|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    ...Hasta...

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    ...Hasta... CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    ...Hasta... Empty ...Hasta...

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Çarş. Şub. 03, 2010 11:24 am

    Hasta

    "Vak'a Halkalı
    Zirâ'at Mektebinde geçmişti"

    - Bence Doktor, onu siz soyarak
    dinleyiniz;
    Hastalık çünkü değil öyle ehemmiyetsiz.
    Sade bir
    nezle-i sadriyyemi illet? Nerede?
    Çocuğun hali fenalaştı son
    günlerde,
    Ameliyata çıkarken sınıf on gün evvel,
    Bu da gelmez mi?
    Dedim " Kim dedi, oğlum sana gel?
    Nöbet üstünde adam kaçmalı
    yorgunluktan;
    Hadi yavrum, hadi söz dinle de bir parça uzan."
    O
    zamandan beridir za'fi terakki ediyor;
    Görünen: bir daha kalkınması
    artık pek zor;
    Uyku yokmuş; gece hep öksürüyormuş; ateşin
    Oluyormuş
    biraz dindiği
    - Ben zaten işin,
    Bir ay evvel biliyordum ne vahim
    olduğunu
    Bana ihtara ne hacet, a beyim. Şimdi bunu?
    Maamafih
    yeniden bakalım dikkatle:
    Hükmü kat'i verelim, etmeye gelmez acele.
    -
    Çağırın hastayı gelsin.
    - Kapının perdesini,
    Açarak girdi o
    esnada düzeltip fesini,
    Bir uzun boylu çocuk... Lakin o bir levha
    idi..!
    Öyle bir levha-i rikkat ki unutmam ebedi,
    Rengi uçmuş
    yüzünün, gözleri çökmüş içeri.
    Elmacıklar iki baştan çıkıvermiş
    ileri.
    O şakaklar göçerek cepheyi yandan sıkmış;
    Fırlamış alnı,
    damarlarla beraber çıkmış,
    Betbeniz kül gibi olmuş uçarak nur-i
    sebab;
    O yanaklar iki solgun güle dönmüş, bitab!
    O dudaklar
    morarıp kavlamış artık derisi;
    Uzamış saç gibi kirpiklerinin her
    birisi!
    Kafa yük gibi kesilip boynuna, çökmüş bağrı;
    İki değnek
    gibi yükselmiş omuzlar yukarı.

    - Otur oğlum seni dikkatlice bir
    dinleyelim...

    Soyun evvelce, fakat...
    - Siz soyunuz yok halim!
    Soydu
    biçareyi üçbeş kişi birden, o zaman
    Aldı bir heykeli urya-i sefalet
    meydan
    Yok bu kemik külçesinin dinlenecek bir ciheti:
    "Bakmasak
    hastayı nevmid ederiz belki" diye;
    Çocuğun göğsüne yaklaştım biraz
    dinlemeye:
    Öksür Oğlum... Nefes al... Oldu, giyin;
    Bakayım
    nabzına... A'lâ... Sana yavrum, kodein
    Yazayım, öksürüyorsun, O,
    keser, pek iyidir...
    Arsenik hapları al, söylerim eczacı verir.
    Hadi
    git, kendine iyi bak...

    - Nasıl ettin doktor?
    - Edecek yok,
    çocuk artık yola girmiş, gidiyor!
    Sol taraftan rienin zirvesi tekmil
    çürümüş;
    Hastalık seyr-i tabiisini almış yürümüş.
    Devri salisteki
    asarı o mel'un marazın
    Var tamamiyle, değil hiçbir eksik arazın.
    Bütün
    a'raz, şehikiyle, zefiriyle...
    - Yeter !
    Hastanın çehresi
    meydanda! İnsanda meğer
    Olmasın his denilen şey... O değil, lâkin biz
    Bunu
    "Tebdil-i hava" der de nasıl göndeririz?
    Şurda üçbeş günü var...
    Gönderelim yolda ölür....
    "Git!" demek, hem, düşünürsek ne büyük bir
    zuldür!
    Hadi göndermeyelim... Var mı fakat imkânı?
    Kime derd
    anlatırız? Bulsan a derde anlayanı!
    - Sözünüz doğru, Müdür bey; ne
    yapı yapmalı; tek
    Bu çocuk gitmelidir. Çünkü eminim, pek pek,
    Daha
    bir hafta yaşar, sonra sirayet de olur;
    Böyle bir hastayı gönderse
    de mektep ma'zur.
    - Bir mubaşşir çağırın.

    - Buyrun efendim.
    -
    Bana bak :
    Hastanın gitmesi herhalde muvafık olacak.
    "Sana
    tebdil-i hava tavsiye etmiş doktor.
    Gezmiş olsan açılırsın..." diye
    bir fikrini sor.
    "İstemem!" de o fakat dinleme, iknaa çalış;
    Kim
    bilir, belki de biçare çocuk anlamamış?

    ***
    - Şimdi tebdil-i hava var mı benim istediğim?
    Bırakın halime
    artık beni, rahat öleyim!
    Üç buçuk yıl bana katlandı bu mektep, üç
    gün
    Daha katlansa kıyamet mi kopar? Hem ne içün
    Beni yıllarca
    barındırmış olan bir yerden.
    "Öleceksin!" diye koğmak? Bu
    koğulmaktır. Ben,
    Kimsesiz bir çocuğum nerde gider yer bulurum?
    Etmeyin
    sokaklarda perişan olurum!
    Anam ölmüş babamın bilmiyorum hiç yüzünü;
    Sanki
    atîdeki mevhum refahım giderek,
    Onu çalkandığı hüsranlar, içinden
    çekecek!
    Kardeşim kurduğun amali devirmekte ölüm;
    Beni göm hurfe-i
    nisyana, ben artık öldüm!
    Hangi bir derdim için ağlıyayım,
    bilmiyorum.
    Döktüğüm yaşları çok görmeyiniz; mağdurum!
    O kadar
    sa'y-i beligin bu sefalet mi sonu?
    Biri evvelce eğer söylemiş olsaydı
    bunu,
    Çalışıp ömrümü çılgınca heba etmezdim,
    Ben bu müstakbele
    mazimi feda etmezdim!
    Merhamet bilmeyen insanlara bak, Yarabbi,
    Koğuyorlar
    beni bir sail-i avere gibi!
    - Seni bir kerre koğan yok, bu sözün pek
    haksız.
    "İstemem yollamayın" dersen eğer, kal, yalnız...
    Hastasın...
    -
    Hem Verem'im! Söyle, ne var saklayacak!
    - Yok canım, öyle değil...
    -
    Öyle ya herkes ahmak,
    Bırakırlar mı, eğer gitmemiş olsam acaba?
    Doğrudur
    gitmeliyim... Koşturunuz bir araba.

    Son sınıftan iki vicdanlı
    refikin koluna
    Dayanıp çıktı o biçare, sefalet yoluna.
    Atarak
    arkaya bir lemba-i lebriz-i elem,
    Onu teb'id edecek paytona yaklaştı
    "Verem"!
    Tuttu bindirdi çocuklar sararak her yerini,
    Öptüler
    girye-i matem dökerek gözlerini;
    - Çekiver doğruca istasyona...
    -
    Yok, yok, beni ta,
    Götür İstanbula bir yerde bırak ki; guraba,

    -
    Kimsenin onlara aldırmadığı bir sırada -

    Uzanıp ölmeye bir şilte
    bulurlar orada!

    Mehmet
    Akif Ersoy

      Similar topics

      -

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 3:06 pm