|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Meyhane...

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Meyhane... CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Meyhane... Empty Meyhane...

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Çarş. Şub. 03, 2010 11:55 am

    Meyhane

    Canım sıkıldı dün akşam,
    sokak sokak gezdim;
    Sonunda bir yere saptım ki, önce bilmezdim.

    Bitince
    bir sıra ev, sonra bir de virane,
    Dikildi karşıma bir han kılıklı
    meyhane:

    Basık tavanlı, karanlık, sefil bir dükkan;
    İçinde bir
    masa, yahut civar tabutluktan

    Atılma çok ölü görmüş acıklı bir
    teneşir!
    Yanında hurdası çıkmış bir eski püskü sedir.

    Sakat,
    bacaksız on, on beş hasırlı iskemle,
    Kırık dökük şişeler, bir de
    çinko tepsiyle,

    Beş on kadeh, iki üç testi... Sonra tezgahlık
    Eden
    yan üstüne devrilme kirli bir sandık.

    Sönük sönük yanıyor rafta
    isli bir lamba...
    Önünde bir küme: fes, takke, hırka, şalta, aba

    Kımıldanıp
    duruyorken, sefil bir sohbet,
    Bu isli zulmete vermekte büsbütün
    vahşet:

    - Kuzum Dimitri, bu akşam biraz ziyadece ver...
    -
    Ziyade, anladık amma ya içtiğin şişeler?

    - Çizersin..
    - Öyle
    mi? Lakin, silinmiyor çetele!
    Bakın tavan tebeşirden görünmez oldu...

    -Hele!

    - Bizim peşin paramız... Anladın mı dün kurusu?
    - Ayol
    tükendi mezem... Bari koy biraz turşu.

    Arattı kendini ustan...
    Dinince dinlersin!
    - Hasan be, sende nasıl nazlı nazlı söylersin!

    Nedir
    o türkü... Aman başka yok mu?... Hah, şöyle!
    - Ömer, ne
    nazlanıyorsun? Biraz da sen söyle.

    - Nevazil olmuşum, Ahmed,
    bırak sesim yok hiç...
    - Sesin mi yok? Açılır şimdi: bir imam suyu
    iç!

    - Yarın ne iştesin Osman?
    - Ne işteyim... Burada!
    -
    Dimitri çorbacı, doldur! Ne durmuşun orada?

    - O kim gelen?
    -
    Baba Arif.
    - Sakallı, gel bakalım...
    Yanaş.
    - Selamunaleyküm.
    -
    Otur biraz çakalım...

    - Dimitri, hey parasız geldi sanma, işte
    para!
    - Ey anladık a kuzum...
    - Sar be yoldaşım cigara...

    -
    Aman bizim Baba Arif susuz musuz içiyor!
    - Onun bi dalgası olmak
    gerek: Tünel geçiyor.

    - Moruk, kaçıncı kadeh? Şimdicik sızarsın
    ha!
    - Sızarsa mis gibi yer, yetmemiş adam değil a.

    Yavaş yavaş
    kafalar, kelleler kızışmıştı,
    Ağız, burun, hele sesler bütün
    karışmıştı;

    Dikildi ağzına baktım, açık duran kapının,
    Fener
    elinde bir erkek, yanında bir de kadın.

    Beş on dakika süren bir
    düşünceden sonra,
    Kadın girdi o zulmet-sera-yı menfura. (Nefret
    edilen karanlık yer)

    Gözünde ebr-i teessür, yüzünde hun-i
    hicab,(üzüntü gözyaşlari)
    Vücudu ra'se-i na-çar-i ye's içinde
    harab,(çaresizlik üzüntüsü)

    Teveccüh eyleyerek sonradan gelen
    Babaya:
    - Demek taşınmalı artık çoluk çocuk buraya!

    Ayol,
    nedir bu senin yaptığın? Utan azıcık...
    Anan da, ben de,
    yumurcakların da aç kaldık!

    Ne iş, ne güç, gece gündüz içip zıbar
    sade;
    Sakın düşünme çocuklar acep ne yer evde?

    Evet, sen el
    kapısında sürün işin yoksa!
    Getir bu sarhoşa yutsun, getir paran
    çoksa!

    Zavallı ben... Çamaşır, tahta, her gün uğraş da,
    Sonunda
    bir paralar yok, el elde baş başta!

    O tahtalar, çamaşırlar da
    geçti, yok halim...
    Ayakta sallanışım zorlanır Hüda alim!

    Çalışmadın,
    beni hep bunca yıl çalıştırdın;
    O yavrucakları çıplak, sefil
    alıştırdın;

    Bilir mahalleli kim, aldığın zamanda beni,
    Çehiz
    çimenle donatmıştı beybabam evini.

    Ne oldu şimdi o eşya? Satıp
    kumarda yedin!
    Evet, kumarda yedin, hem de karşılarda yedin!
    .....
    .....
    Herif!
    Şu halime bak, merhametli ol azıcık...
    Bırak o zıkkımı, içtiklerin
    yeter artık.

    Efendiler, ağalar, siz de bir nasihat edin,
    Sizin
    belki var evladınız...
    - Hasan, ne dedin?

    - Bırak, köpoğlu
    kadın amma çalçeneymiş ha!
    - Benimki çok daha fazlaydı.
    - Etme!
    -
    Elbet ya!

    Onun için boşadım. Sen işitmedin mi Halim?
    - Kadın
    lakırdısı girmez kulağıma zati benim.

    Senin kadın dediğin adeta
    pabuç gibidir:
    Biraz vakti taşınır, sonradan değiştirilir.

    Kadın
    bu sözleri duymaz, tazallüm eylerdi;
    Herif mezar taşı tavriyle sade
    dinlerdi;

    Açılıp ağzı nihayet, açılmaz olsa idi!
    Taşıp
    döküldü, içinden şu la'net-i ebedi:

    - Cehennem ol seni hınzır
    orospu, git Boşsun!
    - Ben anladım işi, sen komşu, iyice sarhoşsun;

    Ayıltınız
    şunu yahut!
    -ilişmeyin!

    -Bırakın!
    Herif ayıldı mı, bilmem, düşüp bayıldı kadın!



    Mehmet
    Akif Ersoy


      Forum Saati Ptsi Kas. 25, 2024 2:52 am