|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    ...Küfe...

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    ...Küfe... CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    ...Küfe... Empty ...Küfe...

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Çarş. Şub. 03, 2010 11:36 am

    Küfe

    Beş on gün oldu ki, mu'tâda
    inkıyâd ile ben
    Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden.
    Bizim
    mahalle de İstanbul'un kenârı demek:
    Sokaklarında gezilmez ki yüzme
    bilmiyerek!
    Adım başında derin bir buhayre dalgalanır,
    Sular
    karardı mı, artık gelen gelir dayanır.
    Bir elde olmalı kandil, bir
    elde iskandil,
    Selâmetin yolu insan için bu, başka değil!
    Elimde
    bir koca değnek, onunla yoklayarak,
    Önüm adaysa basıp, yok, denizse
    atlayarak,
    Ayakta durmaya elbirliğiyle gayret eden,
    Lisân-ı hâl
    ile amma rükûa niyyet eden-
    O sâlhurde, harâb evlerin saçaklarına,
    Sığınmış
    öyle giderken, hemen ayaklarına
    Delîlimin koca bir şey takıldı...
    Baktım ki:
    Genişçe bir küfe yatmakta, hem epey eski.
    Bu bir hamal
    küfesiymiş... Aceb kimin? Derken;
    On üç yaşında kadar bir çocuk gelip
    öteden,
    Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:
    Tekermeker küfe
    bîtâb düştü tâ öteye.
    -Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ
    Kurumla
    yat sokağın ortasında böyle daha!
    O anda karşıki evden bir orta
    yaşlı kadın
    Göründü:
    -Oh benim oğlum, gel etme kırma
    sakın!
    Ne istedin küfeden yavrum?Ağzı yok, dili yok,
    Baban sekiz
    sene kullandı... Hem de derdi ki: "Çok
    Uğurlu bir küfedir, kalmadım
    hemen yüksüz... "
    Baban gidince demek kaldı âdetâ öksüz!
    Onunla
    besliyeceksin ananla kardeşini.
    Bebek misin daha öğrenmedin mi sen
    işini?"
    Dedim ki ben de:
    Ayol dinle
    annenin sözünü...
    Fakat çocuk bana haykırdı ekşitip yüzünü:
    -Sakallı,
    yok mu işin? Git, cehennem ol Şuradan!
    Ne dırlanıp duruyorsun
    sabahleyin oradan?
    Benim içim yanıyor: Dağ kadar babam gitti...
    -Baban
    yerinde adamdan ne istedin şimdi?
    Adamcağız sana, bak hâl dilince
    söylerken...
    -Bırak hanım, o çocuktur, kusûra bakmam ben...
    Adın
    nedir senin, oğlum?
    -Hasan.

    -Hasan, dinle.
    Zararlı sen çıkacaksın bütün bu hiddetle.
    Benim de
    yandı içim anlayınca derdinizi...
    Fakat, baban sana ısmarlayıp da
    gitti sizi.
    O, bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni
    Nasıl
    büyüttü? Bugün, sen de kendi kardeşini,
    Yetim bırakmıyarak besleyip
    büyütmelisin.
    -Küfeyle öyle mi?
    -Hay hay! Neden
    bu söz lâkin?
    Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak?
    Ayıp:
    Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.
    -Ne doğru söyledi! Öp oğlum
    amcanın elini...
    -Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini:
    "Hasan,
    dayım yatı mekteplerinde zâbittir;
    Senin de zihnin açık... Söylemiş
    olaydık bir...
    Koyardı mektebe... Dur söyleyim" demişti hani?
    Okutma
    sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!

    Söz anladım uzun, hem de
    pek uzun sürecek;
    Benimse vardı o gün birçok işlerim görecek;
    Bıraktım
    onları, saptım yokuşlu bir yoldan,
    Ne oldu şimdi aceb, kim bilir,
    zavallı Hasan?

    Bizim çocuk yaramaz, evde dinlenip durmaz;
    Geçende
    Fâtih'e çıktık ikindi üstü biraz.
    Kömürcüler kapısından girince biz,
    develer
    Kızın merâkını celbetti, dâima da eder:
    O yamrı yumru
    beden, upuzun boyun, o bacak,
    O arkasındaki püskül ki kuyruğu olacak!
    Hakîkaten
    görecek şey değil mi ya? Derken,
    Dönünce arkama, baktım: Beş on adım
    geriden,
    Belinde enlice bir şal, başında âbâni,
    Bir orta boylu,
    güler yüzlü pîr-i nûrânî;
    Yanında koskocaman bir küfeyle bir çocucak,
    Yavaş
    yavaş geliyorlar. Fakat tesâdüfe bak:
    Çocuk, benim o sabah gördüğüm
    zavallı yetim...
    Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elim:
    Cılız
    bacaklarının dizden altı çırçıplak...
    Bir ince mintanın altında
    titriyor, donacak!
    Ayakta kundura yok, başta var mı fes? Ne gezer!
    Düğümlü
    alnının üstünde sâde bir çember.
    Nefes değil o soluklar, kesik kesik
    feryad;
    Nazar değil o bakışlar, dümû-i istimdad.
    Bu bir ayaklı
    sefalet ki yalnayak, baş açık;
    On üç yaşında buruşmuş cebin-i safi,
    yazık!
    O anda mekteb-i rüşdiyyeden taburla çıkan
    Bir elliden
    mütecaviz çocuk ki, muntazaman
    Geçerken eylediler ihtiyarı
    vakfe-güzin...
    Hasan'la karşılaşırken bu sahne oldu hazin;
    Evet,
    bu yavruların hepsi, pür südud-i şebab,
    Eder dururdu birer aşiyan-ı
    nura şitab.
    Birazdan oynıyacak hepsi bunların, ne iyi!
    Fakat
    Hasan, babasından kalan o pis küfeyi,
    -Ki ezmek istedi görmekle
    reh-güzarında-
    İlel'ebed çekecek dûş-i ıztırarında!
    O, yük değil,
    kaderin bir cezası ma'sûma...
    Yazık, günahı nedir, bilmeyen şu
    mahkuma!



    Mehmet
    Akif Ersoy

      Forum Saati Ptsi Kas. 25, 2024 4:37 am