|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hunların Sonu

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hunların Sonu CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    questions Hunların Sonu

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Perş. Ocak 28, 2010 4:21 pm

    Yen-çi-şan dağını yetirdik,
    Kadınlarımızın güzelliğini aldılar,
    Silan-şan yaylalarını yitirdik
    Hayvanlarımızın otlağını aldılar


    Hunların Sonu
    M.S. II. asır başlarında Asya Hunları birbirinden ayrı üç bölüm halinde görünüyordu: 1-Balkaş Gölü havalisinde, Çi-çi Hunları’nın kalıntıları, 2- Cungarya ve Barköl havalisinde Kuzey Hunları (bunlar M.S. 90-91 yıllarında ******-Orhun bölgesinden buraya göçmüşlerdi), 3- Kuzey-batı Çin sahasında, Güney Hunları, Moğol soyundan Siyen-pi (H’yen-bi, Hsien-pi)’ler tarafından batıya itilip 216’da hemen tamamen yurtlarından çıkarılırken Güney Hunları da kendi içlerindeki çatışmalar yüzünden tekrar ikiye bölündü ve baskısını artıran Çin, 220’ye doğru bütün toprakları işgal etti. Bununla birlikte Asya Hunları, tabii daha ziyade Çinlileşmiş olarak, 5. asır sonlarına kadar varlıklarını devam ettirmişler ve Çin’in çeşitli bölgelerinde, Tan-hu’lar soyundan gelen bazı kimseler kısa ömürlü küçük devletler kurmuşlardır. Bunlardan üçü: Liu Ts’ung, Hia, Pei-liang. Sonuncu “devlet” de Tabgaç hükümdarı Tai-Wu tarafından nihayete erdirilmiştir.

    Avrupa Hun İmparatorluğu’nun Kurucuları

    Çin sahasında Hun siyasi hayatı tarihe karışmakla beraber, bazı Hunlar Çi-çi iktidarının yıkılmasıyla etrafa dağılmış olarak ve bilhassa Aral Gölü’nün doğusundaki bozkırlara çekilerek varlıklarını devam ettirmişlerdir. Oradaki diğer Türk zümreleri ve 1. asırdan 2. asır ortalarına kadar Çin’den gelen Hun kütleleri ile çoğalan ve uzunca bir müddet sakin bir hayat yaşmak suretiyle güçleri artan bu Hunlar’ın, bilhassa iklim değişikliği sebebi ile batıya yöneldikleri tahmin edilmektedir. Avrupa Hun İmparatorluğu’nu kuranlar bunlardan olmak gerektir.

    Yurt yitirme acısı

    Çağının en büyük, en güçlü imparatorluğunu kuran ve yüzyıllarca hüküm süren Hun Türklerinin elbette yüksek bir medeniyetleri, kendilerine özgü kültür ve sanatları, sözlü yazılı edebiyatları vardı. Hun sanatının, adetlerinin göstergesi olan nice belgeler, bugün dünyanın çeşitli müzelerinde, en çok Leningrad'daki Ermitage (Ermitaj) Müzesi'nde bulunmaktadır. Çünkü Hunlara ait en önemli eserler, bugün Rusya sınırları içinde kalan Doğu Altay'da Balıkgöl yakınındari Pazırık vadisinde bulunmuştur.

    Pazırık: M.Ö.IV. ve III. Yüzyıllarda yaşamış Hun büyüklerine ait mezarların bulunduğu ve Hun sanatından bazı örnekleri zamanımıza ulaştıran kutlu vadi.

    Pazırık vadisinde bulunan kurganlar (Hun büyüklerine ait mezarlar), M.Ö. IV. ve III. yüzyıllara aittir ve Hun sanatını yansıtan örneklerle, adetlerini gösteren belgelerle doludur. Bu vadiden başka diğer yerlerde bulunan kurganların sayısı kırktan fazladır. Ne yazık ki bunların çoğu soyulmuş bulunuyor. Çünkü eski Türkler öteki dünyada hayatın devam ettiğine inanır ve ölen kişi sonraki hayatında faydalansın diye elbisesi, gerekli eşyaları, silahları, binek atı, at koşumları, kadın hizmetkarları ile birlikte gömülürdü.Ölü, mumyalanırdı.

    Kurganlar buzlar altında kaldığı için bozulmadan çıkarılan cesetler de vardı. Ahşap ve deri eşya çoktur. Madenî eşyaların hemen hemen hepsi bronzdandır. Altın eşyalar da bulunmuştur.

    Aralıklı olarak devam eden kazılarda çıkarılan kurganlar, daha çok üzerlerine taş yığılarak yapılmış tepeler ya da höyükler halindedir. Asıl mezar bu tepenin altında, büyük bir odanın içindedir.

    Hunların, Gök-Türk yazısının başlangıcı sayabileceğimiz kendilerine özgü bir yazıları olduğu anlaşılıyor. Fakat bu yazı ile yazılmış uzun metinler henüz ele geçmedi. Sözlü edebiyat (destanlar) daha sonraki devirlerde ve daha sonraki Türk yazısı ve diliyle anlatılmıştır.

    Hun İmparatoru Mete'nin, M.Ö. II. yüzyılda Çin hakanına mektuplar yazdığı, Çin kayıtlarında belirtiliyor. Yine Çin kaynaklarında M.Ö. 119 yılında, Türkçe'den tercüme edilmiş bir sagu (ağıt) yahut Türkü dörtlüğü vardır ki, bu Altın Elbiseli Adam'ın mezarından çıkan iki satırlık yazıdan sonra, Türk edebiyatının en eski örneği sayılabilir. Hun Türkleri bu saguyu, Çinlilerle yaptıkları savaşta toprak kaybettikleri zaman ağlayarak söylüyorlarmış.

    Hun Türklerinin Çin yenilgisinden sonra nasıl büyük bir üzüntü duyduklarını da gösterdiği için o sagu'nun Çince'ye tercüme edilmiş parçasını buraya alıyoruz. Şüphesiz bu, Hun ozanlarının kopuzla çaldıkları uzun bir ağıtın sadece dört mısraı idi. Türkler savaş sonrasında ve yoğ törenlerinde bunu söyleyerek ağlıyorlardı. Toprak yitirme acısını duyuran bu sagunun Çince'ye ve oradan Türkçe'ye çevrilen parçası şöyledir:


    Yen-çi-şan dağını yetirdik,

    Kadınlarımızın güzelliğini aldılar,

    Silan-şan yaylalarını yitirdik

    Hayvanlarımızın otlağını aldılar.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 12:14 pm