|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Tevazu ve Kanaatin Fazileti

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Tevazu ve Kanaatin Fazileti CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Tevazu ve Kanaatin Fazileti Empty Tevazu ve Kanaatin Fazileti

    Mesaj tarafından (fog)'(x) C.tesi Mayıs 15, 2010 8:09 pm

    TEVÂZÛ
    VE KANAATİN FAZİLETİ


    Peygamber’imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

    «-
    Ulu Allah (C.C), karsısındakinin kusurunu hoş görenin itibarını
    yüceltir. Allah için alçak gönüllü davrananın. Allah (C.C) derecesini
    yükseltir.»

    Yine Peygamber’imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

    “Herkesin
    yanı başında iki melek bulunur, bunlar kendisini kontrol eden bir gemi
    avuçlarında tutarlar. Eğer adam büyüklük taslarsa melekler gemi çekerek
    «Allah (C.C)’im, onu aşağı indir» diye dua ederler. Adem nefsini
    alçaltınca melekler de «Allah (C.C)’im, onu yükselt» diye dua ederler.»

    Yine
    Peygamber’imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

    «- Miskinliğe düşmeksizin
    alçak gönüllü olabilen, biriktirdiği mali Allah (C.C)’in emri uyarınca
    kullanan, zavallılara ve düşkünlere acıyan, ilim ve idrak sahipleri ile
    düşüp kalkanlara müjdedeler olsun!»

    Rivayete göre Peygamberimiz
    {S.A.S.) ashabından bir aç kişi ile birlikte evinde yemek yiyordu.
    Kapıya bir dilenci geldi, dilencinin vücudunda tiksindirici bir felç
    vardı, adama içeri girmesi için izin verdi. İçeri girince Peygamber
    (SAV)’imiz adamı dizi üzerine oturttu. Sonra ona:

    «Ye» dedi.
    Galiba Kureyşli biri adamdan iğrenir gibi oldu, ondan tiksindiğini
    belirtti. Fakat o Kureyşli ölmeden önce ayni felce yakalandı.

    Peygamber’imiz
    (S.A.S) buyuruyor ki:

    «- Rabb´im bana iki şey arasında Resul bir
    kul olmakla Nebi bir Melek olmak arasında muhayyerlik verdi Ama,
    hangisini tercih edeceğimi bilemedim. Melekler arasında samimî dostum
    Cebrail idi, basımı kaldırıp ona baktım. bana «Rabbi’nin karsısında
    alçak gönüllü ol» dedi. Bunun üzerine ben de «Kul-peygamber olmak
    isterim» dedim.»

    Ulu Allah (C.C) Hz. Musa’ya (A.S.) bildirdi ki:
    «Ben sadece ululuğum önünde tevazu göstererek canlılarıma karsı büyüklük
    taslamayan ve korkumu kalbinden bırakmayanların namazını kabul ederim.»

    Peygamber’imiz
    (S.A.S.) şöyle buyurdular:

    «- Ululuk takvadır, şeref alçak
    gönüllülüktür ve kesin inanç da servettir.»

    Hz. İsa (A.S.) der
    ki; “Dünyada alçak gönüllü olanlara müjdeler olsun. Âhirette kürsü
    sahibi onlardır. Dünyada insanlar arasında arabuluculuk yapanlara ne
    mutlu, Kıyamet Günü «Firdevs»in vârisi onlar olacaklardır. Dünyada
    kalpleri temiz olanlara ne mutlu! Kıyamet Günü Allah (CC)’i onlar
    göreceklerdir.”

    Ulemadan biri dedi ki duyduğuma göre,
    Peygamberimiz (S.A.S.) söyle buyurmuştur.

    “Ulu Allah (C.C) bir
    kulu Islama hidayet eder, ona yüz güzelliği verir ve ona kendisini
    beklemeyen bir mevki verir ve bunlarla birlikte ona alçak gönüllülük
    nasip ederse o kul Allah (C.C)’in, en seçkin kullarından olur.”

    Peygamber’imiz
    (S.A.S.) buyuruyor ki:

    “Ulu Allah (C.C) su dört şeyi sadece
    sevdiklerine nasib eder:

    1 - Az konuşmak. O ibadetlerin basıdır,
    2
    - Allah (C.C)’a güvenmek,
    3 - Alçak gönüllülük,
    4 - Dünyaya gönül
    bağlamamak.”


    Bildirildiğine
    göre, bir gün Peygamber (SAV)’imiz yemekte iken basında kabuk bağlamış
    kellik bulunan siyahî bir adam çıkageldi. Kimin yanına oturduysa
    yanındaki yerinden kalkıp uzaklaştı. Bunun üzerine adamı Peygamber
    (SAV)`imiz yanına aldı, yine Peygamber (S.A.S.) buyuruyor ki:

    «İnsanın,
    çevresince hor görülmesine yol açan bir kusur taşıyarak onun ile
    kendisinden elinde kibirlilik duygusunu gidermesi hoşuma gider.»

    Peygamber’imiz
    (S.A.S.) bir gün Sahabelere :

    «Ne için sizde ibadet tadı
    göremiyorum» der. Sahâbiler. «Yâ Rasûlallah (SAV), ibadetin tadı nedir»
    diye sorarlar. Peygamber (SAV)’imiz: «alçak gönüllülüktür» diye cevap
    verir.


    Peygamber’imiz (S.A.S.)
    buyuruyor ki:

    «- Ümmetimin alçak gönüllülerini görünce onlara
    karşı siz de alçak gönüllü olunuz. Fakat ümmetimin kibirlilerini görünce
    siz de onlara tepeden bakin. Bu tutum onları horlar ve küçültür.»


    Şâirin
    biri ne güzel söyler:

    “Alçak gönüllü ol ki, kendisi yükseklerde
    olduğu halde
    Su yüzünde göze görünen yıldız gibi olasın!
    Duman
    gibi olma ki, yükseltil kendini
    Hava tabakalarına doğru, oysa ki
    alçaktadır.”

    Kanaatin fazileti hakkında yukarda geçenlere
    ilâveten su bilgi verilmiştir.

    Peygamber’imiz (S.A.S.) buyuruyor
    ki:

    «-
    Müminin yüceliği, başkalarına muhtaç olmamakladır.» Kanaatte hürriyet
    ve yücelik vardır. Bu yüzden «Herhangi bir kimseye karsı kendini
    ihtiyaçsız sayarsan, onun gibi olursun. Kime el açarsan aç, esiri
    olursun. Kime iyilik edersen efendisi olursun. İhtiyacını karşılayan az
    miktar seni azdıran çoktan daha hayırlıdır» demişler.


    Ehli
    hikmetten biri der ki. «Kanaatten daha üstün bir zenginlik ve maymun
    iştahlılıktan daha ağır bir fakirlik görmedim.»

    Şâir buna dair
    söyle der:

    «Kanaat bana ululuk elbisesi sağlamıştır.
    Hangi
    zenginlik kanaatten daha ulu olabilir!
    Onu kendine sermaye edin.
    Sonra
    da takvayı meta haline getir.
    Böylece çifte kazanç bularak dosta
    muhtaç olmazsın.
    Bir müddet sabrın karşılığı olarak da cennet
    nimetlerine kavuşursun.»


    Diğer
    bir sair de söyle der:

    «Nefsinin yetecek kadar ile yetinmesini
    sağla, yoksa
    Senden yeterli olandan daha çoğunu ister.
    Senin uzun
    ömrün ancak içinde yasadığın saattir.»

    Diğer
    bir şair de söyle söylüyor:

    «Rızık senden uzaklaşınca
    sabırlı ol.
    Var olanla yetinerek o husûsda kanâat et.
    Onu
    kazanmak için kendini yorma.
    Eğer onda nasibin varsa sana ulaşır.»

    Diğer
    biri de der ki:

    «Alçakların avuçları seni susuz
    bırakırsa.
    Kanaat doyurma ve kandırmada sana yeterlidir
    Öyle bir
    erkek ol ki, ayağı toprakta.
    Himmet ve arzusu Süreyya’da olsun.»

    Başka
    bir sâir de der ki:

    «Ey kuvvete dayanarak rızık arayan
    kimse.
    Heyhat ki, sen asılsız kanaatlere saplanmışsın.
    Karayılan
    bütün gücüne rağmen çöl leşi yer.
    Oysa zayıflığına rağmen, sinek bal
    toplar.»


    Peygamber’imiz
    (S.A.S.) maddî darlığa düşünce ev halkına

    Namaza kalkın buyurur.
    «Bana böyle emir verildi» diyerek su âyeti okurdu: «- Ev halkına namazı
    emreyle ve bunda sebat et.»

    Sâirin biri der ki:

    «Dünya ile onun
    süsleri üzerinde dolaşmayı bırak.
    Çoğa koşmak ve tamahkârlık aklını
    basından almasın.
    Kanaat bitmeyen bir servettir.
    Hey. geçimin
    fazlasını hepsi ile bırak.
    Allah’ın sana ayırdığı pay ile yetinerek
    razı ol!
    iyî düşününce öyle olmanın sana hiç bir faydası yoktur.»

    Diğer
    bir sâir de der ki:

    «Üzerine düşmeden sana gelen ile yetin
    Rabb’imiz
    karıncayı bile unutmaz.
    Zaman sana yüzünü dönerek gelirse ayağa
    kalk.
    Yok eğer arkasını çevirirse sen de yat uyu.»

    Hikmet
    ehli «Ululuk, güzel kıyafetle değildir» derler. Çünkü elbise giyinmenin
    zevkine dalmak ve süsler takıştırmak insani öyle oyalar ki, dünyaya
    duyduğu meyil yüzünden dinî görevlerine aldırış etmez olur, böyle
    birinin kibirlilikten uzak kalması da çok zayıf bir ihtimaldir.

    Bir
    sâir söyle der:

    «Dünyanın kuru bir lokmasına razıyım.
    Bir
    de kaba işlemeden bir abasına, bu ikisinden başkasını istemem.
    Çünkü
    ben devrin kalıcı olmadığını gördüm.
    Devir ve ömrümün her ikisi de
    yok olucudurlar.»


    ALINTI

      Forum Saati Salı Mayıs 07, 2024 3:14 pm