|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Charles Bukowski (1920 – 1994)

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Charles Bukowski (1920 – 1994) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Charles Bukowski (1920 – 1994) Empty Charles Bukowski (1920 – 1994)

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Perş. Ocak 28, 2010 12:28 pm

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Charles Bukowski

    Charles Bukowski (16 Ağustos 1920 – 9 Mart 1994), asıl adı Heinrich Karl Bukowski olan Amerikalı yazar ve şair. Yapıtlarında bazen Henry Chinaski ismini de kullanmıştır. Hayatının çoğunu ABD'nin Los Angeles şehrinde geçirmiştir. Eserlerinde genellikle toplum dışı insanları ve depresyonu konu alması ve alkolizme yakın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür.

    Hayatı

    I. Dünya Savaşı'nın sonlarında Almanya'ya askeri hizmet nedeniyle gelen Polonya asıllı Amerikan bir babanın ve terzilikle uğraşan Alman bir annenin çocuğu olan Charles Bukowski 1920 yılında Andernach, Almanya'da doğdu. 2 yaşındayken Los Angeles'a taşındılar. 1929 Krizi sırasında Bukowski'nin babası genelde işsizdi ve Bukowski'ye şiddet uygulardı. Bukowski, Los Angeles Lisesi'nden mezun olduktan sonra sanat, gazetecilik ve edebiyat dersleri aldığı Los Angeles Şehir Üniversitesi'nde 1 yıl okudu.

    24 yaşındayken "Aftermath of a Lenghty Rejection Slip" isimli kısa öyküsü yayımlandı. İki yıl sonra bir başka kısa öyküsü olan "20 Tanks From Kasseldown" isimli eseri yayımlandı. Bukowski yayıncılık yönteminlerinden hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse 10 yıllığına yazmayı bıraktı. Hayatının bu bölümünü A.B.D.'yi gezerek, çeşitli işlerde çalışarak ve ucuz pansiyonlarda konaklayarak geçirdi. 1950'lerin başında Bukowski, iki yıldan az bir süre A.B.D. Posta İdaresi'nde posta kuryesi olarak çalıştı. 1955'te ölümün ucundan döndüğü alkol komasından dolayı hastaneye kaldırıldı. Taburcu olduktan sonra bir daktilo satın aldı ve şiir yazmaya başladı.1957'de Barbara Fry ile evlendi fakat 1959'da boşandılar. Bukowski, şiir yazmaya ve içki içmeğe devam etti ve sonra Los Angeles'taki postaneye geri döndü. 1965'te hiç evlenmediği Francis Smith'ten bir kızı oldu. 1969'da Black Sparrow Yayınevi'nden ömür boyu 100 dolar maaş teklifini alınca postaneden ayrıldı. Bir mektubunda şöyle bir açıklaması vardı "İki seçenekten birini seçmek zorundaydım: Posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek. Ben aç kalmayı seçtim." Posta ofisini bırakalı bir ay olmayalı Bukowski Postane ismindeki ilk romanını bitirdi. 1976'da Bukowski, Linda Lee Beighle ile tanıştı. İki yıl sonra birlikte Los Angeles'ta bir liman şehri olan San Pedro'ya taşındılar. Bukowski ve Beighle 1985'te evlendiler.

    Bukowski, Pulp romanını henüz bitirdikten sonra 9 Mart 1994'te 73 yaşındayken San Pedro, Kaliforniya'da öldü. Ölüm töreni budist rahipler tarafından yönetildi.

    Eserleri

    * Kadınlar
    * Sıcak Su Müziği
    * Bir Tek Ben miyim Böyle Yaşayan
    * Postane
    * Pis Moruğun Notları
    * Kapalı Bir Kapıdır Cehennem
    * Gülün Gölgesinde
    * Sevimli Bir Aşk Hikayesi
    * Sıradan Delilik Öyküleri
    * Sarhoş Çal Piyanoyu, Vurmalı Çalgı Gibi, Parmaklar Biraz Kanamaya Başlayana Dek
    * Pansiyon Manzumeleri
    * Ölüler Böyle Sever
    * Shakespeare Bunu Asla Yapmazdı
    * Güneşe Uzan
    * En Kısa Andır Mucize
    * Güneş İşte Burdayım
    * Kimse Bilmez Ne Çektiğimi
    * Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi
    * Pulp
    * Factotum

    Kitlelerin Dehası

    Ortalama insanda
    Herhangi bir günde herhangi bir orduya
    yetecek kadar ihanet,
    nefret, şiddet
    ve saçmalık vardır.
    VE Cinayet konusunda En Becerikliler
    Cinayet Karşıtı vaaz verenlerdir
    VE Nefreti En İyi Becerenler
    Sevmeyi Vaaz Edenlerdir
    VE-SON OLARAK-
    SAVAŞI EN İYİ BECERENLER
    BARIŞ VAAZI
    VERENLERDİR

    Tanrıyı Vaaz Edenlerin
    Tanrıya İhtiyacı Var
    Barış Vaaz Edenlerin
    Huzuru Yok
    SEVGİYİ VAAZ EDENLER
    SEVGİSİZDİR
    VAAZ VERENLERDEN SAKININ
    Bilmişlerden Sakıının.

    DURMADAN
    KİTAP
    OKUYANLARDAN
    Sakının
    Yoksulluktan Nefret Edenlerden
    Ya da Gurur Duyanlardan Sakının
    Övgü Göstermekte Hızlı Davrananlardan SAKININ
    Karşılığında ÖVGÜ Beklerler

    Sansürlemekte Hızlı Davrananlardan SAKININ
    Bilmedikleri Şeylerden
    Korkarlar

    Sürekli Kalabalıkları Arayanlardan Sakının;
    Tek Başlarına
    Bir Hiçtirler

    Ortalama Erkekten
    Ortalama Kadından
    Sakının
    Sevgilerinden SAKININ

    Sevgileri Vasattır, Vasatı
    Aranır Dururlar
    Ama Nefretleri Dahiyanedir
    Nefretleri Seni Beni
    Herkesi Öldürebilecek Kadar
    Dahiyanedir.

    Yalnızlığı İstemezler
    Yalnızlığı Anlamazlar
    Kendilerinden Farklı
    Herşeyi
    Yoketmeye
    Çalışırlar

    Sanat
    Yaratamadıklarından
    Sanatıı
    Anlayamazlar
    Yaratma Başarısızlıklarını
    Dünyanın Beceriksizliğine
    Yorarlar

    Kendileri Tam Sevemedikleri İçin
    Senin Sevginin
    Eksik Olduğuna İNANIR
    VE SENDEN
    NEFRET EDERLER

    Ve Nefretleri
    Parlak Bİr Elmas
    Bir Bıçak
    Bir Dağ
    Bir KAPLAN
    Bir Baldıranotu Gibi
    Mükemmeldir

    En Usta Oldukları
    SANATTIR
    NEFRET!
    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Charles Bukowski (1920 – 1994) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Charles Bukowski (1920 – 1994) Empty Geri: Charles Bukowski (1920 – 1994)

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Perş. Ocak 28, 2010 12:29 pm

    Ne Adammışım Ben

    Önce sol kulağından
    Sonra da sağ kulağından vurdum
    Daha sonra da kemerinin tokasını sımsıcak kurşunla yırttım
    Sonra da geriye ne kaldıysa
    Vurdum
    Ve o da pantolonunu çekmek ve bilyelerini
    Almak için eğildi
    (zavallı mahluk)
    bir daha kalkmasına lüzum
    kalmayacak şekilde
    işinin icabına baktım.

    İşte bu kadar.Ayak üstü birşey içmek
    için içeri girdim
    Herifin biri bana
    yan yan bakıyor gibiydi
    zaten o da öyle öldü-
    yan yan,
    bana bakarak
    ve bilyelerine
    sarılarak.

    Kan görüntüsü iştahımı açtı
    Denebilir.
    Domuz etli bir sandöviç yedim
    birkaç acıklı şarkı dinledim...
    Bütün lambaları kurşunladım
    ve dışarı çıkıp dolaştım.
    Etrafta hiç kmse yokmuş gibi görünüyordu
    bende atımı vurdum
    (zavallı mahluk).

    Sonra şerife gözüm takıldı
    yolun sonunda duruyodu
    titriodu
    sanki kutsal bir dans yapıyodu;
    çok acıklı bir manzaraydı
    bende onun titremesini
    birinci kurşunla azalttım
    ikinci kurşunla ise titremesini (içim burkularak ? )
    tamamen durdurdum

    Bir müddet sırtüstü uzandım
    ve yıldızları teker teker vurup
    aşağıya indirdim
    ve sonra da mehtabı vurdum
    ve sonra da etrafı dolaşıp
    kasabadaki bütün ışıkları aşağı indirdim,
    ardından etraf kararmaya başladı
    hakikaten karardı etraf
    tam istediğim gibi;
    uyurken yüzüme ışık vurmasına
    dayanamam da.

    Uzanıp düş gördüm
    yine küçük bir çocuktum
    Oyuncak bir altıpatlarla oynuyodum
    ve tüm bilye oyunlarını kazanıyodum
    uyandığımda
    silahlarım yoktu
    ellerim ve ayaklarım bağlıydı
    sanki birileri benden korkuyor gibiydi
    sanki o çirkin benden
    korkuyor gibiydi
    sanki o çirkin boynuna
    bir ilmek geçiriyolardı
    sanki beni asmaya
    çalışıyolardı,
    herifin teki gömleğime
    şöyle bir tabela asıyodu:
    senin için de bir kanun var.
    benim için de kanun, bir de
    ağacın birinden sallanan bir
    kanun var.

    Eh güzel şiir her zaman
    gözlerimi yaşartmıştır
    inanırmısınız ki, tüm
    kadınlar ağlıyolardı
    inlemeleri arasında
    başka adamların adları duyulsa da
    benim için ağladıklarını biliyorum
    (zavallı mahluklar)
    her biriyle yatmama rağmen, o büyük
    heyecen içinde onlara adımı
    söylemeyi unutmuş olmalıyım
    tüm erkekler kızgın görünüyordu
    sanırım çocuklarının saygısızca
    bana teneke kutular atmasından olacak.
    ama onlara üzülmemelerini söyledim
    çünkü nasıl olsa çocukların nişan kabiliyeti yoktu
    aralarından tek biri bile erkek
    olamayacaktı-
    %90 ı homaseksüel olacak, topunun
    canı cehenneme, birkaç herif bağırdı
    ' onu cehenneme yollıyalım!'
    Artık son dansımı yapıodum
    ama açıktan aldım açıyı
    barmenin gözünün içine tükürdüm
    ve Nellie Adam ın göğüslerine
    takıldı gözlerim,
    ağzım sulandı tekrar.
    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Charles Bukowski (1920 – 1994) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Charles Bukowski (1920 – 1994) Empty Geri: Charles Bukowski (1920 – 1994)

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Perş. Ocak 28, 2010 12:30 pm

    Siz aşk nedir bilmessiniz

    Siz aşk nedir bilmezsiniz dedi Bukowski
    Ben elli bir yaşındayım bir bakın bana
    Genç bir güzele aşığım
    Kötü saplandım bu işe ama O'nun da hali kötü
    Fakat olacaksa böyle olsun
    Kanlarına giriyorum onların ve kurtulamıyorlar benden
    Herşeyi deniyorlar kaçmak için
    Ama sonunda hep geri dönüyorlar
    Hepsi geri dönmüştür bana
    Ama gördüğüm bir tanesi dışında
    Ağlamıştım ardından
    Ama kolay ağlardım o zamanlar
    Çocuklar sert içkileri yaklaştırmayın yanıma
    Acımasız oluyorum o zaman
    Burada oturuyor bütün gece
    Bira içebilirim siz hippilerle birlikte
    Bu biradan on beş litre içerim ve
    Bana mısın demem, su gibi gelir bana
    Ama bir defa koklatın sert içkileri
    Pencereden dışarı atmaya başlarım insanları
    Kim olursa olsun fırlatırım dışarı
    Bunu yaptım daha önce
    Ama siz aşk nedir bilmezsiniz
    Bilmezsiniz çünkü hiç aşık olmamışsınızdır
    İşte iş bu kadar basit
    Genç bir fıstık buldum şimdi, öyle güzel ki..
    Bukowski diyor bana, Bukowski diyor o minicik sesiyle
    Bense ne var diyorum
    Ama aşk nedir bilmezsiniz siz
    Size ne olduğunu anlatıyorum ama dinlemiyorsunuz
    Aşk buraya kadar gelip kıçınızı dürtse
    Bu odada içinizden birinin ruhu duymaz
    Şiir okuma toplantılarının boktan bişey olduğunu düşünürdüm
    Bana bak ben elli bir yaşındayım ve çok dolaştım
    Boktan diyorsam öyledir
    Ama sonra dedim ki kendime Bukowski
    Aç kalmak daha boktan
    Sonuçta işte buradasın ve hiçbirşey olması gerektiği gibi değil
    O adam neydi adı Galway Kimel
    Bir dergide resmini gördüm
    Yakışıklı bir suratı var ama öğretmen
    Tanrım düşünebiliyor musunuz
    Eyvah sizler de öğretmensiniz
    Size de küfrediyor oluyorum o zaman
    Hayır o adamın adını hiç duymadım
    Ne de ötekinin, hepsi birer asalak
    Belki egom yüzünden artık çok fazla okumuyorum
    Ama, şu ünlerini beş altı kitap üstüne
    Kuran insanlar var ya,
    Hepsi birer asalak
    Bukowski diyor bana bu kız
    Niçin klasik müzik dinliyorsun bütün gün
    Sizi şaşırttım değil mi
    Benim gibi kaba ayyaş birisinin
    Klasik müzik dinleyeceğini düşünmezdiniz
    Brahms, Rachmaninoff, Bartok, Tdeman
    Kahretsin burada yazamıyorum
    Çok fazla sessiz, çok sayıda ağaç var burada
    Şehirleri severim, en uygun yerler benim için
    Her sabah koyarım klasik müziğimi
    Ve oturup yazı makinemin başına
    Bir puro içerim bakın işte böyle
    Ve Bukowski derim sen şanslı bir adamsın
    Bukowski bu belaların hepsini atlattın
    Ve sen şanslı bir adamsın
    Ve mavi duman yayılır masamın üstüne
    Ve pencereden dışarı Delengpre Caddesi'ne bakarım
    Ve derin nefes alır ve yazmaya başlarım
    Bukowski işte yaşam budur derim kendi kendime
    Yoksul olmak iyidir, basur olmak iyidir, aşık olmak iyidir
    Ama siz nasıl birşey olduğunu bilmezsiniz
    Sevgilimi görseydiniz ne dediğimi anlardınız
    Buraya gelince baştan çıkacağımı düşündüm
    Tam böyle olacağını bildi, böyle olacağını bana söylemişti
    Allah kahretsin ben elli bir yaşındayım o ise yirmi beşinde
    Birbirimize aşığız ve o beni kıskanıyor, Tanrım bu güzel birşey
    Buraya gelip baştan çıkarsam, gözlerimi oyacağını söylemişti
    Alın işte aşk sizlere
    İçinizden hangisi bilir böyle birşeyi
    Sizlere birşey söylemeliyim
    Öyle adamlarla tanıştım ki hapishanede
    Üniversitelere ve şair toplantılarına giden
    İnsanlardan çok daha fazla yol-yordam bilen insanlardı
    Kan emicidirler onlar, bütün görmek istedikleri
    Şairin çorapları kirli midir acaba ya da koltukaltları kokuyo mudur
    Ama sizden şunu hatırlamanızı istiyorum
    Bu odada yalnız bir tane şair var bu gece
    BELKİ DE BU ÜLKEDE YALNIZ BİR TANE ŞAİR VAR BU GECE
    O DA BENİM
    İçinizden kim biliyor yaşamı, içinizden kim biliyor herhangi birşeyi
    Hangi biriniz hayatında işinden kovuldu?
    Ya da sevgilisine dayak attı ya da sevgilisinden dayak yedi
    Beş defa kovuldum ben Senis and Rocbuck'tan
    Kovmuşlar, tekrar kovmuşlardı beni
    Otuzbeş yaşındayken tezgahtarlık yapıyordum onlara
    Sonra kurabiye çalarken yakalandım
    Ben nasıl olduğunu bilirim çünkü ONLARDAN GELİYORUM
    Elli bir yaşındayım ve aşığım
    Şu gencecik güzel şey diyor ki bana: Bukowski
    Ve ne var diyorum, O ise
    Sen pisliğin tekisin diyor bana
    Ve bebeğim beni anlıyorsun diyorum
    Bu dünyadaki tek güzel şey O
    Kadın ya da erkek bu tür hareketine katlanacağım tek kimse
    Ama siz aşk nedir bilmezsiniz
    Hepsi geri döner bana sonunda, her biri geri döner
    Yalnız o sözünü ettiğim bir tanesi,
    Hani o sözünü ettiğim bir tanesi
    Yedi yıl birlikte yaşamıştık, çok içerdik
    Bir avuç memur görüyorum ben bu odada
    Şair filan yok aranızda, hiç şaşırmadım bu işe
    Şiir yazmak için aşık olmak gerekirdi
    Ve siz aşık olmak nedir bilmiyorsunuz ki
    Sizin derdiniz bu!
    Şu ağır içkiden verin biraz bana
    Tamam buz istemem güzel
    Güzel işte çok güzel böyle
    Haydi bakalım gösteriye başlayalım
    Ne dediğimi hatırlıyorum
    Ama bir tek atacağım yalnızca
    Ne de güzel tadı var şu meretin
    Haydi uzatmadan bitirelim bu işi
    Yalnız bundan sonra kimse durmasın
    Açık pencerenin yanında
    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Charles Bukowski (1920 – 1994) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Charles Bukowski (1920 – 1994) Empty Geri: Charles Bukowski (1920 – 1994)

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Perş. Ocak 28, 2010 12:32 pm

    Yalnız Yerdir Cehennem

    adam 65'indeydi, karısı 66, alzheimer
    hastası.

    adamın ağzı
    kanserdi.
    geçirdiği ameliyatlar ve gördüğü
    ışın tedavileri
    çene kemiğini eritince
    tel takmışlardı
    çenesine.

    bir bebeğin altını
    değiştirir gibi
    hergün
    altını değiştirirdi
    karısının.


    durumundan dolayı
    araba süremediği için
    hastaneye taksi ile
    gider,
    konuşmakta zorlandığı için
    adresi kağıda yazardı.

    son ziyaretine
    bir ameliyat daha
    gerektiğini söylediler
    ona; sol
    yanağının ve dilinin
    biraz daha temizlenmesi gerekiyordu.
    eve döndüğünde
    karısının altını değiştirdi,
    fırına dondurulmuş hazır yemeklerden
    koydu, akşam haberlerini
    izledikten sonra
    yatak odasına gitti, silahı
    aldı, karısının şakağına
    dayadı ve ateşledi.

    kadın soluna
    yığıldı, adam
    kanepeye
    oturdu,
    namluyu ağzına soktu ve
    tetiği çekti.
    silah sesleri komşuları
    harekete geçirmedi.
    daha sonra fırında
    yanan yemeğin kokusu
    geçirdi.

    biri geldi, kapıyı
    omuzlayarak açtı ve gördü
    çok geçmeden
    polisler gelip
    işe koyuldular, bazı şeyler
    buldular:

    bakiyesi bir dolar on dört sent olan
    bir tasarruf hesabı defteri
    sonuca vardılar
    intihar.

    üç hafta sonra
    iki yeni kiracı
    taşındı daireye:

    ross adında
    bir bilgisayar mühendisi ile
    bale eğitimi alan
    karısı anatana.

    yükselme eğiliminde
    çiftlerden biri gibi
    görünüyorlardi

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 1:46 am