Avatar muhteşem bir film mi, fiyasko mu?
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Gösterime
girmesi için 11 yıl teknolojisi beklenen, 300 milyon dolar maliyetle
çekilmesinden...Gösterime girmesi için 11 yıl
teknolojisi beklenen, 300 milyon dolar maliyetle çekilmesinden öte
sadece reklâm ve pazarlaması için 150 milyon dolar harcanan, gişe
rekorları kıran ve sinema tarihinin en büyük bütçeli filmi olan Avatar,
gerçekten sinema tarihini değiştirecek bir film mi yoksa fiyasko mu? Bu
yazıda Avatar hakkında yapılan yorumlar ve açıklamalar anlatılacaktır.Önce
Avatar’ın teknolojisinden bahsedelim. Film için teknolojinin en son
yeniliklerinden faydalanıldı. 3 boyutlu olarak çekilen filmde simülasyon
(modelleme) tekniği kullanıldı. Yani filmde gerçek insanlar oynadı
fakat bilgisayar yazılımları ile insanların yerine dijital karakterler
kondu. Sırf bu film için özel yazılım yapıldı ve onlarca mühendis,
yazılımcı, animatör, modelist aylarca üzerinde çalıştı. Görüntü ve renk
derinliğinin en yüksek seviyede olduğu Avatar, özel hazırlanmış
stüdyolarda çekildi. Vücut hareketlerini algılayan ve kopyalayan
bilgisayar destekli özel kıyafetler kullanıldı. Senaristi, yönetmeni ve
yapımcısı olan James Cameron Aliens, Terminator ve Titanic’den sonra bu
filmde de ses getirecek bir başarıya imza attı.Filmin konusuna
gelince 2129 yılında insanoğlu dünyadan 5 ışık yılı uzaklıkta bir
gezegene bağlı Pandora isimli bir uydu keşfeder. Burada boyları 3
metreyi bulan mavi renkli Na’vi halkı yaşamaktadır. Gezegende bulunan ve
dünyada kilosu milyon dolar eden bir maden insanoğlunun iştahını
kabartmaktadır. Ancak bu madenin yoğun olduğu bölgede yerli halk
Navi’ler yaşamaktadır. İnsanoğlu, bu gezegende yaşayabilecek yarı insan
yarı Na’vi bir melez yaratır. Bu canlıya “avatar”
adı verilmektedir. Bu melez canlıyı ancak DNA’sını vermiş kişi düşünce
gücüyle uzaktan kumanda edebilmektedir. Kahramanımız yarı felçlidir ve
2154 yılında Pandora’ya getirtilir. Kendi avatarı ile na’vilerin arasına
karışacak ve aşkı Neytiri, insan ırkı ve na’vilerin arasında bir seçim
yapmak zorunda kalacaktır.Altın küre ödüllerini toplayan ve Oscar
ödüllerinin favorisi olan Avatar hakkında çok şey söylendi. Şimdi
bunlara bir göz atalım.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Avatar
antiemperyalist ve solcu bir film…Avatar için
muhteşem film denilmesinin yanında antiemperyalist ve solcu bir film
olarak değerlendirenler var. Na’vi halkını Kızılderililere benzetiyorlar
ve bir zamanlar Amerika’nın yeli halka yaptığı vahşeti ve
sömürgecilikle bağlantı kuruyorlar. Yerli halkın direnmesini buna örnek
gösteriyorlar. Yeni bulunan maden, petrolü Pandora da Orta doğuyu
simgeliyor. Aynı zamanda Amerika’nın deniz aşırı sömürgeciliğine de
gönderilme yaptığı iddia ediliyor.Vatikan’a göre Avatarı izlemek günah mı?
Vatikan’ın
film hakkındaki değerlendirmesi de ilginç noktalardan bir tanesi.
Avatar’ı “antiemperyalist, anti militarist bir kıssa”
yorumuyla kınadı. Resmi yayın organlarında film için “Efektler
dışında heyecanı olmayan sürrealist bir teknoloji filmi.”
denildi. Vatikan, daha önceden Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar
adlı eserleri Katoliklerin görmemesini savunup bunların günah
sayıldığını açıklamıştı.Na’viler aslında cin- şeytan karışımı bir ırk…
Pandora
adlı uyduda yaşayan kutsanmış na’vi ırkı aslında cin-şeytan karışımı
bir ırk. Yunan mitolojisinde Pandora’nın kutusu adlı bir hikâye vardır.
Bu kutuda bütün iyilikler, kötülükler saklıdır. Açılmamsı gereken bu
kutuyu Pandora açar ve bütün içindekiler dünyaya yayılır. Son anda
kapatılan kutuda sadece umut kalmıştır. İnsanoğlu Pandora’ya sömürge
için gelmiş olup na’viler buna karşı çıkmaktadır. Mavi renkli yarı
insan, maymun kuyruklu, aslan burunlu, kedi kulaklı, vampir dişli bu ırk
insanoğlu kadar gelişmemiş ama insandan daha insancıl ve hümanisttir.
Doğa ile iletişim halinde olup, sade bir yaşamı seçmişlerdir. Ağaçlar
bir sinir ağı gibi tüm Pandora’yı sarmış ve doğayla iç içe
yaşamaktadırlar.Avatar,
Kuran-ı Kerim’den mi esinlendi?..
Na’viler büyük
yırtıcı kuşları ehlileştirerek ulaşım aracı gibi kullanabiliyor. Tıpkı
yabani bir atın ehlileştirilmesi gibi. Na’vilerin bu kuşlarla iletişim
aracı uzun saçlarıdır. Uzun saçlar kuşlarda da bulunan kuyruklarla
birleştirilerek bir nevi iki networkü birleştirmiş gibi bütünlük
kurarlar. Bu, akıllara Kuran’ı Kerim’deki Fil suresini getiriyor.Na’viler Şamanist mi?…
Yaşamın
kaynağı olarak gördükleri kocaman bir ağaç altında yaşarlar. Adına Eywa
dedikleri bu ağaç toprak ana gibidir ve altında dualar ederler.Kurtarıcı olan avatar
Mesih-Deccal’dır…
Filmde felçli bir asker olan Jake
Sully kendi avatarı ile na’vilere yardım eden bir kurtarıcıdır. Kendi
ırkını değil na’vi tarafını seçen bu beyaz adam insanoğlunun ileri
teknolojisine karşı savaşarak na’vilerin yok olmasını engeller.Filmde Hinduizm, Şamanizm etkisi
vardır…
Hinduizm’de avatar, Tanrı’nın insan şeklinde
ortaya çıkmış hali olarak geçer. Bu bir reenkarnasyondur. Ağaçların,
doğanın kutsallaştırılması bu gibi dinlerde olan yaygın bir inanıştır.
Doğanın da Tanrı’dan izler taşıdığına inanılır.Filmde küresel güç eleştirilmiştir…
İnsanoğlunun
Pandora’da kurmuş olduğu koloni küresel gücü temsil etmektedir. Savaş
sonunda küresel gücün yenilmesi ve dünyaya geri dönmesi na’vileri
kusursuz bir ırk, insanoğlunu da vahşi, sömürgeci bir ırk yapmaktadır.Avatar, ABD’nin gelecekte de
sömürgeci yapısını ortaya koyuyor ve bunu meşrulaştırıyor…
Uzayı
bile yönetmek isteyen küresel güç ABD, bu filmde de mesajlar veriyor.
Filmin başında iki askerin konuşmasında Nijerya ve Venezüella’da
savaştıklarından bahsederler. Gelecekte bile bu gücün olacağı mesajları
veriliyor.Avatar
tamamen suçluluk duygusuyla yapılmış bir film…Çoğu
ABD’li yazar filmin anti-insan, anti-batı ve anti-militer olduğu
düşüncesinde.Teknoloji
olarak harika ancak konusu çok klişe…
Film en son
teknoloji ile çekilmesine, görsel efektlerin harika olmasına rağmen
senaryo çok sıradan. Kurtlarla Dans, Son Mohikan gibi filmlerde de
işlenmiş bir konuyla sığ kalmış. Ayrıca Matrix filmindeki gibi insanoğlu
bir başka boyuta geçiyor.Avatar dine karşı çıkarak paganizmi özendiriyor…[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Na’vilerin pagan
dinlerindeki gibi yaşamlarının yanında insanoğlunun melez bir avatar
yaratması ve onu kontrol etmesi bir nevi insanı tanrılaştırıyor.
Na’vilere benzeyen bu avatarlar ancak DNA’sını taşıdığı insan tarafından
yönetilebiliyor.Avatar
tamamıyla ticari bir film…Konusuna bakıp filmin
emperyalizme karşı bir eleştiri olduğu ve insani değerleri, doğayı ön
plana çıkardığı sanılmasın. Tam aksine sırf tanıtım ve pazarlaması için
150 milyon dolar harcanması filmin asıl amacını ortaya koyuyor. Bilet
fiyatlarının da yüksek olması nedeniyle şimdiden milyar dolarlar
kazandırdı.Avatar
depresyona ve bunalıma sokuyor…
Filmi izleyenler
Pandora uydusundaki güzellikleri görüp hiçbir zaman böyle bir yerde
yaşamayacağını bildiklerinden bunalıma giriyormuş. Avatar forumuna
atılan binlerce mesaj bu konudan bahsederek ölümü bile düşünenlerin
olduğunu söylüyor.Hindular
avatar filmi için tepkili…
Hindular yönetmen
Cameron’dan filmin başı ve sonunda “Hinduizm ile alakası yoktur.”
ibareli yayın yapmasını istediler.Avatar, Dinotopia adlı filmden çalıntı…
Avatar
filminin Dinotopia adlı filmden esinlendiği iddia ediliyor. 2002
yılında çekilen filmin konusu şöyle Uçak kazasında bir baba ve oğulları,
içinde insanlarla dinozorların yaşadığı kayıp ülke Dinotopia’ ya
düşerler. Çocukların biri babalarının aksine bu adada yaşamak isterler.
Kardeşlerden biri bu ülkeden kaçmak ister. Diğeri ise ülkenin prensesine
âşık olmuştur. Onların güvenini kazanan kahramanımız güvenliği sağlamak
için kuşlardan oluşan orduya katılır. Bu ülkede bir de enerji taşı
vardır ki, herkes onun peşindedir.Avatar tamamen ırkçı bir film…Filmde
Jake Sully’nin Pandora’yı ve yerli halk Na’vileri insan ırkına karşı
korumasının yanında kurtarıcı Mesih gibi gösterilmesi. Beyaz ırkın her
zaman olduğu gibi kurtarıcı- kahraman olması ve bir zamanlar Avrupa’nın
Amerika yerlilerini katletmesi, yerlerinden etmesi metaforunun
kullanıldığı iddia ediliyor.Avatar, Rus bilim kurgu yazarlarından çalıntı.
Arkady
ve Boris Strugatsky kardeşler tarafından 1960'larda yazılmış fantastik
bir roman olan “The World of
Noon” ile benzerlikler taşıdığı iddia edildi. Na’vi adı,
Strugatsky romanlarındaki Nave adlı ırk ismine çok benziyor. Konu da,
hemen hemen aynı.Sonuç olarak “Arka Pencere” köşesinde masaya yatırılan
Avatar filmi için buna benzer bir sürü iddialar ortaya atılmasına rağmen
gerçek olan tek şey Avatar gibi filmlerin iyi pazarlanmış olması ve
ABD’nin bu sektörden daha çok ekmek yiyeceği.Filmi izleyenlerden
yorum bekliyorum.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Gösterime
girmesi için 11 yıl teknolojisi beklenen, 300 milyon dolar maliyetle
çekilmesinden...Gösterime girmesi için 11 yıl
teknolojisi beklenen, 300 milyon dolar maliyetle çekilmesinden öte
sadece reklâm ve pazarlaması için 150 milyon dolar harcanan, gişe
rekorları kıran ve sinema tarihinin en büyük bütçeli filmi olan Avatar,
gerçekten sinema tarihini değiştirecek bir film mi yoksa fiyasko mu? Bu
yazıda Avatar hakkında yapılan yorumlar ve açıklamalar anlatılacaktır.Önce
Avatar’ın teknolojisinden bahsedelim. Film için teknolojinin en son
yeniliklerinden faydalanıldı. 3 boyutlu olarak çekilen filmde simülasyon
(modelleme) tekniği kullanıldı. Yani filmde gerçek insanlar oynadı
fakat bilgisayar yazılımları ile insanların yerine dijital karakterler
kondu. Sırf bu film için özel yazılım yapıldı ve onlarca mühendis,
yazılımcı, animatör, modelist aylarca üzerinde çalıştı. Görüntü ve renk
derinliğinin en yüksek seviyede olduğu Avatar, özel hazırlanmış
stüdyolarda çekildi. Vücut hareketlerini algılayan ve kopyalayan
bilgisayar destekli özel kıyafetler kullanıldı. Senaristi, yönetmeni ve
yapımcısı olan James Cameron Aliens, Terminator ve Titanic’den sonra bu
filmde de ses getirecek bir başarıya imza attı.Filmin konusuna
gelince 2129 yılında insanoğlu dünyadan 5 ışık yılı uzaklıkta bir
gezegene bağlı Pandora isimli bir uydu keşfeder. Burada boyları 3
metreyi bulan mavi renkli Na’vi halkı yaşamaktadır. Gezegende bulunan ve
dünyada kilosu milyon dolar eden bir maden insanoğlunun iştahını
kabartmaktadır. Ancak bu madenin yoğun olduğu bölgede yerli halk
Navi’ler yaşamaktadır. İnsanoğlu, bu gezegende yaşayabilecek yarı insan
yarı Na’vi bir melez yaratır. Bu canlıya “avatar”
adı verilmektedir. Bu melez canlıyı ancak DNA’sını vermiş kişi düşünce
gücüyle uzaktan kumanda edebilmektedir. Kahramanımız yarı felçlidir ve
2154 yılında Pandora’ya getirtilir. Kendi avatarı ile na’vilerin arasına
karışacak ve aşkı Neytiri, insan ırkı ve na’vilerin arasında bir seçim
yapmak zorunda kalacaktır.Altın küre ödüllerini toplayan ve Oscar
ödüllerinin favorisi olan Avatar hakkında çok şey söylendi. Şimdi
bunlara bir göz atalım.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Avatar
antiemperyalist ve solcu bir film…Avatar için
muhteşem film denilmesinin yanında antiemperyalist ve solcu bir film
olarak değerlendirenler var. Na’vi halkını Kızılderililere benzetiyorlar
ve bir zamanlar Amerika’nın yeli halka yaptığı vahşeti ve
sömürgecilikle bağlantı kuruyorlar. Yerli halkın direnmesini buna örnek
gösteriyorlar. Yeni bulunan maden, petrolü Pandora da Orta doğuyu
simgeliyor. Aynı zamanda Amerika’nın deniz aşırı sömürgeciliğine de
gönderilme yaptığı iddia ediliyor.Vatikan’a göre Avatarı izlemek günah mı?
Vatikan’ın
film hakkındaki değerlendirmesi de ilginç noktalardan bir tanesi.
Avatar’ı “antiemperyalist, anti militarist bir kıssa”
yorumuyla kınadı. Resmi yayın organlarında film için “Efektler
dışında heyecanı olmayan sürrealist bir teknoloji filmi.”
denildi. Vatikan, daha önceden Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar
adlı eserleri Katoliklerin görmemesini savunup bunların günah
sayıldığını açıklamıştı.Na’viler aslında cin- şeytan karışımı bir ırk…
Pandora
adlı uyduda yaşayan kutsanmış na’vi ırkı aslında cin-şeytan karışımı
bir ırk. Yunan mitolojisinde Pandora’nın kutusu adlı bir hikâye vardır.
Bu kutuda bütün iyilikler, kötülükler saklıdır. Açılmamsı gereken bu
kutuyu Pandora açar ve bütün içindekiler dünyaya yayılır. Son anda
kapatılan kutuda sadece umut kalmıştır. İnsanoğlu Pandora’ya sömürge
için gelmiş olup na’viler buna karşı çıkmaktadır. Mavi renkli yarı
insan, maymun kuyruklu, aslan burunlu, kedi kulaklı, vampir dişli bu ırk
insanoğlu kadar gelişmemiş ama insandan daha insancıl ve hümanisttir.
Doğa ile iletişim halinde olup, sade bir yaşamı seçmişlerdir. Ağaçlar
bir sinir ağı gibi tüm Pandora’yı sarmış ve doğayla iç içe
yaşamaktadırlar.Avatar,
Kuran-ı Kerim’den mi esinlendi?..
Na’viler büyük
yırtıcı kuşları ehlileştirerek ulaşım aracı gibi kullanabiliyor. Tıpkı
yabani bir atın ehlileştirilmesi gibi. Na’vilerin bu kuşlarla iletişim
aracı uzun saçlarıdır. Uzun saçlar kuşlarda da bulunan kuyruklarla
birleştirilerek bir nevi iki networkü birleştirmiş gibi bütünlük
kurarlar. Bu, akıllara Kuran’ı Kerim’deki Fil suresini getiriyor.Na’viler Şamanist mi?…
Yaşamın
kaynağı olarak gördükleri kocaman bir ağaç altında yaşarlar. Adına Eywa
dedikleri bu ağaç toprak ana gibidir ve altında dualar ederler.Kurtarıcı olan avatar
Mesih-Deccal’dır…
Filmde felçli bir asker olan Jake
Sully kendi avatarı ile na’vilere yardım eden bir kurtarıcıdır. Kendi
ırkını değil na’vi tarafını seçen bu beyaz adam insanoğlunun ileri
teknolojisine karşı savaşarak na’vilerin yok olmasını engeller.Filmde Hinduizm, Şamanizm etkisi
vardır…
Hinduizm’de avatar, Tanrı’nın insan şeklinde
ortaya çıkmış hali olarak geçer. Bu bir reenkarnasyondur. Ağaçların,
doğanın kutsallaştırılması bu gibi dinlerde olan yaygın bir inanıştır.
Doğanın da Tanrı’dan izler taşıdığına inanılır.Filmde küresel güç eleştirilmiştir…
İnsanoğlunun
Pandora’da kurmuş olduğu koloni küresel gücü temsil etmektedir. Savaş
sonunda küresel gücün yenilmesi ve dünyaya geri dönmesi na’vileri
kusursuz bir ırk, insanoğlunu da vahşi, sömürgeci bir ırk yapmaktadır.Avatar, ABD’nin gelecekte de
sömürgeci yapısını ortaya koyuyor ve bunu meşrulaştırıyor…
Uzayı
bile yönetmek isteyen küresel güç ABD, bu filmde de mesajlar veriyor.
Filmin başında iki askerin konuşmasında Nijerya ve Venezüella’da
savaştıklarından bahsederler. Gelecekte bile bu gücün olacağı mesajları
veriliyor.Avatar
tamamen suçluluk duygusuyla yapılmış bir film…Çoğu
ABD’li yazar filmin anti-insan, anti-batı ve anti-militer olduğu
düşüncesinde.Teknoloji
olarak harika ancak konusu çok klişe…
Film en son
teknoloji ile çekilmesine, görsel efektlerin harika olmasına rağmen
senaryo çok sıradan. Kurtlarla Dans, Son Mohikan gibi filmlerde de
işlenmiş bir konuyla sığ kalmış. Ayrıca Matrix filmindeki gibi insanoğlu
bir başka boyuta geçiyor.Avatar dine karşı çıkarak paganizmi özendiriyor…[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Na’vilerin pagan
dinlerindeki gibi yaşamlarının yanında insanoğlunun melez bir avatar
yaratması ve onu kontrol etmesi bir nevi insanı tanrılaştırıyor.
Na’vilere benzeyen bu avatarlar ancak DNA’sını taşıdığı insan tarafından
yönetilebiliyor.Avatar
tamamıyla ticari bir film…Konusuna bakıp filmin
emperyalizme karşı bir eleştiri olduğu ve insani değerleri, doğayı ön
plana çıkardığı sanılmasın. Tam aksine sırf tanıtım ve pazarlaması için
150 milyon dolar harcanması filmin asıl amacını ortaya koyuyor. Bilet
fiyatlarının da yüksek olması nedeniyle şimdiden milyar dolarlar
kazandırdı.Avatar
depresyona ve bunalıma sokuyor…
Filmi izleyenler
Pandora uydusundaki güzellikleri görüp hiçbir zaman böyle bir yerde
yaşamayacağını bildiklerinden bunalıma giriyormuş. Avatar forumuna
atılan binlerce mesaj bu konudan bahsederek ölümü bile düşünenlerin
olduğunu söylüyor.Hindular
avatar filmi için tepkili…
Hindular yönetmen
Cameron’dan filmin başı ve sonunda “Hinduizm ile alakası yoktur.”
ibareli yayın yapmasını istediler.Avatar, Dinotopia adlı filmden çalıntı…
Avatar
filminin Dinotopia adlı filmden esinlendiği iddia ediliyor. 2002
yılında çekilen filmin konusu şöyle Uçak kazasında bir baba ve oğulları,
içinde insanlarla dinozorların yaşadığı kayıp ülke Dinotopia’ ya
düşerler. Çocukların biri babalarının aksine bu adada yaşamak isterler.
Kardeşlerden biri bu ülkeden kaçmak ister. Diğeri ise ülkenin prensesine
âşık olmuştur. Onların güvenini kazanan kahramanımız güvenliği sağlamak
için kuşlardan oluşan orduya katılır. Bu ülkede bir de enerji taşı
vardır ki, herkes onun peşindedir.Avatar tamamen ırkçı bir film…Filmde
Jake Sully’nin Pandora’yı ve yerli halk Na’vileri insan ırkına karşı
korumasının yanında kurtarıcı Mesih gibi gösterilmesi. Beyaz ırkın her
zaman olduğu gibi kurtarıcı- kahraman olması ve bir zamanlar Avrupa’nın
Amerika yerlilerini katletmesi, yerlerinden etmesi metaforunun
kullanıldığı iddia ediliyor.Avatar, Rus bilim kurgu yazarlarından çalıntı.
Arkady
ve Boris Strugatsky kardeşler tarafından 1960'larda yazılmış fantastik
bir roman olan “The World of
Noon” ile benzerlikler taşıdığı iddia edildi. Na’vi adı,
Strugatsky romanlarındaki Nave adlı ırk ismine çok benziyor. Konu da,
hemen hemen aynı.Sonuç olarak “Arka Pencere” köşesinde masaya yatırılan
Avatar filmi için buna benzer bir sürü iddialar ortaya atılmasına rağmen
gerçek olan tek şey Avatar gibi filmlerin iyi pazarlanmış olması ve
ABD’nin bu sektörden daha çok ekmek yiyeceği.Filmi izleyenlerden
yorum bekliyorum.
Salı Tem. 19, 2011 2:24 pm tarafından glewci
» Xara3d5 3 boyutlu yazi yazma programi (dj isimleri yazmak icin şahane)
C.tesi Nis. 16, 2011 10:24 am tarafından erhan2188
» Hareketli Avatar Yapımı
C.tesi Mart 12, 2011 9:47 pm tarafından (fog)'(x)
» Sjsro 11d'li Media.pk2...!!
C.tesi Mart 12, 2011 1:26 pm tarafından womekan
» Pet (Horse, Wolf, Kervan vs.) Auto Pot.
Salı Şub. 15, 2011 5:11 pm tarafından wiar01
» Silkroad'ı 3D Oynayın! Bir İlk :)
Perş. Şub. 03, 2011 4:38 pm tarafından Fleyd
» Kangurularla Apaçi
Perş. Şub. 03, 2011 3:35 pm tarafından (fog)'(x)
» EiffeL Kulesi Önünde Apaçi :)
Perş. Şub. 03, 2011 3:33 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Marşı- Bağlama&Gitar
Perş. Şub. 03, 2011 3:27 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Müziği - Gitar Versiyon
Perş. Şub. 03, 2011 3:21 pm tarafından (fog)'(x)