Meyhane
Canım sıkıldı dün akşam,
sokak sokak gezdim;
Sonunda bir yere saptım ki, önce bilmezdim.
Bitince
bir sıra ev, sonra bir de virane,
Dikildi karşıma bir han kılıklı
meyhane:
Basık tavanlı, karanlık, sefil bir dükkan;
İçinde bir
masa, yahut civar tabutluktan
Atılma çok ölü görmüş acıklı bir
teneşir!
Yanında hurdası çıkmış bir eski püskü sedir.
Sakat,
bacaksız on, on beş hasırlı iskemle,
Kırık dökük şişeler, bir de
çinko tepsiyle,
Beş on kadeh, iki üç testi... Sonra tezgahlık
Eden
yan üstüne devrilme kirli bir sandık.
Sönük sönük yanıyor rafta
isli bir lamba...
Önünde bir küme: fes, takke, hırka, şalta, aba
Kımıldanıp
duruyorken, sefil bir sohbet,
Bu isli zulmete vermekte büsbütün
vahşet:
- Kuzum Dimitri, bu akşam biraz ziyadece ver...
-
Ziyade, anladık amma ya içtiğin şişeler?
- Çizersin..
- Öyle
mi? Lakin, silinmiyor çetele!
Bakın tavan tebeşirden görünmez oldu...
-Hele!
- Bizim peşin paramız... Anladın mı dün kurusu?
- Ayol
tükendi mezem... Bari koy biraz turşu.
Arattı kendini ustan...
Dinince dinlersin!
- Hasan be, sende nasıl nazlı nazlı söylersin!
Nedir
o türkü... Aman başka yok mu?... Hah, şöyle!
- Ömer, ne
nazlanıyorsun? Biraz da sen söyle.
- Nevazil olmuşum, Ahmed,
bırak sesim yok hiç...
- Sesin mi yok? Açılır şimdi: bir imam suyu
iç!
- Yarın ne iştesin Osman?
- Ne işteyim... Burada!
-
Dimitri çorbacı, doldur! Ne durmuşun orada?
- O kim gelen?
-
Baba Arif.
- Sakallı, gel bakalım...
Yanaş.
- Selamunaleyküm.
-
Otur biraz çakalım...
- Dimitri, hey parasız geldi sanma, işte
para!
- Ey anladık a kuzum...
- Sar be yoldaşım cigara...
-
Aman bizim Baba Arif susuz musuz içiyor!
- Onun bi dalgası olmak
gerek: Tünel geçiyor.
- Moruk, kaçıncı kadeh? Şimdicik sızarsın
ha!
- Sızarsa mis gibi yer, yetmemiş adam değil a.
Yavaş yavaş
kafalar, kelleler kızışmıştı,
Ağız, burun, hele sesler bütün
karışmıştı;
Dikildi ağzına baktım, açık duran kapının,
Fener
elinde bir erkek, yanında bir de kadın.
Beş on dakika süren bir
düşünceden sonra,
Kadın girdi o zulmet-sera-yı menfura. (Nefret
edilen karanlık yer)
Gözünde ebr-i teessür, yüzünde hun-i
hicab,(üzüntü gözyaşlari)
Vücudu ra'se-i na-çar-i ye's içinde
harab,(çaresizlik üzüntüsü)
Teveccüh eyleyerek sonradan gelen
Babaya:
- Demek taşınmalı artık çoluk çocuk buraya!
Ayol,
nedir bu senin yaptığın? Utan azıcık...
Anan da, ben de,
yumurcakların da aç kaldık!
Ne iş, ne güç, gece gündüz içip zıbar
sade;
Sakın düşünme çocuklar acep ne yer evde?
Evet, sen el
kapısında sürün işin yoksa!
Getir bu sarhoşa yutsun, getir paran
çoksa!
Zavallı ben... Çamaşır, tahta, her gün uğraş da,
Sonunda
bir paralar yok, el elde baş başta!
O tahtalar, çamaşırlar da
geçti, yok halim...
Ayakta sallanışım zorlanır Hüda alim!
Çalışmadın,
beni hep bunca yıl çalıştırdın;
O yavrucakları çıplak, sefil
alıştırdın;
Bilir mahalleli kim, aldığın zamanda beni,
Çehiz
çimenle donatmıştı beybabam evini.
Ne oldu şimdi o eşya? Satıp
kumarda yedin!
Evet, kumarda yedin, hem de karşılarda yedin!
.....
.....
Herif!
Şu halime bak, merhametli ol azıcık...
Bırak o zıkkımı, içtiklerin
yeter artık.
Efendiler, ağalar, siz de bir nasihat edin,
Sizin
belki var evladınız...
- Hasan, ne dedin?
- Bırak, köpoğlu
kadın amma çalçeneymiş ha!
- Benimki çok daha fazlaydı.
- Etme!
-
Elbet ya!
Onun için boşadım. Sen işitmedin mi Halim?
- Kadın
lakırdısı girmez kulağıma zati benim.
Senin kadın dediğin adeta
pabuç gibidir:
Biraz vakti taşınır, sonradan değiştirilir.
Kadın
bu sözleri duymaz, tazallüm eylerdi;
Herif mezar taşı tavriyle sade
dinlerdi;
Açılıp ağzı nihayet, açılmaz olsa idi!
Taşıp
döküldü, içinden şu la'net-i ebedi:
- Cehennem ol seni hınzır
orospu, git Boşsun!
- Ben anladım işi, sen komşu, iyice sarhoşsun;
Ayıltınız
şunu yahut!
-ilişmeyin!
-Bırakın!
Herif ayıldı mı, bilmem, düşüp bayıldı kadın!
Mehmet
Akif Ersoy
Canım sıkıldı dün akşam,
sokak sokak gezdim;
Sonunda bir yere saptım ki, önce bilmezdim.
Bitince
bir sıra ev, sonra bir de virane,
Dikildi karşıma bir han kılıklı
meyhane:
Basık tavanlı, karanlık, sefil bir dükkan;
İçinde bir
masa, yahut civar tabutluktan
Atılma çok ölü görmüş acıklı bir
teneşir!
Yanında hurdası çıkmış bir eski püskü sedir.
Sakat,
bacaksız on, on beş hasırlı iskemle,
Kırık dökük şişeler, bir de
çinko tepsiyle,
Beş on kadeh, iki üç testi... Sonra tezgahlık
Eden
yan üstüne devrilme kirli bir sandık.
Sönük sönük yanıyor rafta
isli bir lamba...
Önünde bir küme: fes, takke, hırka, şalta, aba
Kımıldanıp
duruyorken, sefil bir sohbet,
Bu isli zulmete vermekte büsbütün
vahşet:
- Kuzum Dimitri, bu akşam biraz ziyadece ver...
-
Ziyade, anladık amma ya içtiğin şişeler?
- Çizersin..
- Öyle
mi? Lakin, silinmiyor çetele!
Bakın tavan tebeşirden görünmez oldu...
-Hele!
- Bizim peşin paramız... Anladın mı dün kurusu?
- Ayol
tükendi mezem... Bari koy biraz turşu.
Arattı kendini ustan...
Dinince dinlersin!
- Hasan be, sende nasıl nazlı nazlı söylersin!
Nedir
o türkü... Aman başka yok mu?... Hah, şöyle!
- Ömer, ne
nazlanıyorsun? Biraz da sen söyle.
- Nevazil olmuşum, Ahmed,
bırak sesim yok hiç...
- Sesin mi yok? Açılır şimdi: bir imam suyu
iç!
- Yarın ne iştesin Osman?
- Ne işteyim... Burada!
-
Dimitri çorbacı, doldur! Ne durmuşun orada?
- O kim gelen?
-
Baba Arif.
- Sakallı, gel bakalım...
Yanaş.
- Selamunaleyküm.
-
Otur biraz çakalım...
- Dimitri, hey parasız geldi sanma, işte
para!
- Ey anladık a kuzum...
- Sar be yoldaşım cigara...
-
Aman bizim Baba Arif susuz musuz içiyor!
- Onun bi dalgası olmak
gerek: Tünel geçiyor.
- Moruk, kaçıncı kadeh? Şimdicik sızarsın
ha!
- Sızarsa mis gibi yer, yetmemiş adam değil a.
Yavaş yavaş
kafalar, kelleler kızışmıştı,
Ağız, burun, hele sesler bütün
karışmıştı;
Dikildi ağzına baktım, açık duran kapının,
Fener
elinde bir erkek, yanında bir de kadın.
Beş on dakika süren bir
düşünceden sonra,
Kadın girdi o zulmet-sera-yı menfura. (Nefret
edilen karanlık yer)
Gözünde ebr-i teessür, yüzünde hun-i
hicab,(üzüntü gözyaşlari)
Vücudu ra'se-i na-çar-i ye's içinde
harab,(çaresizlik üzüntüsü)
Teveccüh eyleyerek sonradan gelen
Babaya:
- Demek taşınmalı artık çoluk çocuk buraya!
Ayol,
nedir bu senin yaptığın? Utan azıcık...
Anan da, ben de,
yumurcakların da aç kaldık!
Ne iş, ne güç, gece gündüz içip zıbar
sade;
Sakın düşünme çocuklar acep ne yer evde?
Evet, sen el
kapısında sürün işin yoksa!
Getir bu sarhoşa yutsun, getir paran
çoksa!
Zavallı ben... Çamaşır, tahta, her gün uğraş da,
Sonunda
bir paralar yok, el elde baş başta!
O tahtalar, çamaşırlar da
geçti, yok halim...
Ayakta sallanışım zorlanır Hüda alim!
Çalışmadın,
beni hep bunca yıl çalıştırdın;
O yavrucakları çıplak, sefil
alıştırdın;
Bilir mahalleli kim, aldığın zamanda beni,
Çehiz
çimenle donatmıştı beybabam evini.
Ne oldu şimdi o eşya? Satıp
kumarda yedin!
Evet, kumarda yedin, hem de karşılarda yedin!
.....
.....
Herif!
Şu halime bak, merhametli ol azıcık...
Bırak o zıkkımı, içtiklerin
yeter artık.
Efendiler, ağalar, siz de bir nasihat edin,
Sizin
belki var evladınız...
- Hasan, ne dedin?
- Bırak, köpoğlu
kadın amma çalçeneymiş ha!
- Benimki çok daha fazlaydı.
- Etme!
-
Elbet ya!
Onun için boşadım. Sen işitmedin mi Halim?
- Kadın
lakırdısı girmez kulağıma zati benim.
Senin kadın dediğin adeta
pabuç gibidir:
Biraz vakti taşınır, sonradan değiştirilir.
Kadın
bu sözleri duymaz, tazallüm eylerdi;
Herif mezar taşı tavriyle sade
dinlerdi;
Açılıp ağzı nihayet, açılmaz olsa idi!
Taşıp
döküldü, içinden şu la'net-i ebedi:
- Cehennem ol seni hınzır
orospu, git Boşsun!
- Ben anladım işi, sen komşu, iyice sarhoşsun;
Ayıltınız
şunu yahut!
-ilişmeyin!
-Bırakın!
Herif ayıldı mı, bilmem, düşüp bayıldı kadın!
Mehmet
Akif Ersoy
Salı Tem. 19, 2011 2:24 pm tarafından glewci
» Xara3d5 3 boyutlu yazi yazma programi (dj isimleri yazmak icin şahane)
C.tesi Nis. 16, 2011 10:24 am tarafından erhan2188
» Hareketli Avatar Yapımı
C.tesi Mart 12, 2011 9:47 pm tarafından (fog)'(x)
» Sjsro 11d'li Media.pk2...!!
C.tesi Mart 12, 2011 1:26 pm tarafından womekan
» Pet (Horse, Wolf, Kervan vs.) Auto Pot.
Salı Şub. 15, 2011 5:11 pm tarafından wiar01
» Silkroad'ı 3D Oynayın! Bir İlk :)
Perş. Şub. 03, 2011 4:38 pm tarafından Fleyd
» Kangurularla Apaçi
Perş. Şub. 03, 2011 3:35 pm tarafından (fog)'(x)
» EiffeL Kulesi Önünde Apaçi :)
Perş. Şub. 03, 2011 3:33 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Marşı- Bağlama&Gitar
Perş. Şub. 03, 2011 3:27 pm tarafından (fog)'(x)
» Apaçi Müziği - Gitar Versiyon
Perş. Şub. 03, 2011 3:21 pm tarafından (fog)'(x)