|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Kemalizm nedir

    avatar
    SßL
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu
    Üst Düzey Bölüm Sorumlusu


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Kadın
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 27/01/10
    Yaşım Yaşım : 31
    MemLeketim MemLeketim : İstanbuL
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 191

    Kemalizm nedir Empty Kemalizm nedir

    Mesaj tarafından SßL C.tesi Şub. 06, 2010 1:41 pm

    Kemalizm, tıpkı liberalizm ve sosyalizm gibi, bir devrim ideolojisi
    olarak doğmuştur. Ama, liberalizm ve sosyalizmden farklı olarak, geri
    kalmış bir ülkedeki devrim koşullarının gereksinimlerini
    yansıtmaktadır. Bu nedenle de, Kemalizmi iyi değerlendirebilmek için,
    geri kalmış ülke devrimlerinin gelişmiş ülke devrimlerinden farkını
    anlamak gerekir.
    Fransız Devrimi, evrim sürecinde önlerde yer alan bir toplumda
    rastlanabilen devrimlerin en ünlü örneğini oluşturur. Koşullar ve
    toplumdaki güç dengesi değişmiş, ama eski koşullara göre oluşan ve eski
    güç dengesini yansıtan toplumsal ve özellikle de siyasal kurumlar
    değişmemekte direnmiş, toplumsal - ekonomik gelişmeyi zorlaştırmaya
    başlamıştır. Kentsoylular ( burjuvazi ) yeni bir toplumsal sınıf olarak
    doğmuş, güçlenmiş, ama güçleri ölçüsünde siyasal rejimde etkili
    olamamışlardır. Bir anlamda toplumun altyapısı değişmiş, ama üstyapı bu
    değişikliğe uymamıştır. Burada sözkonusu olan, eski kurumları yeni
    koşullara, yani üstyapıyı altyapıya uydurmaktır; değişen koşullarla,
    koşulların yarattığı gereksinmeleri karşılaması gereken kurumlar
    arasındaki çelişkileri gidermektir.

    Evrim sürecinde geride kalmış toplumlarda görülen devrimler ise,
    belirli tarihsel koşullardan yararlanarak, bu toplumların evrimini
    hızlandırmak, bazı evreleri atlatmak amacını taşır. Birinci grup
    ülkelerdeki devrimciler, koşulların gereğini yerine getirmek ve
    gereksinimlerin doğurduğu devrimci ideolojiyi izlemekle yetinmek
    durumundadırlar. Toplumun henüz ulaşamadığı bir aşamaya göre kurumlar
    oluşturmak, böylece gelişmiş ülkelerle aralarındaki açığı bir ölçüde
    olsun kapatmak zorundadırlar. Kendilerinden çok önce o aşamaya ulaşmış
    olan toplumların deneyimlerinden ders alabilmek olanağına sahiptirler.
    Ama o devrimin doğal taşıyıcısı, itici gücü olan toplumsal sınıfın
    bulunmaması nedeniyle de işleri çok daha zordur. Ancak eski düzenin
    savunucusu güçlerin - tarihsel nedenlerle - zayıflamış oldukları bir
    andan yararlanarak iktidarı ele geçirebilirler. Temel devrimci gücün
    yokluğunu ya da zayıflığını ise, ideolojiye büyük ağırlık vererek ve o
    ideoloji etrafında iyi örgütlenmiş "bilinçli" bir çekirdek güç
    oluşturarak telafi etmeye çalışırlar.

    Toplumlardaki güçler dengesinin değişmesine karşın, eski güçler
    dengesinde ağır basan güçlerin çıkarlarına ve dünya görüşlerine göre
    biçimlenmiş olan kurumların değişmemekte direnmesi, devrimin nesnel (
    objektif ) koşullarını oluşturur. Varolan bu düzeni eleştiren ve yeni
    bir düzenin ilkelerini içeren ideoloji ise, devrimin öznel ( subjektif
    ) koşulu sayılabilir. Devrimi, bilinçsiz bir ayaklanmadan, kızgınlık
    birikimlerinin kırıp - dökmeye dönüşmesinden ayıran ana özellik, sahip
    olunan "devrimci bilinç", yani "bilinç" ögesidir.

    Evrim sonucu doğan devrimlerde, ideoloji evrime koşut olarak doğar,
    devrimci eylem içinde gelişir. Böyle bir devrimde ideolojinin ağırlığı,
    nesnel koşulların, çok gerisinde kalır. Oysa geri kalmış ülkelerde
    nesnel koşullar yeterinde oluşmamış olduğu için, ideolojinin önemi
    artar. İdeoloji, devrimi olanaklı kılan ortamdaki, somut koşullardaki
    eksikliği giderme, boşluğu doldurma işlevini üstlenir. Burada ideoloji,
    yine devrimci eylem içinde bazı değişikliklere uğramakla birlikte,
    devrim öncesinde hazır olarak vardır ve çoğunlukla da, ana çizgileriyle
    gelişmiş ülkelerden aktarılmıştır. Amaç zaten o ülkelerin düzeyine daha
    hızlı bir biçimde ulaşmak olduğu için, bunu doğal karşılamak gerekir.
    Devrimci ideoloji, devrimin öncüsü güçlerin toplumsal özelliklerine
    göre bazı değişimler geçirmekle birlikte, ana doğrultuda aynı kalır.

    Her devrim belirli toplumsal güçlere dayanarak gerçekleşir. O güçlerin
    yeterince gelişmediği ortamlarda ise, devrimci ideolojinin kendisi,
    yaratığı bilinç ve kitlesel etkisiyle devrimci bir güç oluşturabilir.
    Bir ayaklanmanın, bir hükümet darbesinin, bir bağımsızlık savaşının,
    tarihi hızlandırmak amacındaki bir devrime dönüşmesinde, devrimci
    ideolojinin etkisi büyüktür. Ama ideolojinin devrimdeki ağırlığının
    artması ölçüsünde, o ideolojinin dogmatikleşmesi olasılığı da artar.
    Çünkü söz konusu ideoloji, bir anlamda, varolması istenilen, ama henüz
    varolmayan koşulların ürünüdür.

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 1:37 pm