|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    ****** ve Barış

    avatar
    SßL
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Kadın
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 27/01/10
    Yaşım Yaşım : 31
    MemLeketim MemLeketim : İstanbuL
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 191

    Atatürk ve Barış Empty ****** ve Barış

    Mesaj tarafından SßL C.tesi Şub. 06, 2010 1:39 pm

    nsanlığın doğuşundan bugüne kadar sürekli bir mücadele içinde bulunuşu
    barışın değerini ve önemini artıran en önemli sebeplerden biridir.
    Savaş insanlık için her zaman yıkım ve felaket olmuş , barış ise
    insanlığa mutluluk ve saadet getirmiştir. İnsanın varoluşu ile birlikte
    verdiği savaş aslında özlemini duyduğu en ideal yaşam biçimini
    yakalamaya yönelik verdiği mücadeledir. Aslında bu mücadele kişinin
    doğası gereği yaptığı savaştır. Bilinmeyeni araştırma ve öğrenme
    içgüdüsü bu savaşın en ana noktasıdır. Bu doğal olarak insanı
    araştırmaya , bulmaya, değerlendirmeye, öğrenmeye ve giderek ideale
    ulaşmaya itecektir.



    İnsanların ütopya olarak gördükleri ve bu uğurda savaştıkları barış
    ortamı,insanların özlediği,birlik ve beraberlik, huzur ve güven içinde
    yaşama arzusunu beraberinde getirmektedir. Bu niteliği ile savaşların
    en mutlu olanı barış için savaştır. Savaşı da barışı da başlatıp
    bitiren insandır,noktasından hareketle ,savaş insanların fikrinde
    başlamaktadır. Bu nedenle barışın savunmasında insanların fikrinde
    oluşturulmalıdır.



    Ulusal tarihimizin en büyük lideri ve önderi olan ****** ün en önemli
    vasıflarından biride insanlık idealine ve barışa olan yaklaşımı ve
    katkılarıdır. O sadece bu idealini Türk dünyası için değil bütün
    insanlık için gerçekleştirmiş ve dünya barışının en büyük savunucusu ve
    koruyucusu olmuştur. ******’ün tüm dünya tarafından asker, siyasetçi
    ve reformist olarak tanınmış karizmatik ve pragmatik bir lider olarak
    tarihe yön veren yapısı ile insanlık sevgisine dayanan idealist
    görüşleri ile evrenselleşmiştir. Olağanüstü bir inkılapçı olan ******
    Sömürgecilik ve emperyalizme karşı çıkmış ve dünya ulusları arasındaki
    karşılıklı anlayışın ve sürekli barışın öncülüğünü yapmış, bütün hayatı
    boyunca insanlar arasında hiçbir renk,din,ırk ayrımı gözetmeyen bir
    uyum ve işbirliği içinde insan haklarına saygılı bir lider olmuştur.
    Gerçekten ****** , en yakın silah arkadaşı İsmet İnönü nün belirttiği
    gibi, İnsanlık idealinin aşık ve mümtaz siması olmuş ve bütün dünyaya
    verdiği barış mesajları ile bunu her zaman kanıtlamıştır.



    ******’ün insanlık idealinde , özgürlük , bağımsızlık ve insan
    haklarına saygı ön planda gelir. Onun özgürlük ve bağımsızlık
    tutkusu,bencil değil ulusaldır. Hatta daha ileri giderek diyebiliriz ki
    evrenseldir, bütün insanlık dünyasına yöneliktir. O, “Özgürlük olmayan
    ülkede ölüm ,yıkılış vardır. Her ilerlemenin, kurtuluşun anası
    özgürlüktür”,demektedir
    Onun insanlık idealini taçlandıran barış tutkusu gerçekten dikkate
    değer bir enginliktedir. Bu büyük Türk her şeyden önce meslekten
    yetişmiş bir asker, dolayısıyla savaşı iyi bilen bir devlet adamıdır.
    Ancak hiçbir zaman savaşı sevmemiş ve mecbur kalmadıkça ona
    başvurmamıştır.



    ****** bütün insanların eşit hak ve fırsatlara sahip olmasını
    istemektedir. O, İnsanların , mensup olduğu milletin saadetini
    düşündüğü kadar diğer milletlerinde huzur ve refahının düşünülmesi
    gerektiğini her fırsatta ifade etmiştir. Kaldı ki dünya milletlerinin
    saadetine çalışmak diğer bir yoldan kendi huzuruna çalışmaktır. Bu
    düşünceden hareketle ******; insanlığın tümünü bir beden ve bir ulusu
    da bunun bir organı sayar.” Bedenin parmağının ucundaki acıdan öteki
    bütün organların etkileneceğini belirtir. O,”İnsan bağlı bulunduğu
    ulusun varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar bütün ulusların dirlik
    ve gönencini de düşünmeli,kendi ulusunun mutluluğuna ne denli değer
    veriyorsa , bütün dünya uluslarının mutluluğuna da o denli değer
    vermelidir; çünkü dünya uluslarının mutluluğuna çalışmak, başka yoldan
    kendi dirlik ve mutluluğunu sağlamaya çalışmak demektir”demiştir



    ****** ‘ün insanlık ideali geleceğe yönelik ve umut doludur. 1923
    yılında söylediği şu sözler bunu açıkça ortaya koymaktadır. “ Doğudan
    şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl
    görüyorsam, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışını öyle
    görüyorum. Bağımsızlık ve hürriyetine kavuşacak, daha çok kardeş millet
    vardır. Onların yeniden doğuşları şüphesiz ki ilerlemeye ve refaha
    yönelmiş olarak vuku bulacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve bütün
    engellere rağmen engelleri yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe
    ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünde yok olacak
    yerlerini milletlerarasında hiçbir renk , din ve ırk farkı gözetmeyen
    yeni bir ahenk ve işbirliği çağı olacaktır.”



    ****** insanlık idealini sonuna kadar savunan ve bu ideali korumaya
    çalışan bir lider olarak her zaman dünyaya barış mesajları vermiştir.
    O;” Biz kimsenin düşmanı değiliz! Yalnız insanlığın düşmanı olanların
    düşmanıyız ifadesi ile bunu kanıtlamıştır. Onun insanlık ideali asil
    ruhundaki insanlık sevgisinden kaynaklanır. Hiçbir faninin
    erişemeyeceği kadar üstün ve yüce bir insan sevgisine sahip olan
    ******, bu sevgisini tüm dünyaya yayma çabasını sonuna kadar
    sürdürmüştür.



    ******’ün gerçekleştirdiği üstün başarıları , kendisindeki insanlık
    duygusu ile birleşince evrensel bir nitelik kazanmıştır. Bu nitelikler
    batı ülkelerini etkilediği kadar özgürlüğe muhtaç Asya ve Avrupa
    ülkelerini de etkilemiş ve onlara yön vermiştir. Bugün özgürlük ,
    bağımsızlık ve demokrasi arayışı içinde olan ve bu yolda mücadele veren
    bu ülkeler ******’ün çizdiği ve uyguladığı politikaları takip etmekte
    buna yanaşmayanlar ise sömürge ve bağımlı yaşamaya devam etmektedirler.



    Alman Devlet adamı Bismarck’a göre gerçek büyük adamı şu üç nitelik
    belirler; tasarımda soyluluk, uygulamada insanlık, başarıda ılımlılık.
    ******’ün kişisel yapısına baktığımız zaman bu üç niteliği aynen
    görmekteyiz.



    O, önce milletinin bağımsızlığını sağladı sonra milletini çağdaş
    uygarlık düzeyine eriştirerek tasarımda ne kadar usta olduğunu
    kanıtladı.



    Kurtuluş savaşında savaş esirlerine ve yerde sürünen Yunan bayrağına
    karşı takındığı tavır ve bu bayrağı yerden kaldırtması ile uygulamadaki
    insanlığını gösterdi.



    Kazandığı zaferlerden sonra başka milletlerin topraklarına ve
    bağımsızlıklarına göz koymamakla da ne kadar ılımlı olduğunu ortaya
    koydu.



    İnsanlar arasındaki ilişkiler ya çarpışma ,zorlama veya uyumdur.
    Menfaat çarpışmalarının tabii sonucu mücadeledir, savaştır.
    Menfaatlerin uyuşması ise barıştır. Barış ve savaş birbirine taban
    tabana zıt iki ayrı kavramdır.


    Barış kısaca sosyal düzendir, güvenliktir, hukuk ve kazanılmış haklara saygıdır. Toplum hayatında dengenin sağlanmasıdır.



    Mücadele,en vahim olanı savaş ise anarşidir, karışıklıktır,kararsızlık ve dengesizliktir.

    Teknik anlamda savaş, bir devletin kendi idaresini zorla kabul ettirmek
    amacı ile başka bir devlete karşı zor kullanarak yaptığı silahlı
    mücadeledir. Savaş her zaman ve her devirde tehlikeli olmuş insanların
    ölümüne, sefaletin artmasına ızdırapların çoğalmasına sebep olmuştur.



    ****** hayatının büyük bölümünü asker kişiliği ile savaş meydanlarında
    geçirmiş, ancak hiçbir zaman savaş taraftarı olmamıştır. “Savaş Zaruri
    Olmalıdır, Zaruri Olmayan Savaş Cinayettir” ifadesi ile bütün yaşamı
    boyunca barışa bağlı kalmıştır.



    ****** neden barış adamıdır? ****** bir kere Türkiye’nin ve dünyanın
    en büyük çağdaşlaşma lideridir. Çağdaşlaşma lideri olan bir kimsenin
    ülkesinde barışa, sükuna, huzura ihtiyaç vardır. Ancak barışın hem
    içeride hem de dışarıda sağlanması zorunludur.



    1931’de “ Yurtta Barış Cihanda Barış” ilkesini dile getiren Mustafa Kemal bunu her alanda uygulamıştır.

    Yurtta barış cihanda barış ilkesi bir taraftan yurt içinde huzur ve
    sükunu güven içinde yaşamayı diğer taraftan da milletlerarası barış ve
    güvenliği hedef tutar.



    Yurtta barış toplum hayatındaki düzeni, vatandaşın devlete
    güvenini,devletin de ülkede kanun hakimiyeti ve hukuk hükümranlığı
    yurtta barış ilkesinin en tabii sonucudur.



    Yurtta barış , devletin ,vatandaşına karşı huzur ve güven içinde yaşama imkanına kavuşma için yükümlülükler de yükler.



    Cihanda barış ise milletlerarası barış ve güvenliğin korunmasını ve sağlanmasını amaç bilir.

    Yurtta barış cihanda barış, en geniş ve yaygın anlamı ile teknik bir
    deyim olan kolektif güvenliği, milletlerarası barışın korunmasını ve
    devamlılığını ifade eder.



    Bu ilke yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet politikası olarak
    kuruluşundan itibaren izlenmeye başlanmıştır. Ancak burada dikkatimizi
    çeken önemli nokta ,milli mücadele yıllarında esas hedef ilk
    hedef,Misak-ı Milli sınırları ile belirlenen vatan topraklarını
    işgalden kurtarmak,milli bağımsızlığı sağlamak, Türk milletinin
    menfaatlerine uygun adil bir barış yapmak öncelikle izlenmesi gereken
    bir politik tutum olmuştur. Zaferden sonra ise Misak-ı Milli sınırları
    içindeki Türkiye Cumhuriyetinin tam bağımsızlığı cihanda barışın ilk
    şartı olmuştur.



    ******, milliyetçiliğe önem veren bir devlet adamı olarak , bütün
    başka milletleri hor gören ,aşağılayan saldırgan bir tutumda asla
    olmamıştır. O, bu konuda;



    “Baylar dış politikamızda dost bir devletin hukukuna saldırı yoktur.
    Ancak hakkımızı,hayatımızı,memleketimizi, namusumuzu müdafaa
    ediyoruz,edeceğiz.



    Türkler bütün medeni milletlerin dostudur demiştir.

    ******çü düşünce sistemi,Türk Milleti’nin iç kavgalara sürüklenmeden ,
    milli ve sosyal dayanışma içinde kalkınmasını amaçlar. Milli
    beraberlik, milli bütünlük, milli dayanışma, ******çü düşünce
    sisteminde önemli bir yer tutar.



    ****** her toplumda olduğu gibi, Türk toplumunda da işbölümünün
    zorunlu şekilde mevcut olduğunu kabul ediyor, ancak çeşitli işlerde
    çalışan yurttaşlar arasında sınıf kavgasının bilerek körüklenmesine
    karşı çıkıyor ve bunun iç barışı tehdit ettiğini belirtiyordu.



    Türk milletini oluşturan bireylerin doğum yerleri ayrı da
    olsa,vatanları birdir. Meslekleri,mezhepleri ayrı da olsa, mensup
    oldukları millet birdir.



    ******’ün ısrarla belirttiği gibi ortak bir tarihin,ortak
    sevinçlerin,ortak kederlerin ve ortak bir kaderin aralarında sayısız
    bağlar ördüğü yurttaşlar, ırk,mezhep,sınıf kavgalarıyla bölünüp
    parçalanmamalıdır. Yurtta barış ancak böyle sağlanabilir.



    ******’ün barışçılık anlayışında,teslimiyetçi,boyun eğmeye
    hazır,hayalci, pasifist bir tutum asla yoktur. Bir milletin barış
    içinde yaşaması için kendinin savunacak güce ve iradeye sahip olması
    gerektiğini ifade etmiştir. Pek çok savaş,felaketi geçirmiş olan
    Türkiye’nin barış ihtiyacının büyük olduğunu belirtirken, barışın ancak
    güçlü olmakla korunabileceğini söylemiştir.



    Sömürgeciliğin yeryüzünden er geç silineceğini belirten, “Yurtta
    barış,dünyada barış” ilkesiyle geleceğe ışık tutan ******, çağının
    ilerisinde bir liderdi. Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür
    Teşkilatı (UNESCO) doğumunun 100. Yıldönümünde ******’ü anma kararı
    alırken şöyle diyordu:



    “Kemal ******,dünya milletleri arasında devamlı barış ülküsünün ve
    karşılıklı anlayış ruhunun olağanüstü bir öncüsüdür. Bütün hayatı
    boyunca insanlar arasında hiçbir renk,dil ve ırk ayrımı tanımayan bir
    ahenk ve işbirliği çağının açılması uğrunda çalışmıştır(7).”



    1938 yılında Milletler cemiyeti ****** hakkında;

    “Barışın Dahi Hizmetçisi” deyimini kullanarak uluslararası barışa yaptığı hizmetleri anlatmıştır.



    ****** uluslararası barışın devamlı ve kalıcı olmasını istemiş ve şu sözleri söylemiştir.

    “Eğer devamlı barış isteniyorsa insanların, insan kütlelerinin
    durumlarını iyileştirecek uluslararası önlemler alınmalıdır. İnsanlığın
    bütününün refahı açık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları
    haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak biçimde eğitilmelidirler(Atatürk ve Barış 8170.”



    Türk Milleti ******’ten bu yana tarihinde en uzun barış dönemini
    yaşadı. Kalkınmasını barış içinde sürdürmeye çalıştı. 1923 ile 1937
    yılları arasında tam 26 dostluk anlaşması imzaladı. Bunlarla karşılıklı
    ilişkiler dostluk üzerine kuruldu. Barış için atılan bu adımlar Türkiye
    Cumhuriyeti Devletinin çağdaşlaşmasında etkili olmuş ve Türkiye’ye
    huzur ortamını sağlamıştır.



    ******’e göre barış , toplumun bağımsızlık ve özgürlük ortamında
    yaşadığı durumlarda gerçekten vardır; özgürlük ve barıştan yoksun bir
    toplum için barış bir erdem olmaktan çıkar. Bu gibi durumlarda ulusun
    kendisini savunması , ülkesinin bütünlüğünü korumak uğruna savaşması
    bir insanlık görevidir ve barışseverliğe ters düşmez. Kısacası
    bağımsızlığı ve özgürlüğü korumak için savaşmak bir haktır.



    O bu konuda “ Bizim için barış demek, gerçek ve özgür yaşayışımızı
    sağlayabilecek nedenleri elde ediş demektir. Bu nedenleri sağlayamadan
    barış yapmaya yanaşmak, barış oldu demek, kendi kendimizi aldatmak
    olur9.” Demiştir. İç işlerimizde belirleyici faktör olan Misak-ı
    Millinin aynı zamanda dış ilişkilerimizin de belirleyici temel ilke
    olduğunu ifade ederek “Özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak yolunda
    savaş vermeyi bilmeyen uluslar için yaşama hakkı yoktur. Bu uğurda
    savaş gereklidir10” demiştir. Başka bir değişle ******’ün barış
    anlayışı, tarihte bir çok örneği görüldüğü gibi, düşçü bir barış
    anlayışı değil, gerçekçi bir barış anlayışıdır. Her zaman kardeşlik
    ilişkilerimizin pekiştirilmesini dış politikamızın temeli olduğunu
    vurgulayan ******, kesinlikle başka ulusların toprağında ve
    egemenliğinde gözümüzün olmadığını ve barışında temel noktasının bu
    olması gerektiğini söylemiştir.



    ******’ün barış anlayışı , gerçekçi, akılcı, insancı ve uygarlıkçıdır.
    Hem ulusumuzun ,hem de tüm insanlığın esenlik ve mutluluğu bu anlayışın
    odak noktasıdır. Dünya çapında , uluslar arası yazgı ortaklığının başka
    anlatımı olamaz. Öte yandan , ulusçuluk da bu bağlamda yepyeni bir
    anlam, özgün bir içerik kazanır, barışçı ve uygarlıkçı bir yörüngeye
    oturur. Tüm bencillikten uzak, başka uluslarında hakkını tanıyan bir
    anlayıştadır. Ulu önder , başka alanlarda olduğu gibi barış konusunda
    da yalnız kuramsal düşüncelerle yetinmemiş daha öncede belirtildiği
    gibi bunları uygulamaya koyarak düşünce eylem işbirliğini uygulamıştır.



    Bağımsızlık savaşının kazanılmasıyla varlığını, şerefini , yaşama
    hakkını kazanan yüce Türk milleti , Cumhuriyetten bu yana milli
    tarihinin en uzun barış dönemini yaşamıştır. Kalkınmasını barış içinde
    sürdürmeğe çalışmıştır. Bunu da ulu önder ******’ün başlattığı ve en
    iyi uygulattığı “Yurtta barış cihanda barış” ilkesi çerçevesinde
    gerçekleştirmiştir.





    1 Özdeyişleriyle ******, ATASE Yayınları, Ankara, 1981,s.32

    2 ******’ün Söylev ve Demeçleri, Ankara,1981,C.II,s.282

    3 GÖNLÜBOL Mehmet- Cem SAR, ****** ve Türkiye’nin Dış Politikası, İstanbul,1973.

    4 Özdeyişleriyle ******,..........,s. 34

    5 ENGİNSOY Cemal , “******’te İnsan Sevgisi”, ****** Araştırma Merkezi Dergisi,C. II,s.95

    6 ******’ün Söylev ve Demeçleri,..........,s.235

    7 FEYZİOĞLU Turhan , ****** İlkeleri ve İnkılap Tarihi, YÖK Yay.,Ankara,1987,S. 145

    8 a.g.e., s. 145

    9 Bugünün Diliyle ******’ün Söylevleri , TDK Yay., Ankara,1968, s.98

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 3:21 pm