|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    : SARI ZEYBEK CAN DÜNDAR

    PisLiCk
    PisLiCk
    Bay Özel Misafir
    Bay Özel Misafir


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 17/01/10
    Yaşım Yaşım : 28
    MemLeketim MemLeketim : KasıMPaşa
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 536

    : SARI ZEYBEK CAN DÜNDAR Empty : SARI ZEYBEK CAN DÜNDAR

    Mesaj tarafından PisLiCk C.tesi Ocak 30, 2010 9:10 am

    KİTABIN ADI : SARI ZEYBEK CAN DÜNDAR

    KİTABIN ANA FİKRİ : LİDERLER YAŞAM ŞARTLARI VE İÇİNDE BULUNDUKLARI
    DURUM NE OLURSA OLSUN BAŞINDA BULUNDUKLARI TOPLUMLARI EN İYİ ŞEKİLDE
    YÖNETMEK ZORUNDADIRLAR.

    KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ : KİTAPTA
    ATATÜRK’ÜN YAŞADIĞI HAYATİ TEHLİKELER VE HALKIN BUNLARDAN
    ETKİLENİŞLERİNDEN BAHSEDİLMEKTEDİR.

    ŞAHISLAR: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

    KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER : ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜNE KADARKİ SON 300 GÜNÜNÜ İNCELEYEREK[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ATATÜRK ’ÜN HER ZAMAN VAR OLMUŞ FAKAT PEK İŞLENMEMİŞ OLAN İNSANCIL YÖNLERİNİ ANLATMAK[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ATATÜRK’Ü SEVDİRMEK İÇİN HERKESİN OKUMASI GEREKEN BİR KİTAP.

    KİTABIN ÖZETİ : Kitap[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    ******’ün hastalığının ilk belirtisinin görüldüğü 11 Kasım 1923
    tarihiyle başlıyor. ****** Cumhuriyeti kuralı onüç gün olmuştu ve
    Çankaya’da eşiyle birlikte öğle yemeğindelerken eli birden kalbine
    gitmiş ve şiddetli bir sancıyla kıvranmıştı. Yirmi dakika kadar süren
    bu sancı ******’e epey sıkıntılı anlar yaşatmıştı. Aynı sancı iki gün
    sonra tekrarlamış ve doktorların ilk muayenesinden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    kalbinin çok çalışmaktan yorgun düştüğü teşhisi koyulmuştu. ******’ün
    kalbinin dinlenmesi için istirahat etmesi ve perhiz gerekiyordu. Sigara
    azaltılmalıydı. Fakat yakın çevresi dahil ******’e bunları yaptırmak
    kolay değildi. Sonunda ******’e hakim olunamayacağı anlaşılınca[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] izmir seyahati önerildi. ****** İzmir’de 50 günlük bir istirahat sonunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ankara’ya dinlenmiş olarak geri döndü ve hemen işe koyuldu.
    Atlatıldı sanılan bu ilk kriz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yazara göre ******’ün ölümle ilk randevusu idi. İkinci kriz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 3[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]5 yıl sonra 22 Mayıs 1927 tarihinde ******’ü gece[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yatağında yakaladı. Şikayet gene aynıydı : sol kolunda ve göğsünde şiddetli bir ağrı vardı. Teşhis aynıydı: yorgunluk[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    fakat bu kez hükümet olaya el koydu. Berlin’den doktor getirtildi.
    Doktorlar ******’ün çok sigara içmekten dolayı göğüs anjini geçirmiş
    olduğuna karar verdi. Tedavisi de aynıydı. Fakat ******’e bunları
    yaptırmak hemen hemen imkansızdı. O kendinin hasta olduğuna
    inanmıyordu. Gerçekte de teşhis doğru değildi. Çünkü hasta olan kalbi
    değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    karaciğeriydi. ****** bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle ve çok
    çalışıyordu. Ayrıca sigara içkiyi de çok kullanıyordu. Dinlenmeye ise
    hiç zaman ayıramıyordu. ******[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir gün genel sekreteri Hasan Rıza Soyak’a neden içtiğini şöyle açıklamıştı:
    “içiyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çünkü: bu vücut artık bu kafayı taşımıyor. Kafam vücudumun çok önünde gidiyor. Beynimi huzura kavuşturmak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biraz dinlendirmek için içiyorum.”
    Ancak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burada da dinlenmek pek mümkün olmuyordu. Çünkü ******’ün sofrası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadece yemek yenen içki içilen bir yer değildi. Burası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir “bilgeler meclisi” ya da bir “danışma kurulu” ydu. Ülkenin her meselesi orada gündeme gelir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    ****** orada devlet adamları ve düşünce adamlarıyla sabahlara dek
    süren tartışmalar yapardı. Bu çalışmalar sabahın ilk ışıklarıyla son
    bulurdu. ******[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] konuklarını uğurladıktan sonra çoğu zaman yüzünü yıkar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tıraş olur ve yeni güne başlardı. Fakat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ****** 1936’dan itibaren yorulmaya başlamıştı. Çalışma arkadaşları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] masadaki devin mavi gözlerinde yanan ışıkların sönmeye yüz tuttuğunu fark ettiler. Artık öğleden sonra uyanıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] küçük gezintiler yapıyor ve çabuk yoruluyordu. Çehresi müthiş değişmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benzi solmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatları keskinleşmişti.
    İlk kriz bir kasım günü gelmişti. İlk ateş de bir kasım günü geldi. Tıpkı son sancının bir kasım sabahı geleceği gibi...
    21 kasım 1937 sabahı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    ****** şiddetli bir titremeyle uyandı. Zatürre kapıdaydı. Ateşi 39’u
    vurmuştu. Göğsünün sağ tarafında bir ağrı vardı. Ciğeri kan toplamıştı.
    Doktorlar bu kez işin çok ciddi olduğunu anlatıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kesin perhiz istediler. ****** izleyen beş günde dinlendi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] perhize uydu ve hızla iyileşti ve yeniden hiçbir şey olmamış gibi işe koyuldu.
    1938 başında hastalık iyiden iyiye “geliyorum” demeye başladı. Uzun
    süredir hissedilen halsizlik ve iştahsızlığa şimdi iki yeni illet
    eklenmişti: burun kanaması ve kaşıntı. Sol bacağının kasık bölgesiyle
    diz kapağı arasında müthiş bir kaşıntı başlamıştı.
    ****** sözde devamlı doktor kontrolü altındaydı. Ama şikayetlerine
    karşı devamlı anlık tedaviler uygulanıyordu. Doktorlar iştahsızlığına
    iştah açıcı meze tavsiye ediyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burun kanamalarına da tamponla çare bulmaya çalışıyorlardı.
    Kaşıntının da sebebi bulunmuştu: kırmızı karıncalar. ******[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hemen kaplıca tedavisi için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçek teşhisle yüzleşeceği Yalova’daki kaplıcaya gönderildi.
    ******[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derdini bir kez de kaplıca müdürü Doktor Belger’e anlattı. İşte gerçek hüküm anı gelmişti. Dr. Belger[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karaciğerden kuşkulandı ve büyümeyi fark etti. Karaciğer kaburga altını 3 parmak kadar aşmış ve sertleşmişti.
    Karaciğerdeki büyüme “siroz başlangıcı”nın işaretiydi ve bu teşhiste en az bir yıl gecikilmişti. Tarih: 22 ocak 1938.
    Şubat sonlarında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ******’ün hastalığının vehameti hükümete iletildi. Başvekil Celal Bayar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    ******’ün muayene ve tedavisi için almanya’dan ve Fransa’dan doktor
    getirtmek istediklerini ******’e söyledi. Fakat ****** yabancı
    doktorları istemedi. ******’e göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortada hatay meselesi vardı ve hastalığının hariçte duyulması hiç de iyi olmazdı.
    Nihayet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] türk hekimleri 6 mart 1938 günü ******’ü muayene ettiler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uzun uzun tedavi üzerine konuştular. Hastalığın sonunda mutlaka “ölüm” olduğunu hepsi biliyordu. Yapılacak tek şey[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu feci akıbeti geciktirmekten ibaretti.
    Bütün bu bilgiler ******’e iletildi. ******’e içkiyi bırakması gerektiği bildirildi. ******[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her ne kadar doktorların[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastalığını içkiye bağlamalarına inanmasa da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o günden ölünceye kadar yani 9 ay süreyle ağzına içki koymadı.
    ******’ün sağlığı üzerine üretilen dedikodular iyice artmıştı. Avrupa
    gazetelerinde Ata’nın sağlığına ilişkin karamsar haberler çıkıyordu.
    Fransızlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatay meselesinin bizzat içinde olduklarından[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    ******’ün sağlık durumunu merak ediyorlardı. Gazetelerde ******’ün
    ağır hasta olduğu yazılıyordu. Anadolu ajansı her ne kadar bunları
    tekzip etse de böyle haberlerin tek bir tekzip şekli olurdu: ******’ün
    ortaya çıkması.
    Bunu ******’ te biliyordu. Hem milletine söz vermişti. Hatay’ı geri
    alacaktı. 19 Mayıs onun doğum günüydü. Ankara’daki kutlamalardan sonra
    Mersin’e hareket etti. Dünyaya yaşadığını ve gücünü gösterecekti.
    İşte bu tam bir çılgınlıktı. Üç ay boyunca her günün 23 saatini yatarak geçirmesi gereken bir adam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mayıs sıcağının kavurduğu Mersin’e gidiyordu. Hatay sorunu böylesine gündemdeyken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ülkesinin ona ihtiyacı varken nasıl yatıp dinlenebilirdi?
    Ve mersin seyahati[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    bu yüzden o’nun için “son darbe” oldu. Yabancı basındaki hastalık
    haberleri kesilmişti. Kısa bir süre sonra Fransız ve İngilizler Hatay
    konusunda tüm koşullarımızı kabul ettiklerini bildirdiler.
    Beklenen sonuç alınmıştı. Ama bu güç gösterisi ******’ün canına mal
    olacaktı. Karaciğerinde büyüyen hastalık ikinci ve şifasız devresine
    girerken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ****** 1 Haziran 1938’de Savanorasına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadece 55 gün kullanabileceği yüzer sarayına kavuşuyordu. ****** hala hastalığını ciddiye almıyor ve çok çalışıyordu.
    Sonunda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Savanora’da fazla kalamayacağı anlaşıldı ve 25 Temmuz günü Dolmabahçe
    sarayına taşındı. Hastalığı üçüncü ve son aşamasına böylece girmiş
    oluyordu.
    ******’ün karnı iyice şişmişti. Doktorlar bu suyun alınması
    gerektiğine karar verdiler. Operasyon başarı ile tamamlanmıştı ve
    ******’ün karnından tam 12 litre su çıkartılmıştı.o geceden itibaren
    doktorlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ******’ün devamlı istirahat etmesi gerektiğini belirterek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ziyaretleri yasakladılar. Çok zorunlu haller dışında hastanın yanına kimse alınmayacak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    fazla konuşturulmayacaktı. Bu tavsiyelere harfiyen uyulması için de en
    yakınındaki 5 kişi o geceden itibaren yan odada nöbet tutmaya
    başladılar. Bu nöbetler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 10 Kasım’a dek aralıksız devam etti.
    Ekim’e girilirken ****** derin uykular uyuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    sabahları bitkin uyanıyordu. Geceleri inlemeye ve sayıklamaya
    başlamıştı. ******’ün sıhhi durumu iyice kötüleşmişti. Nihayet ilk
    ağır koma 16 ekim pazar günü geldi. Durumu bir bildiriyle halka
    anlatıldı. Ülke ayağa kalkmıştı. Ülkenin üstüne adeta ölü toprağı
    serpilmiş gibiydi. Türkiye nefesini tutmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Atası için dua ediyordu. Korkulan olmadı. ****** ölümü yenmişti.
    Nihayet 29 Ekim gelmişti. Cumhuriyet 15. Yaş gününü kutluyordu. ******
    ise saray’da yatağında “ah Ankara... Ah Ankara’ya gidemedik” diye
    yakınıyordu.
    ****** 29 Ekim’den 7 Kasım’a kadar ki 10 günü yarı uyur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yarı uyanık halde geçirdi. Genellikle kendinde değildi.
    7 Kasım sabahı arkaüstü yatarken tükürmeye başladı. Tükürüğünde kan
    vardı. ****** karnındaki suyun çekilmesini istedi. Doktorlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onun son buyruğunu yerine getirdiler. Rahatlamıştı.
    8 Kasım’a girilirken kendini bilmiyordu. Saat 19.00’da ikinci ağır
    komaya girdi. Gece Anadolu Ajansı durumun ciddiyetini bildiriyordu.
    Artık bütün Ülke[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ata’sının son saatlerini yaşadığını biliyordu. Ama ağlamaktan ve dua etmekten başka kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.
    9 Kasım çarşamba sabahı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ******’te adale kasılmalarıyla istem dışı hareketler ve inlemeler görüldü.
    Akşama doğru ****** yeni bir komaya girmişti. Nefes borusundan
    hırıltılar işitilmeye başlandı. Baş ucundaki doktorlar müşahade
    defterine “agani” diye not düştüler.
    Agani: Can çekişme demekti. Resmi tebliği: 9 kasım – saat 24.00[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] saat 20.00’den itibaren dalgınlık artmıştır. Umumi ahval vahamete doğru seyretmektedir. 10 Kasım sabahı ulu önderin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    boğazındaki hırıltılar azalmıştı. Saat 09.00 olduğunda göğsü hızla inip
    çıkmaya başladı. Dünyadaki son 5 dakikasına gözleri kapalı giriyordu.

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 2:07 pm