|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Killing Floor

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Killing Floor CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Killing Floor Empty Killing Floor

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Nis. 26, 2010 4:53 pm

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Son yıllarda piyasaya sürülen
    aksiyon oyunlarının birçoğunda korku öğeleri bulunuyor. Elbette başarılı
    yapımlar da çıkıyor ortaya ancak bu tarz oyunlara olan yüksek talep
    nedeniyle öylece piyasaya sürülmüş, başarısız birçok korku-aksiyon
    oyununun da satışa sunulduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde dikkatimizi
    çeken Killing Floor, korku yönü ağır basmasa da korku-aksiyon senteziyle
    ilginç bir çoklu oyuncu deneyimi sunuyor bizlere. Başarılı olup
    olmadığına gelin, hep birlikte göz atalım.

    Kimler
    okumalı, kimler oynamalı?


    Aksiyon oyunlarını
    seviyorsanız şöyle bir tadına bakabileceğiniz, aksiyon oyunlarını
    seviyor ancak korku oyunlarından tabiri caizse tırsıyorsanız denemeniz
    gereken, aksiyon ve korku oyunlarını seviyor; çoklu oyuncu seçeneği
    ilginizi çekmiyorsa beğenmeyebileceğiniz, aksiyon-korku türevini çoklu
    oyuncu seçeneğiyle oynamayı seviyor ve gecelerinizi Left 4 Dead'te

    Survival rekorları kırmakla geçiriyorsanız müptelası olabileceğiniz bir
    oyun sizleri bekliyor. Saydığımız kategorilerle ilginiz ya da ilginizin
    bulunması için niyetiniz yoksa sizleri sıkıcı bir yazı bekliyor
    olabilir. Yapacak daha iyi bir aktiviteniz yoksa okuyabilirsiniz yine
    de.

    Mod'dan oyuna yolculuk

    Oyunumuzun
    geçmişi o kadar da kısa değil aslında. Bir Unreal Tournament 2004 Mod'u
    olarak oyun piyasasına giriş yapan Killing Floor, Red Orchestra'dan
    hatırlayacağımız Tripwire Interactive'in çabalarıyla düşük bütçeli bir
    oyun olarak satışa sunuldu. Gel gelelim, bizler de Mod'un başarısının
    yeni oyunda sağlanıp sağlanamayacağı merakıyla oyunu incelemeye aldık.

    Senaryo
    pek geniş sayılmaz. İngiltere'nin kırsal bölgelerinde ordu tarafından
    gerçekleştirilen klonlama deneylerinin başarısız olmasıyla ortaya çıkan
    eli ayağı düzgün (!) yaratıkları öldürmekle görevliyiz. Uzun lafın
    kısası, bulduğunuz yaratığı indirmeniz isteniyor. Oyunun temel
    kurallarına göre maksimum 6 kişilik asker grubunuzla gruptaki kişi
    sayısına göre sayısı ve güçleri artan miktarda yaratıklardan oluşmuş 10
    akını başarıyla tamamlamanız gerekli. Silahları vurduğunuz yaratığın
    türüne göre para kazanarak ve her akın bitiminde elde ettiğiniz sabit
    parayı kullanarak size akın sonunda imleçle gösterilen silah tüccarından
    satın alıyorsunuz. Eğer ölürseniz ya da oyuna girdiğinizde akın devam
    ediyorsa akın bitince yeniden oyuna dönüyorsunuz. Para sorunu oluyor bu
    durumda ama oyunda birbirinize "B" tuşuyla kolayca para
    aktarabiliyorsunuz. Satın alma süresi kısıtlı; acele etmeniz gerekiyor
    akın sonlarında. Ayrıca yerde silah, kurşun, yelek bulma ve satıcıya
    elinizdeki silahları satma olacağınız da mevcut. Ekranın sağ üstünde
    kalan yaratık miktarını görebiliyorsunuz. "Tab" tuşuyla da oyuncuların
    öldürdükleri yaratık miktarları listeleniyor. Diyelim ki 10 akın da
    bitti; o zaman dananın kuyruğu kopuyor işte. Oyunda tipi evlere şenlik
    bir psikopat bilim adamımız var. Oyuncu tabiriyle "Boss" koymayı ihmal
    etmemiş yapımcılar. Onu da indirmeyi başarabilirseniz takımınızın
    hayatta kaldığını, başaramazsanız bir çuval inciri berbat ettiğinizi
    söylüyor oyun ve o haritadaki maceranız sonra eriyor.


    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Oynanabilirlik konusunda zirve yapıyor oyunumuz.
    Killing Floor, tamamiyle eğlenceye dayalı bir oyun olarak kafa yormadan
    saf aksiyon sunuyor oyunculara. FPS oyunlarından alıştığımız, silahın
    ucunda duran o 4 tane çizgi; yani nişan imlecimiz bu oyunda bulunmuyor.
    Sağ tuşa basarak namludan bakıyor ya da zamanla alıştıktan sonra göz
    kararı ateş ediyoruz. Left 4 Dead oynadıktan sonra Killing Floor
    oynarsanız silahların ne derece ateş hissi verdiklerini anlayacaksınız.
    Pompalıyı düşmanınızın midesine ateşleyip o "şııııkk şıııkkk" hareketini
    yaptığınız zaman sanki silahın ağırlığını hissediyorsunuz. Bir silahtan
    diğerine geçmek yine gerçeğe göre biraz hızlı olsa da diğer oyunlara
    nazaran daha yavaş ve gerçekçi. Kurşun doldururken düşmanlarınızın
    etrafınızı sarmaya başlaması aksiyonu doruğa çıkartıyor ve hepsini arka
    arkaya dizip tüm kurşunlarınızı boşaltarak yarma isteği beliriyor
    zihninizde. Vuruş hissi, silahların zamanlamaları gibi noktalarda 12'den
    vurmayı başarıyor oyun. Silahları bir yana bıraktığımızda, yürüme
    animasyonları biraz Counter-Strike: Source'u andırıyor. Normal
    ağırlığınıza göre yürüme hızınız değişirken elinize aldığınız silahın
    ağırlığına göre de daha hızlı ya da daha yavaş hareket ediyorsunuz. Sol
    altta ağırlık göstergeniz var ve taşıyabileceğiniz silah miktarını bu
    ağırlık göstergesi belirliyor. Korkuyorum ben, oynayamaz
    mıyım?


    Yazının başlarında bu soruyu cevaplama
    niyetindeyim çünkü bir oyunun türünde "korku" kelimesi geçerse korkudan
    bilgisayarını bile kapatır kimi oyuncular. Bu gayet normaldir çünkü
    korkmak bir zayıflık değil, aksine empati yoğunluğunun oluşturduğu bir
    tepkidir. Kendinizi oyuna fazla kaptırıp oyundaki karakterle
    bütünleştiğiniz zaman korkmamak elinizde olmaz. Bu nedenle korku
    oyunlarından korkan oyuncuları anlayışla karşılıyor, şimdi sayacağımız
    sebeplerden dolayı bu oyunu oynayabilecekleri müjdesini veriyoruz.
    Oyunun videosunu ilk izlediğim zaman ben bile oynayamayacağım kadar
    korkunç olabileceği düşüncesine kapılmıştım ancak gördüm ki Left 4
    Dead'te de bu oyunda da aynı mantık işliyor: "Alışırsanız korkmazsınız."
    Korkmamanız için ilk neden; yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi
    oyunumuzun çoklu oyuncu seçeneği temel alınarak hazırlanmış olması.
    Arkadaşlarınızla oynarken öldüreceğiniz yaratık sayısı için hırslanmış
    şekilde bulabilirsiniz kendinizi. Takım çalışması da işin içine girince
    korku yerini eğlenceye bırakıyor. Korkmamanız için diğer neden ise L4D
    örneğiyle altını çizdiğimiz alışma meselesi. Mekânlar, yaratıklar,
    sesler, animasyonlar birkaç oynamadan sonra tanıdık gelecek, bu nedenle
    sadece ilk oynayışınızda (belki) biraz korku hissi yaşayacaksınız.

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Arkadaşlarla oynama keyfinden bahsetmişken çoklu
    oyuncu seçeneğinin detaylarına bakmayı da unutmayalım. İnternet
    üzerinden çoklu oyuncu seçeneğine girdiğiniz zaman karşınıza bol
    miktarda sunucu geliyor. Bağlantınıza göre hangi sunucuda daha akıcı
    şekilde oynayabileceğinizi en sağdaki "Ping" değerlerinden
    görebilirsiniz. Bahsettiğimiz gibi maksimum 6 kişi temel alınsa da 12,
    24, 32 ya da 64 kişilik sunucular da mevcut. Oyundaki kişi sayısına göre
    yaratıkların sayıları ve zorlukları arttığı için oldukça zevkli
    kapışmalar olabiliyor. Fakat uyarmak lazım; bu tarz kalabalık
    sunucularda "Stats" seçeneği bulunmuyor. Bu seçeneğin bulunmaması
    yeteneklerinizi geliştirmenizi ve "Achievement" denilen ödülleri
    kazanmanızı engelliyor. "Stats" seçeneğinin, hile korumasının bulunup
    bulunmadığı, oyun zorluğu gibi detayları sunucu listesinde sunucunun
    solundaki işaretlerden görebilirsiniz. Ayrıca oyunda kısa, orta ve uzun
    oyun uzunluklarına sahibiz. Kısa oyun uzunluğunda 4, orta uzunlukta 7,
    uzun seçeneğinde ise 10 akını tamamlamamız gerekiyor Patriarch'la
    karşılaşıp bölümü bitirebilmemiz için. Oyun uzunluğunun yanında kolay
    (Easy), normal, zor (Hard), intiharvari (Suicidal) olmak üzere 4 zorluk
    tercihi yapabiliyoruz. Bu konuda tavsiyemiz, normal zorlukta oyuna
    başlayıp alıştıktan sonra kalabalık-normal sunucularda oynamanız ve daha
    sonra zorluk seçeneklerini arttırmanızdır. Zaten 24 ya da 32 kişilik
    normal zorluktaki bir sunucuda oynamak çoğu zaman 6 kişilik ileri
    zorluktaki bir sunucuda oynamaktan daha fazla beceri gerektirebiliyor.
    Takım arkadaşlarınızın sizi idare etmesi sayesinde sonraki zorluklara
    daha kolay alışabilirsiniz.

    Dip not:
    Sunucu listesinde TrGamer görürseniz uğrayın, birlikte Patriarch'a kadar
    uzun bir yolculuk yapalım. "Koskoca TrG ekibi de oynamayı bilmiyormuş."
    demeyin sonra tabii.

    Konusunda uzman asker aranıyor!

    Karakterler
    için sınıf düzeni konulmamış. Bunun yerine "Perk" sistemi getirilmiş.
    İstediğiniz silahı kullanabiliyorsunuz ancak belli kriterleri
    gerçekleştirdiğiniz takdirde çeşitli kategorilerde
    uzmanlaşabiliyorsunuz. Field Medic, Firebug, Sharpshooter, Berserker,
    Support Specialist, Commando isimlerine sahip 6 adet Perk bulunuyor.
    Oyundaki her akın sonunda Perk'inizi değiştirebiliyor ve akın bitene
    kadar onu kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Sadece onu seçmenize rağmen
    diğer Perk'leriniz de eğer onları geliştirecek şeyler yaparsanız
    gelişmeye devam ediyorlar. Perk gelişimleri genellikle verdiğiniz hasara
    göre oluyor. Berserker'da bıçak, itfaiyeci baltası, elektrikli testere
    gibi yakın mesafe türündeki silahlarla verdiğiniz hasarlar Perk'i
    geliştirirken Support Specialist'te bunu pompalı silahlar, Firebug'da
    ise lav makinası ile sağlıyorsunuz. Perk'ler 0 seviyesinde başlıyor ve
    en fazla 5. seviyeye kadar yükseliyor. Her akında değiştirme seçeneği
    bulunsa da genellikle oyun sonuna kadar aynı Perk'i kullanıyor
    oyuncular. Perk'lerin faydalarına bakacak olursak, o silah sınıfında
    daha fazla hasar, o sınıftaki silahların daha ucuza satın alınması ve
    daha fazla mermi taşıması gibi avantajlar sağladıklarını görüyoruz.
    Perk'inizin yanında karakterinizin görünümünü seçebiliyorsunuz. Yine CS:
    Source karakterlerine benzeyen karakterlerden birisini seçerek oyundaki
    karakterinizi belirleyebiliyorsunuz. Karakter seçiminin görüntü dışında
    bir etkisi olmadığını da belirtelim; aklınıza yatanı seçin kısacası. Mod'dan
    derleme bir oyun olduğu düşünülürse grafiklerin yeterliliğinden söz
    edilebilir. Unreal Engine ile yapıldığı için günümüz oyunlarının grafik
    kalitelerine ulaşamıyor ancak çağın çok gerisinde kaldığı da söylenemez.
    Harita tasarımları ve atmosfer amaçlı animasyonlar başarılı; o kasvetli
    ortamı mekânlara yansıtabilmişler. Oyunda Unreal Engine kullanıldığı
    için sunucularda temel haritaların dışında birçok oyuncu tasarımlı
    haritayla da karşılaşıyorsunuz. Bu da sizi az sayıda haritada oynama ve
    sıkılma derdinden kurtarıyor. Karakterlerin ve silahların tasarımları da
    fena değil. Aslında grafik anlamında göze batan nokta oyun içi etkenler
    değil; oyun menüsü ve arayüzler. Menüdeki seçeneklerin azlığı bir yana
    dursun, menü arkaplanının daha özenli hazırlanmasını beklerdim. Hani
    menüye şöyle bir baksanız oynamaya değmeyecek oyunlardan olduğu
    izlenimine kapılma ihtimaliniz bile var. Arayüz arkaplanlarından
    yazılardaki font ve renklere kadar elden geçmesi gereken çok şey var.
    Yeni gelen yamalarda bu yönde çalışmalar olduğunu görmek sevindirici.

    Zamanı
    durduran kurşunlar


    Oyun içi animasyonlara göz atarsak;
    silahların sekmesi, kurşunların havada yayılması, yaratıkların patlama
    ve yaralanma animasyonları uyum sağlamışlar. Oyun esnasında oluşan küçük
    görüntü hataları da yamalarla gün geçtikçe azaltılıyor. Oyun içi
    animasyonlarda en çok dikkat çeken şey şüphesiz ki "Zed-Time". Bu
    Zed-Time bildiğimiz yavaş çekim. Oyun süresince dönüşümlü olarak kafadan
    vurma, tek atışta topluluk indirme, yakındaki düşmana yüksek zarar
    verecek şekilde ateş etme, uzaktaki bir yaratığı başarılı bir şekilde
    öldürme gibi sebeplerle birkaç saniyelik yavaş çekimler yaşıyorsunuz.
    Dönüşümlü diye belirttim çünkü her kafadan vurduğunuzda Zed-Time aktif
    olmuyor; rastgele karşılaşıyorsunuz. Herhangi bir oyuncu tarafından
    Zed-Time sürecine girildiğinde tüm takım da beraberinde bu yavaşlamayı
    yaşıyor. Mantıksız gibi gelse de oynadıkça ne kadar kullanışlı olduğunu
    anlıyorsunuz. Oyun yavaşlamışken kafaya nişan almak, etrafınıza bakınmak
    çok daha kolay oluyor. Kısa süreli taktikler kurmanıza zaman tanıyor bu
    yavaşlama ve yaratıkların karambolünden kurtulmanızda işe yarıyor çoğu
    zaman. Hem şöyle okkalı bir katliam yapmışken yavaş çekimde izlemek
    güzel olmaz mı?

    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

    Geldik en fazla tezat ve yergi dolu paragrafa. Sesler
    (Silah, yaratık, yürüme vs.) gayet başarılı. Yaratıkların seslerini
    dinleyerek geldikleri yönü kestirmeye çalışıyorsunuz ve bu nedenle
    sesler fazlasıyla işinize yarıyor. Silah, patlama efektleri çok iyi
    ayarlanmış. Sorun şu ki sesler bu kadar başarılıyken "seslendirmeler"
    iğrenç. Seslendirmelerden kastımız karakterlerin ve özellikle silah
    tüccarının konuşmaları. Ses tonları ve klişe cümleleriyle her
    duyduğunuzda sizi sinirlendirmek için hazır bekliyorlar. Oyunu
    oynarsanız tüccar bayanın "Lovely big guns!" cümlesini ilk duyduğunuzda
    yazdıklarım eminim ki aklınıza gelecektir. Oyuncuların sesleri de tam
    dalga konusu. İnternet üzerinden oynarken sürekli "V" tuşuyla konuşma
    menüsünden karışık cümleler seçip karakterini konuşturarak dalga geçen
    oyunculara rastlayacaksınız (Niye ben seviyorum konuşmaları oldukça
    komik ve insanı güldürüyor. - Emre Acar).
    Neyse ki mikrofon yoluyla iletişim sağlıyor herkes ve karakterlerin
    konuşmalarına daha az katlanmak zorunda kalıyoruz. Oyunun az sayıdaki
    metal müzikleri de gaz vermek konusunda yeterli etkiye sahip olamıyorlar
    maalesef. Bu konuda henüz bir düzeltme geldiği söylenemez yapımcılar
    tarafından.

    Yüksek potansiyel, düşük fiyat

    Killing
    Floor'un potansiyeli çok yüksek bir oyun olduğunu söylüyoruz çünkü
    hatalarının hepsinin giderilmesi mümkün. Nitekim piyasaya çıkan diğer
    oyunlara göre çok daha az hata barındırarak satışa sunulmasına rağmen
    gelen bol miktarda güncellemeleri ile bu hataları da minimuma indirme
    yolunda. Yapımcılar oyunu yaptıktan sonra kenara çekilmek bir yana;
    oyunu hâlâ geliştirmenin yollarını arıyorlar (Ayrıca yapımcıların oyuna
    yeni haritalar ve modlar ekleyeceğini de hatırlatalım. - ). Arayüz ve seslendirme sorunları dışında büyük
    eksiğinin bulunmaması, başarılı bir oynanabilirlik, hatasız bir internet
    üzerinden çoklu oyuncu sistemi, sürekli somut düzeltmeler içeren
    güncellemeleri, Zed-Time ve Perk'ler gibi oynama süresini arttırıcı
    etkenleriyle verdiğiniz paraya acımayacağınız bir oyun sizleri bekliyor.
    Bu yaz, gecelerinizi geçireceğiniz bir oyun ya da bir Left 4 Dead
    alternatifi arıyorsanız Killing Floor sizin için en kârlı 15$'lık
    alışveriş olabilir. Yazın ve yazılarımızın tadını çıkarmaya bakın, iyi
    oyunlar.

      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 6:54 am