|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    ****** ve spor

    avatar
    SßL
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Kadın
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 27/01/10
    Yaşım Yaşım : 31
    MemLeketim MemLeketim : İstanbuL
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 191

    Atatürk ve spor Empty ****** ve spor

    Mesaj tarafından SßL C.tesi Şub. 06, 2010 1:38 pm

    "Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli
    olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece
    gösteriş için, herhangi bir yarışmada, kazanmak emeliyle, bir spor
    çizmezler. Esas olan, bütün, her yaştaki Türkler için beden eğitimi
    sağlamaktadır."


    ****** her alanda olduğu gibi sporda da bilim yolundan ayrılmamayı
    tavsiye ederken, sporun önemi üzerinde de durmuş ve ona yeni bir benlik
    kazandırmıştır. "Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları
    seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar, beden terbiyesinde de
    kabiliyeti arttırmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil
    yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir" sözleriyle de bunu
    kanıtlamıştır.

    Ulu önderin Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915
    yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği"ne atanmasından
    kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu
    raporunda okullardaki cimnastik saatlerinin arttırılmasını teklif
    etmektedir.

    "Açık ve kati söyleyeyim ki, sporda muvaffak olmak için her türlü
    muavenetten ziyade, bütün milletçe sporun mahiyeti ve kıymeti
    anlaşılmış olmak ve ona kalben muhabbet ve onu vatani vazife telakki
    eylemek lazımdır" diyen Ata'ya göre spor, her şeyden önce bir "vatan
    vazifesi"dir. Nitekim bunu, onun Çanakkale Savaşı ile ilgili bir
    anısında da görmemiz mümkündür. Şöyle ki:

    Çanakkale Savaşı sırasında keşif görevine çıkan bir Türk askeri,
    yakaladığı İngiliz askerini gırtlağından tutup Mustafa Kemal Paşa'nın
    karşısına getirir. Paşa, İngiliz askerine, memleketinden kalkıp
    buralara niçin geldiğini sorduğunda "Spor için" cevabını alır. Mustafa
    Kemal: "Bizim neferi nasıl buldun?" diye sorar. Esir asker, "Spor
    bilmiyor" diye cevaplar. Bunun üzerine Mustafa Kemal; "Bana spor nedir?
    diye sorarlarsa vereceğim cevap şudur: Spor, vatan ve milletin yüksek
    menfaatlerine tecavüz edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve
    millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiyet-i maddiyesi ve
    maneviyesidir" demiştir.

    Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri
    İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştu. Cumhuriyet ilkelerine bağlı
    olarak kurulun bu ilk spor cemiyetlerinin yöneticileri seçimle
    belirlenmekte, bu yöneticiler de seçimle her federasyonun (Atletizm,
    Futbol, Güreş) yöneticilerini seçmekteydiler. İlk İdman Cemiyetleri'nin
    başkanlığına Ali Sami Yen, asbaşkanlıklara da Burhan Felek ve Ali Seyfi
    getirilmişti. ******, Türk sporunun bu şekilde düzenlenmesine çok
    memnun olmuş, "Esas olan, bütün, her yaştakı Türkler için beden
    terbiyesini sağlamaktır" diyerek, sporda hedefin halkın sağlığı ve
    toplum sporu olduğuna işaret etmiştir. Daha sonra, bu ittifakın yasal
    bir kuruluş olan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne dönüştürülmesi 1938
    yılında yine ******'ün direktifleriyle olmuştur.

    18 Ağustos 1923 tarihli hükümet programında şu cümlelere rastlıyoruz;
    "Maarifin vazifelerinden birincisi; çocukların terbiye ve talimi,
    ikincisi; halkın terbiye ve talimi, üçüncüsü; milli güzidelerin
    yetiştirilmesi için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir."

    Görülüyor ki, ******, çocuklar ve gençler kadar, halkın da
    eğitilmesini ve spor yapmasını istemektedir. Bu konuyu da hükümet
    programına alacak kadar ciddi bulmaktadır.

    Türkler'de sporun geçmişi hayli eski olmasına rağmen, spora modern
    biçimde eğilinmesi, gereken önem ve değerin verilmesi ancak
    Cumhuriyet'in ilanından sonra mümkün olmuştur. Bunda Cumhuriyet'in
    kurucusu ******'ün çok önemli rolü vardır. Bunun en çarpıcı örneğine
    birkaç aylık Cumhuriyet Türkiyesi'nde rastlanır.

    Uzun süren savaşlardan yeni çıkmış, her tarafı yıkık ve Osmanlı
    döneminden çok ağır dış borç yüklenmiş olarak kurulan Türkiye
    Cumhuriyeti, o yokluklara rağmen bütçesinden spora çok önemli bir pay
    ayırmıştır. Cumhuriyet'in ilanından iki buçuk ay sonra Bakanlar
    Kurulu'nun, ****** başkanlığında yapılan toplantısında İdman
    Cemiyetleri İttifakı'nın emrine 17.000 TL verilmiştir. Bu para ile
    sporcuların, Paris'te yapılacak Olimpiyat Oyunları'na en iyi biçimde
    hazırlanarak katılmaları sağlanmıştır. Bir altının 10 TL olduğu bir
    dönemde yapılan 17.000 TL'lık bu yardım, Türkiye Cumhuriyeti devleti
    için gerçekten büyük bir fedakarlıktır.

    Nitekim 1924 yılı bütçesine, "Türk sporcularının pek yararlı ve gelecek
    için umut verici çalışmalarında yardım görecekleri" sözlerinin açık bir
    kanıtı olarak, spor için ******'ün talimatıyla 50.000 TL ödenek
    konulmuştur. Yine 1924 yılında yayınlanan Köy Yasası, köylerde "nişan
    alma, cirit, güreş" gibi köy oyunlarını özendirici hükümlere yer
    vermiştir.

    ******, spor yapmaya da spora olan hayranlığı kadar önem vermiştir.
    İstanbul'a her gelişinde Florya'da denize girdiği, sık sık sandalla
    açılarak, bol bol kürek çektiği bilinmektedir.

    Türk sporcusunda yalnız beden kuvveti ve yetenek değil, aynı zamanda
    iyi ahlak ve zekanın da bulunmasını istemiş ve bu düşüncesini de; "Ben
    sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözleriyle
    dile getirerek, bir sporcunun nasıl bir insan olması gerektiğini
    anlatmıştır.

    "Ata en iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi
    çok iyi bilir" diyen ******'ün sevdiği sporlardan biri de ata
    binmektir. Savaşlarda sürekli ata binmiş, sonra da fırsat buldukça
    serbest bir spor olarak yapmıştır. Avrupa parkurlarında "******'ün
    Süvarileri" adıyla nam salan Cevat Kula, Saim Polatkan, Cevat Gürkan ve
    Eyüp Öncü adlı dört subay binicimizden oluşan Türk ekibinin uluslar
    arası başarıları da Ata'yı çok memnun etmiştir.

    Sporlar arasında güreşi de çok sevdiği bilinmektedir. Bu nedenle
    güreşle ilgili anıları çoktur. İtalyanları yenen Milli Güreş Takımımızı
    Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yemeğe davet etmiş, tek tek
    kutlamış ve ağır sıklet şampiyonumuz Çoban Mehmet'e "Beni de yener
    misin" diye takılmıştır. "Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz
    yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken
    görürsünüz" sözü ile güreşi, Türkler'in milli sporu olarak nitelemiştir.

    "Genç Türk çocukları top oyunlarında herhangi bir milletin çocukları
    kadar talimli ve alışkın görünmeyebilir. Bundan müteessir olmaya lüzum
    ve mahal yoktur" demesine rağmen, o günlerde Rusya ile yapılan maçta
    yenilgi nedenleri konusunda Gündüz Kılıç'ı da sıkı bir sorguya çekmeyi
    ihmal etmemiştir.

    1930 yılında çıkarılan Belediye Yasası, belediyeler "çocuk bahçeleri,
    spor alanları, yerel ihtiyaçlara uygun stadyumlar yapmak ve işletme"
    gibi yükümlülükler getirmiştir.

    1932 yılında ******'ün talimatıyla kurulmakta olan halkevlerinin
    yapması gereken çalışmalar arasına spor da eklenir. "Halkevleri
    Teşkilatının Umumi Esasları"ndan spor ve beden hareketleri, gençlik
    terbiyesinin ve milli terbiyenin vazgeçilemeyecek aslı ve mühim bir
    bölümüdür. Bu nedenle "Türk geçliğinde ve Türk halkında spor ve beden
    hareketlerine sevgi ve alaka uyandırmalı, bunlar bir kitle hareketi,
    milli bir faaliyet haline getirilmelidir" diyen büyün önder daha o
    yıllarda, sporu kitle hareketinin de ötesinde bir "milli hareket"
    olarak düşünmüştür. Böylece O'nun ne kadar ilerici olduğu sporda da
    gözler önüne serilmektedir.

    ****** yarım asır önce "İstikbal göklerdedir" diyerek havacılığın
    önemini vurgulamış ve spor dalı olarak da benimsenmesini arzulamıştır.
    3 Mayıs 1935 günü kurulan "Türk Kuşu" ulu önderin Türk havacılığına en
    büyük armağanıdır.

    Milli mücadeleye başlamak, Misak-ı Milli'yi ilan etmek ve Kuvayı
    Milliye'yi kurmak amacıyla, Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastığı
    19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı
    kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmesini
    sağlamıştır.

    ******'ün direktifleriyle hazırlanan ve bugün de Türk Spor Örgütü'nün
    temelini oluşturan 3530 sayılı "Beden Terbiyesi Kanunu" 29 Haziran 1938
    günü kabul edilmiştir. Ata'nın hastalığı yüzünden, TBMM'nin 1 Kasım
    1938'deki açılışında Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutkunda
    spor için söylediği son sözleri şöyledir:

    "Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana
    unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar
    olduğundan çok daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor
    bakımından da milli heyecan içinde itina ile yetiştirilmesi önemli
    tutulmalıdır."

    "Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine
    ulaştırılması için Yüksek Kurultay'ın kabul ettiği "Beden Terbiyesi
    Kanunu'nun takibine gecildiğini görmekle memnunum."

    ******'ün ölümü üzerine dönemin en ünlü günlük spor gazetesi L"Auto (Fransa)'da yayınlanan makale aynen şöyledir:

    ".....Dünyada ilk defa beden eğitimini zorunlu kılan devlet adamıydı.
    Söylev ve kağıt üzerinde kalmayan icraatlarıyla, stadyumlar ve spor
    tesisleri yaptırdı. Döneminde Türkiye'de spor gittikçe artan önem ve
    değer kazandı."

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 7:02 pm