temel’in yeri

temel’in yeri
Uyuma güçlüğü çeken Temel eczaneden uyku ilacı almış...
Eczacı;
“-Bu haplar size iki ay yeter” demiş...
Temel itiraz etmiş ve ilaçları geri vermiş;
“-Ben bu kadar uyumak istemiyorum...”

temel’in yeri
Polisler; Temel’i, nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan bir boz kartalı kesmiş, pişirip yerken yakalamış... Hemen tutuklamışlar...
Mahkemede Temel’in avukatları müthiş bir savunma yapmışlar;
“-Temel Bey ormanda yolunu kaybetmişti... Günlerdir aç olduğu için ya kartalı öldürecekti, ya kendisi ölecekti” diye...
Yargıç bu savunmayı kabul edebileceğini söylemiş... Kararını açıklamadan önce, Temel’e dönmüş, “Son bir şey sormak istiyorum” demiş;
-Ben de av meraklısıyım da... Bu boz kartalın tadı nasıl bir şey?...
“-Efendim tam olarak kelaynak ile mavi gagalı puhu kuşu tatlarının arasında bir şey...”

temel’in yeri
Denizci Dursun ile korsan Temel bir liman barında sohbet edip, maceralarını anlatıyormuş.
Korsan Temel‘in tahta bacağını, elindeki kancayı ve gözünü kapatan bandı farkeden Dursun sormuş;
-Bacağını nasıl kaybettin?..
“-Denizin ortasında fırtınaya yakalanmıştık, dev bir dalga beni güverteden alıp götürdü. Adamlarım gemiye çekerken bir grup köpek balığı bacağımı kopardı...”
-Korkunç... Peki ya kanca?..
“-Bir ticaret gemisine borda etmiştik, tabancalar patlıyor, kılıçlar şakırdıyordu. O kargaşada elim koptu...”
-Dehşet verici... Gözünün üstündeki bant nedir?..
“-Bir martı gözüme pisledi...”
-Yani gözünü bir kuş pisliği mi kör etti?..
“-Uzatma işte... Kancayı taktıkları ilk gündü...”

temel’in yeri
Kuyuya düşen adamı ip atarak kurtaran Temel, aynı yöntemi binanın tepesinde kalan adama da uygulamış...
“Ne yaptın Temel” diye kızmışlar...
“-Daha beş dakika önce böyle bir adam kurtardım” demiş Temel;
“-Galiba binanın tepesindeki ipi sıkı tutmadı...”

temel’in yeri
Bir kadın, küçük oğlu ile alışverişe çıkmış...
Temel’in tezgâhtar olduğu mağazadan içeri girmişler ve ufaklığa bir tişört almışlar...
Çocuk tişörtü giymiş ve mağazadan çıkmışlar...
Ancak bir süre sonra yağmura yakalanınca 10-15 dakika içinde tişört çekmiş...
Kadın çocuğun elinden tutup o sinirle mağazaya geri dönmüş...
Tezgâhtar Temel çocuğu görür görmez “Ooo” demiş;
“-Yahu görmeyeli ne kadar da büyümüşsün... Bak eski tişörtlerin sana küçük geliyor artık...”

temel’in yeri
Bir gün Fadime kocası Temel’e sormuş “Ben ölsem sen ne yaparsın” diye...
“O an ben de ölürüm” demiş Temel.
“Neden” diye mutlu bir ifadeyle sormuş Fadime...
Temel cevaplamış:
“-Öyle büyük bir sevinci kalbimin kaldırabileceğini zannetmiyorum!..”

temel’in yeri
Doktorun telefonu gece yarısı acı acı çalmış...
Gidip açmış, karşısında telaş içinde Fadime;
“-Doktor... Hemen gelmelisiniz... Temel bahçede uyurken burun deliğinden fare girdi...”
Doktor sakin olması konusunda uyarmış;
“-Burnuna doğru bir parça peynir tutup bekleyin... Ben geliyorum...” Hemen arabasına atlamış ve hastanın evine gitmiş...
İçeri girince bakmış ki; Fadime peynir yerinde bir balıkla Temel’in burnunun dibinde duruyor...
“Ben size ne dedim” diye kızmış doktor... Fadime “Dediğinizi yaptım doktor” diye açıklamış;
“-Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı...”

temel’in yeri
Temel oto galerisine girmiş...
“-Biliyorsunuz geçen hafta bir araba almıştım... Satarken bana kırılan parçanın yerine yenisini vereceğiz demiştiniz...”
-Tabii efendim, hangi parçaları istiyorsunuz?...
“-Bir leğen kemiği... Bir göz, iki diş... İki diz kapağı...”

temelin yeri
Fadime kucağında kediyle kaldırımda yürürken arkadaşı Hatice’ye rastlamış...
Merak etmiş arkadaşı, “Bu ne” diye sormuş...
“Biliyorsun çocuğumuz yok” demiş Fadime;
“-Bizimle birlikte yaşıyor... Sanki aileden biri gibi... Bizimle birlikte yemek yiyor, hatta ben, bu ve kocam üçümüz bir süredir beraber yatıyoruz...”
“Peki koku” demiş Hatice...
“Yakında alışır” diye söylenmiş Fadime;
“-Ben nasıl alıştıysam o da alışır...”