğlence, kültür, deneyim kazanma amacıyla ya da dost ve akraba ziyareti, kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle, kişisel ya da toplu olarak yaptıkları seyahatlerden, gittikleri yerlerde 24 saati aşan ya da o yerin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme süresiyle konaklamalarından ortaya çıkan iş ve ilişkileri kapsayan bir tüketim olayı, sosyal bir olay, ağır, bütünleşmiş bir hizmet ve kültür sektörüdür (Özdemir, 1992 : 19).
Mevzuatımıza göre ise 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanununun 36. maddesi gereği, Bakanlar Kurulunun 5.8.1955 gün 5643 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan Turizm İşbirliği Tüzüğünün 3. maddesiyle yapılan tanımlama şöyledir : "Yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak, tedavi edilmek, eğlenip dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir" (Özdemir, 1992 : 19).
Şimdiye kadar çalışmada yer verdiğimiz tanımlar turizm kavramını genel hatlarıyla ve belli özellikleri ile tanımlamaktadır. Ama biz çalışmamızda turizmin ekonomik yönünü ele alacağımız için kısaca turizmi şöyle tanımlayabiliriz : İnsanların sürekli yaşadığı ve para kazandığı yerler dışına spor, din, sağlık, seyahat, eğlenme, dinlenme vb. ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere gitmeleri ve gittikleri bu yerlerde turistik kuruluşların mallarını tüketerek yaptıkları ekonomik faaliyetlerin tümüdür. Bu tanımda gözden kaçmaması gereken, kişilerin gittikleri yerde para kazanma gayesi gütmeme ilkesidir. Uluslararası Turizm Uzmanları Birliği ise turizmi şu şekilde tanımlamaktadır : "Turizm, yabancıların geçici ya da devamlı asli kazanç elde etme faaliyeti için yerleşmeye dönüşmemek şartıyla konaklamalarından doğan ilişkilerin ve olayların bütünüdür" (Özdemir, 1992 : 20).
1.2. Turizmin ve Turistin Özellikleri
Turizm olayının gelişmesi, genişlemesi, ulusal ve uluslararası önem kazanması kendi bünyesi içinde bir takım özelliklerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu özelliklerin kendi bünyeleri içinde ele alınmasında ve açıklanmasında yarar vardır. Kendine özgü bu özellikler şunlardır (Ürger, 1992 : 13) :
* Turizm bir hizmet sektörüdür. Turizmde üretilen mal ve hizmetler üretildikleri yerde tüketime sunulurlar. Turizm sektöründe müşteri, mal ve hizmetin üretildiği yerde tüketimde bulunur.
* Turizm sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin tüketilebilmesi boş zamanın yaratılması ile mümkündür.
* Turizm sektörü içinde görev yapan seyahat acentaları ile tur operatörleri arz ve talebi dengelemede önemli rol oynarlar.
* Turizmde talebin artışına cevap verecek arzın sunuluşu uzun bir süreyi gerektirir.
* Turizm olayına katılacak kişilerin karar vermeleri birçok dürtülerin etkisi ile oluşacağından, karar süresi uzun bir zamanı gerektirir.
* Turizm hareketleri, yılın belirli aylarında yoğunluk kazanmakta ve turist kabul eden ülkelerde söz konusu aylarda hareketlilik artmaktadır.
* Ülkelerde turistik özellik arz eden yerler, arazi üzerinde dengesiz bir dağılıma neden olduğundan, turistik yoğunlaşmada turistik özellik arz eden bu alanlarda görülmektedir. Ayrıca ülkelerdeki turizm trafiği lokal bir görünüm arz etmektedir. Kavramsal olarak ise turizm olayının beş temel özelliği bulunmaktadır (Burkart ve Medlik, 1981 : 42-43) :
a) Turizm, bir dizi olay ve ilişkinin bir bütünüdür. Bu olay ve ilişkilerin biri tarafından belirlenemez.
b) Bu olay ve ilişkiler, çeşitli yerlere seyahat eden insanların bu hareketlerinden ve buralarda konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik, konunun bir dinamik boyutu-seyahat- ve bir de statik boyutu -konaklama- olduğunu ortaya koymaktadır.
c) Seyahat ve konaklama, normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışındaki yerlerde olmaktadır. Böylelikle, seyahat edilen ve konaklanan yerlerde buralarda yaşayan ve çalışan insanlarınkinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır.
d) Yer değiştirmeler, geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır. Seyahate çıkan kişinin birkaç gün, hafta ya da ay içerisinde geriye dönme niyeti bulunmaktadır.
e) Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir. Ziyaret, iş bulmak ya da iş kurmak gibi amaçlarla ilişkili değildir. Turizm olayının öznesi insandır. Turizmin temelinde insanın "psikolojik tatmin duygusu" sağlaması yer alır. Turizm olayına yol açan, yön veren ve bu olayın odak noktasını oluşturan insan turist sözcüğü ile tanımlanır. Günümüze kadar turistin çeşitli tanımları yapılmış bulunmaktadır. Genel bir tanımla turist, turizm tanımındaki özelliklere uygun olarak belirtilen nedenlerin etkisi ile belirli bir süre için seyahat eden, ziyaret ettiği yerde yirmi dört saatten fazla kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme yapan, mali gücü, zamanı ve maddi kapasitesi sınırlı olan, rahatına düşkün, geleneklerini koruyan, temizlik ve konfor arayan, maceraperest olmayan insandır (Akat, 1997 : 5).
Turist kavramının iyi kavranılabilmesi için ilk önce turistin özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir.
Turistin özelliklerini vermeden önce bazı kavramlara açıklık getirmek faydalı olacaktır. Bu kavramları kısaca açıklayacak olursak (Akat, 1997 : 5-6) :
a) Yabancı Turist : Sürekli konaklama yerinin bulunduğu ülkeden başka bir ülkeye, iş, aile ziyareti, merak, din, kültür, eğitim ve öğretim, spor, dinlenme, eğlence, dost ve akraba ziyareti nedenleri ile seyahat eden, her çeşit toplantılara (dini, politik vb.) katılmak üzere giden, gittiği ülkede 24 saatten fazla süre ile kalan ya da ülkenin konaklama tesislerinde en az bir geceleme yapan kişidir.
b) Yabancı Ziyaretçi : Bir ülkeye gelen ve konaklama süresi 24 saati aşan ya da 24 saatten az olan tüm yabancı kişiler yabancı ziyaretçi olarak anılır.
c) Yabancı "Ekskürsiyonist" (Günübirlikçi - Transit yolcu) : Gittiği ülkede 24 saatten az kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde bir geceleme yapmadan seyahat eden kişidir.
d) Turist Olmayan Yabancılar : Bir ülkeye birbirinden farklı nedenlerle gelen (göçebe, mülteci, konsolosluk temsilcisi, yabancı diplomatlar vb.), ancak turist ve günübirlikçi kabul edilmeyen yabancılardır. Turistler, seyahatlerini ve geçici konaklamalarını kendi ülkelerinde ve yabancı bir ülkede gerçekleştirmelerine bakılarak yerli turist ve yabancı turist olarak ikiye ayrılabilirler.
Ayrıca, kişileri turizm olayına katılmaya yönelten nedenler ve etkileyici faktörler açısından da turistlerin iki ana gruba ayrılmasında yarar bulunmaktadır (Barutçugil, 1986 : 7-, İlk grup, belirli bir yere gitmek zorunda olan kişilerdir. İşadamları, aile ve akrabalarını ziyarete gidenler ve ortak ilgi nedeniyle seyahat edenler bu gruba girerler. Seyahat kararı, genellikle kendileri dışında alınır. Nereye ve ne zaman gidileceği de yine çoğunlukla başkaları tarafından belirlenir. Bu kişiler gidilecek yerin uzaklığından ve maliyetinden etkilenmezler. Özellikle iş seyahatleri talebi, fiyat karşısında inelastiktir.
Diğer bir ifadeyle, eğer bu seyahatlerin yapılması gerekiyorsa uzaklığa ve maliyete bakılmaksızın gerçekleştirilir. Tatil turistleri olarak nitelenen ikinci gruptaki insanlar büyük ölçüde seçme özgürlüğüne sahip bulunmaktadırlar. Tasarruflarını ve boş zamanlarını turizme ayırma konusunda kararı kendileri verirler. Nereye ve ne zaman gidileceğine ilişkin kararı da verenler yine kendileridir. Tatil turizmi talebi, fiyat değişiklikleri karşısında çok duyarlıdır. Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında turistin özelliklerini sıralayacak olursak :
* Turist, temel amacı psikolojik tatmin sağlamak olan, seyahati süresince mal ve hizmet üretimi ya da satışı yoluyla kazanç elde etmeyi düşünmeyen, ekonomik anlamda tüketici olan ve normal düzeyde bir mali güce sahip bulunan ancak zamanı sınırlı olan kişidir.
* Turist, gittiği yerden son derece memnun olarak dönmek isteyen kişidir.
* Turistlerin çoğu, macera peşinde değildir. Her işinin rast gitmesini bekler. Aksamalar onu çok rahatsız eder.
* Turistin zamanı çok değerlidir. En az zamanda en çok yeri görmek, en çok faydayı elde etmek, yeterince eğlenmek ve dinlenmek ister.
Turistler için sayılabilecek bu özellikleri göz önünde bulundurarak şöyle bir tanımlama yapmak da mümkündür : "Turist; ülkemiz, beldemiz, kuruluşumuz ve çıkarlarımız için, mutlaka memnun etmemiz gereken konuğumuzdur" (Akat, 1997 : 7).
1.3. Turizmin Sınıflandırılması
Turizm olayının daha açık ve doğru bir biçimde ele alınabilmesi için çeşitli kriterlere göre gruplandırılması gerekmektedir. Bu kriterler; turistin geldiği yer, turist sayısı, turizmin amacı, seçilen zaman, kapsanan süre ve turizmin sosyolojik niteliği olmak üzere altı başlık altında toplanabilir.
Böyle bir sınıflandırma, bazı eksiklikleri bulunmakla birlikte, turizm olayını kavramayı kolaylaştırması açısından önemli yararlar getirmektedir (Burkart ve Medlik, 1981 : 43-47) : Turistin geldiği yere göre turizm olayı, iç turizm ve dış turizm (uluslararası turizm) olmak üzere ikiye ayrılır. İç turizmde sürekli yaşadıkları yerlerden ayrılan kişiler, kendi ülkeleri içindeki diğer bölgelere ya da kentlere seyahat etmektedirler. Pasaport ve vize gibi izin belgeleri, yabancı dil bilgisi ve döviz gerektirmeyen iç turizm, ulusal gelirin bölgeler arası dağılımına önemli bir katkı sağlar.
Dış turizm ise yaşanılan ülke dışında bir ülkeye seyahati ifade eder. İç turizmle arasındaki en önemli fark; yabancı dil, döviz ve pasaport gibi bazı engeller doğurmasıdır. Dış turizm, ödemeler dengesi üzerindeki etkileri açısından kendi içinde, dış aktif turizm (yabancıların bir ülkeye seyahati) ve dış pasif turizm (yerleşiklerin dış ülkelere seyahati) olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Dış aktif turizm ülkeye döviz girişi sağladığından ödemeler dengesi üzerinde olumlu, dış pasif turizm ise, döviz çıkışına yol açtığından ödemeler dengesi üzerine olumsuz etkiler doğurur. Çalışmamızda dış turizm göz önüne alınacaktır, onun için iç turizm göz ardı edilecek ve turizm kelimesi çoğunlukla dış turizmi niteler şekilde kullanılacaktır. Bunun nedeni, iç turizmle ilgili bilgileri bulmanın ve anlamlı hale sokmanın çok büyük zorluklar doğurmasıdır. Yukarıdaki sayılan kriterlere gelince; turist sayısı açısından turizm; bireysel, kollektif ve kitle turizmi olmak üzere üçe ayrılır. Seçilen zaman açısından ise yaz ve kış turizmi biçiminde sınıflandırılabileceği gibi turizm hareketlerinin yoğunluğuna bağlı olarak sezon-içi ve sezon dışı turizm biçiminde de ikiye ayrılabilir. Turizmin sosyolojik niteliğine ve amaçlarına göre sınıflandırılması ise aşağıda turizm türleri kısmında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
TURİZMİN EKONOMİDEKİ YERİ
Gelirleri ve GSMH içindeki Payı
Türkiye'de aktif özellikle 1980'li yıllardan itibaren önemli bir gelişme göstermiş olan dış turizm ve ülke ekonomisine büyük oranda katkı sağlayan gelir kaynaklarından biri durumuna gelmiştir.
Gelirlerin Ödemeler Dengesi ve İhracata Etkisi
Gelirlerinin dış ticaret açığını kapatma oranı yıllar itibariyle dalgalanmalar gösterse de, genellikle 1996-2000 yılları arasında 30-38 aralığında gerçekleşmiştir. 2001 yılında ise dış ticaret açığındaki büyük daralma sonucu % 86,8'e çıkmış, takip eden iki yılda ise dış ticaret açığındaki yükselme ile birlikte yine düşüş göstermiş 2003 yılında % 44,3 olarak gerçekleşmiştir.
Teşvik Belgeli Yatırımlar
Herhangi bir sektördeki yatırım eğilimini göstermesi açısından yatırım teşvik belgeleri önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Teşvik belgelerinin bölgesel dağılımında Ege, Akdeniz ve Marmara bölgeleri ilk üç sırayı almaktadırlar. Bunun başlıca sebebi; tarihi eserlerin yoğunluğunun yanısıra deniz, güneş ve kum üçlüsünün büyük rolü vardır.
Yatırımlar da Yabancı Sermaye
Yabancı sermaye izinleri yıllar geçtikçe düşmektedir.
Seyahat Acentaları
Konaklama tesislerinin kapasitesine paralel olarak seyahat acentaları sayısında da artış olmuştur.
Turistlerin Geliş Nedenleri
Türkiye'ye gelen turistlerin % 46,4'lük gibi büyük bir bölümü tatil amaçlı gelmektedir.
TURİZM KREDİLERİ
Turizm kredileri öncelikle kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde yapılacak yatırımlara tahsis edilir. T.C. Turizm Bankası Anonim Şirketi kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerindeki belgeli yatırımlara tahsis edilmek üzere, yabancı kaynaklardan döviz kredileri alabilir. Bu kredilerin temininde; Hazine tarafından sağlanan krediler için kabul edilen şartlar aynen uygulanır ve bu kredilerin tahsisi ve geri ödenmesi ile ilgili genel esaslar, Maliye Bakanlığı, Bakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca, müştereken düzenlenir.Turizm kredileri, alanları ve merkezlerindeki yatırımlara tahsis edilen ihtisas kredileridir. Kredilerin toplam banka kredileri içindeki payı 1989 yılında % 1,69 olarak gerçekleşirken, izleyen yıllarda düşüş göstermiş ve 2002 yılında % 0,13 ile en düşük oranı görmüştür. 2002 yılında kullandırılan 63,8 trilyonluk kredini bankalar sağlamıştır.Vakıfbank da sektörü nakdi ve gayrinakdi kredileri ile destekleyen bankalardan biridir.2003 yılında krediler Vakıfbank'ın toplam kredilerinin % 0,42'sini oluştururken 2004 yılının ilk çeyreğinde kredilerinin ağırlığı %0,55'eyükselmiştir.
SEKTÖRE İLİŞKİN BEKLENTİLER
2020 yılına yönelik tahminlerde ise uluslararası Turizm hareketlerine katılan kişi sayısının 1.6 milyara ve Turizm gelirlerinin de 2 trilyon dolara ulaşması beklenmekte, yükselen refah düzeyine paralel olarak, seyahate ayrılan gelirin ve ulaşım olanaklarının artması ile büyüyen Turizm pastasından en yüksek payı almak için turist çeken ülkeler arasındaki rekabetin artacağı öngörülmektedir.
Dünya Turizm Örgütü'nün (WTO) Türkiye'ye ilişkin yaptığı tahminlere göre, Türkiye 2010 yılında 17,1 ve 2020 yılında da 27 milyon turist çekecek, Turizm geliri ve turist sayısı arasındaki oran aynı düzeyini korursa Türkiye 2010 yılında 12,5 ve 2020 yılında da 19,8 milyar dolar Turizm geliri elde edebilecektir.
Turizm sektörü, turistlerin yaptığı harcamalarla iç piyasayı canlandırmakta olup, Turizm'den elde edilen gelirin ortalama olarak % 27'si turlara, % 23'ü konaklama tesislerine, % 10'u restoran-cafelere, % 10'u giyim-ayakkabı firmalarına, % 10'u hediyelik eşya, kuyumcu, halı- kilim firmalarına, geri kalanı da tütün, eğlence-kültür, oto kiralama vb. hizmetleri sağlayanlara kalmaktadır. Turizm Sektörünün gelir yaratmanın yanı sıra istihdam yaratma hususunda da son derece önemli bir fonksiyonu olduğu belirtmemiz gerekir.
Tatil İçin Neden Türkiye?
Türkiye'yi hangi turist, neden tercih ediyor?
AA
Türkiye'yi ziyaret eden turistlerin, tatile yönelik ilgi, beklenti ve zevkleri ülkelerine göre değişiyor.
Geçen yıl Türkiye'ye gelen toplam 23 milyon 341 bin turistin, 4 milyon 148 binini Almanlar, 2 milyon 465 binini Ruslar, 1 milyon 916 binini İngilizler oluşturdu, bu ülkeleri Bulgaristan, İran, Hollanda, Fransa, ABD, Gürcistan ve Ukrayna'dan gelenler izledi.
"Türkiye'de, her yaz dönemi sahilleri dolduran, İstanbul Kapalıçarşı'da alışveriş yapan, peri bacalarında fotoğraf çektiren, yöre halkının bile tırmanmadığı dağlara çıkan bu turistler, neden ve ne zaman Türkiye'ye geliyor, ne tür tatil yapmayı seviyor, ne kadar harcıyor?".
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğünün verileri, farklı ülkelerden gelen turistlerin beklenti, zevk, ilgi düzeyi ve tercihlerinin de farklı olduğunu gösteriyor.
-ALMANYA ALMANLARIN YAZLIĞI-
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yılda 47 milyon kişinin yurt dışına çıktığı Almanya'da, tatil yapmak en önemli ihtiyaç ve giderek "statü" göstergesi haline gelmeye başladı.
Türkiye'nin yıllardır değişmeyen ana pazarı Almanya olsa da tatillerde kişi başı ortalama bin 143 Avro harcayan Almanların ilk tercihi aslında İspanya. Yaklaşık 9 milyon Alman, İspanya'da en fazla Balear ve Kanarya adalarına gitmeyi seviyor. İkinci sırada İtalya'yı, üçüncü sırada da Avusturya'yı seçen Almanların tatil tercihinde Türkiye 4. sırada. Ancak paket tur tercihinde Türkiye 3. sıraya yükseliyor.
Genellikle sıcak sularda yüzmeyi, kumlara uzanmayı ve Akdeniz mutfağını tatmayı seven, eğlence isteyen, SPA'dan ve alışverişten zevk alan Almanlar, bu nedenle daha çok tatil köyleri ve otelleri tercih ediyor.
Türkiye'ye de bu nedenle Almanların gözdesi, Antalya Almanların "yazlıkları" haline geldi.
Geçen yıl 4 milyon 149 bin 805 Alman turist ağırlayan, yıl başından bu yana süren yoğun reklam kampanyası yapan Türkiye'nin 2008 sonunda, bu sayıyı gerilerde bırakması bekleniyor.
Yine de Almanları tatilden caydırmamak için "altyapı ve çevre sorunları, hayvanlara kötü muamele, terör olayları, fahiş fiyatla satılan halı, deri ve benzeri eşyalar, alış-veriş turlarına katılmada zorlamadan" kaçınılması gerekiyor.
-RUSLARIN KİŞİ BAŞI HARCAMALARI DÜŞÜK-
Her yıl yaklaşık 29 milyon turistin yurt dışına talile gittiği Rusya'da ise Almanya'nın aksine Türkiye, en gözde tatil ülkesi. Ruslar, Türkiye'den sonra en fazla Mısır, Çin, Fransa ve Dubai'ye gidiyor.
Rusya'nın soğuk ikliminden kaçıp, yaz aylarında deniz-kum-güneş üçlüsünü tercih eden, geldiklerinde 10-15 gün kalan Ruslar, tatil tercihinde tur paketi fiyatı, her şey dahil sisteminin içeriği ve hizmet kalitesiyle aquapark, disko ve animasyon gibi etkinliklerin olup olmadığına dikkat ediyor. Rezervasyon için son dakikaya kadar bekleyen Ruslar, daha çok 2 veya 3 yıldızlı otellere gidiyor. Bu nedenle kişi başı ortalama harcamaları da düşük bir haftalık tatil için 500 dolar harcanıyor.
Ruslar, Türkiye'de Almanlar gibi Antalya, Marmaris, Bodrum, Kuşadası ve İstanbul'u tercih ediyor. Geçen yıl gelen 2,5 milyon Rus turist sayısının, bu yıl otellerin dolmasıyla daha da artması bekleniyor.
Ruslar, en fazla tur paketi fiyatlarının artması ile eğlence imkanlarının yeterli olmamasından olumsuz etkileniyor.
-İNGİLİZLER MUĞLA'YA, FRANSIZLAR BODRUM'A-
İngilizler Türkiye'ye en fazla gelen turistler arasında ilk üçe girse de İngiltere'den yurt dışına tatile gidenlerin tercihlerinde Türkiye alt sıralarda kalıyor. İngilizler tatil için en fazla İspanya, Fransa ve İrlanda'yı, ardından İtalya, ABD, Almanya, Yunanistan, Hollanda,
Portekiz, Belçika ve Türkiye'yi tercih ediyor.
Yine de Türkiye, paket tur tatillerinde İspanya ve Yunanistan'dan sonra üçüncülük koltuğuna yerleşiyor.
Tatilde deniz kıyısında dinlenmeyi, golf, yat ve dalış gibi etkinlikleri seven, sağlık turizmini tercih eden İngilizleri, sıcak iklim, kültür, tarih ve doğal güzellikler ile uygun fiyatlar etkiliyor. Bunlar aynı zamanda İngilizlerin Türkiye'ye gelmelerindeki en önemli sebepler.
Temmuz-Eylül arası, Noel Tatili ve Paskalya'da tatile çıkan İngilizlerin yüzde 60'ından fazlası Muğla, yüzde 15'i İstanbul, yüzde 12'si de Antalya'da tatil yapıyor. Paket turla her şey dahil otellerde ortalama 10 gün kalan İngilizler, diğer ülkelere seyahatlerinde kişi başı ortalama 940 dolar, Türkiye'de ise bin 187 dolar harcıyor.
-TÜRKİYE FRANSIZLARIN DA TATİL TERCİHLERİ ARASINDA-
Türkiye Fransızların da tatil tercihleri arasında yer alıyor.
Fransızlar öncelikle İspanya, İtalya, Yunanistan, Fas, Tunus ve Mısır gibi ülkeleri tercih etseler de Türkiye'ye deniz, kültür ve inanç turizmi, kırsal turizm ve şehir turları için gelmeyi seviyorlar.
Genellikle yaz aylarında, iki haftalık seyahatlere çıkan Fransızlar, tatil köyleri, 3, 4 ve 5 yıldızlı oteller ile arkadaşlarında kalıyor.
Yurt dışı tatillerinde kişi başı ortalama bin avro harcayan Fransızlar, en fazla Bodrum, İzmir, Antalya, İstanbul ve Kapadokya'yı tercih ediyor.
Tatil kararını yılın başında verdikleri için Bakanlık, Fransa'da Ocak-Haziran aylarında daha yoğun reklam yapıyor.
-HOLLANDALILARI TÜRK İNSANININ SICAKLIĞI ÇEKİYOR-
Türkiye'ye en fazla turistin geldiği bir diğer ülke olan Hollanda'da da tatil için Fransa, Almanya, İspanya, Avusturya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve İngiltere tercih ediliyor.
Hollanda'da en fazla seyahat eden 55 yaş üstü ile çocuklu aileler, güneşli ve güzel havası, denizi ve kumu olan, ucuz, insanları sıcak kanlı ülkelere gitmeyi seviyor ama ülkelerdeki siyasal gelişmeler ile son dönemde ortaya çıkan kene vakalarından olumsuz etkileniyorlar.
Türkiye'de genellikle 4 ve 5 yıldızlı oteller ve birinci sınıf tatil köylerinde kalan Hollandalılar, en fazla İstanbul, Alanya, Side, Antalya, Bodrum ve Marmaris'e gidiyor. Hollandalılar, Türkiye'de 802 avro, İspanya'da 763 avro, Yunanistan'da 910 avro, Akdeniz Bölgesi genelinde de 812 avro harcıyor.
Ayrıca, en fazla televizyon reklamları ile açıkhava ve yazılı basından etkilenen Hollandalılar için, Ocak-Nisan aylarında televizyonlarda, kış turizmi için de Ekim-Kasım-Aralık aylarında reklamlar yapılıyor.
-TURİZMDE RAKİP, TATİLDE TURİST-
Akdeniz çanağında turizmde rakibimiz olan İtalyanlar tatil için Bodrum, Antalya, İstanbul, Kapadokya ve Efes'e İspanyollar da Kapadokya ve İstanbul'un yanı sıra, Ege ve Akdeniz bölgelerine geliyor.
Belçikalılar, Türkiye'yi denizi ve kültürünün yanı sıra kongre ve sağlık turizmi için Kuzey Avrupa ülkeleri de bozulmamış kıyı şeridi, Akdeniz güneşi, yeni golf alanları ve şifalı kaplıcaları için tercih ediyor.
Türkiye, Mısır, İspanya, Tunus, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelere seyahat eden Ukraynalılar, son dakikada karar verip bir hafta ile 15 gün arası tatil yapıyor. Deniz-güneş-kum sunan, aquapark, disko ve animasyon gibi eğlence aktiviteleri olan, her şey dahil sistemindeki 3, 4 ve 5 yıldızlı otelleri tercih eden Ukraynalılar, Kemer, Alanya, Marmaris, Bodrum ve İstanbul'da, ortalama kişi başı 800-900 dolar harcıyor.
-UZAK DOĞU YAKINLAŞIYOR-
Genellikle komşuları Çin, Hong Kong, Güney Kore ve Tayland'ı, deniz aşırı komşusu ABD'yi gezmeyi seven Japonlar, Avrupa'da da İspanya, Almanya ve İtalya'ya gidiyor.
Zengin uygarlık kalıntıları, bozulmamış doğal güzellikleriyle Türkiye de sürekli yeni yerler görmek isteyen ve düzenli seyahat eden Japonlar için cazibe merkezlerinden biri haline geliyor.
2 bin 500 dolar ile tatillerde en fazla harcama yapan turist grubuna giren Japonlar, özellikle İstanbul ve Kapadokya'yı beğeniyor. Japonların en fazla dikkat ettiği konu ise ülke güvenliği.
Yurt dışında, grup halinde seyahat eden, tanınmış yerlerde resim çekmeyi, müze ziyaretini, alışverişi seven Çinlilerden son yıllarda Türkiye'ye gelenlerin sayısı artmaya başladı.
Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'dan Türkiye'ye, dinlenme, bavul ticaret, kış turizmi, fuar, sergi, iş görüşmesi ve öğrenim amaçlı seyahatler yapılıyor.
Son yıllarda Türkiye'ye ilgisi artan İranlılar, daha çok deniz ve inanç turizmi ile alışveriş için geliyorlar. Kişi başı ortalama 2 bin avro harcama yapan İranlılar, İstanbul, Antalya ve Muğla'nın yanında Konya ve Bursa'da kalmayı seviyor.
Türkiye'yi tatil için yoğun olarak tercih eden komşulardan biri de İsrail. Yurt dışı seyahatlerinde kişi başı ortalama bin 350 dolar harcayan, tatilde denize gitmeyi ve alışveriş yapmayı isteyen İsrailliler, Türkiye'de Akdeniz ve Ege kıyılarının yanı sıra Karadeniz'e de gidiyor.
Salı Tem. 19, 2011 2:24 pm tarafından glewci
» Xara3d5 3 boyutlu yazi yazma programi (dj isimleri yazmak icin şahane)
C.tesi Nis. 16, 2011 10:24 am tarafından erhan2188
» Hareketli Avatar Yapımı
C.tesi Mart 12, 2011 9:47 pm tarafından (fog)'(x)
» Sjsro 11d'li Media.pk2...!!
C.tesi Mart 12, 2011 1:26 pm tarafından womekan
» Pet (Horse, Wolf, Kervan vs.) Auto Pot.
Salı Şub. 15, 2011 5:11 pm tarafından wiar01
» Silkroad'ı 3D Oynayın! Bir İlk :)
Perş. Şub. 03, 2011 4:38 pm tarafından Fleyd
» Kangurularla Apaçi
Perş. Şub. 03, 2011 3:35 pm tarafından (fog)'(x)
» EiffeL Kulesi Önünde Apaçi :)
Perş. Şub. 03, 2011 3:33 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Marşı- Bağlama&Gitar
Perş. Şub. 03, 2011 3:27 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Müziği - Gitar Versiyon
Perş. Şub. 03, 2011 3:21 pm tarafından (fog)'(x)