|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Çanakkale Şehidlerine

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Çanakkale Şehidlerine CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Çanakkale Şehidlerine Empty Çanakkale Şehidlerine

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Çarş. Şub. 03, 2010 11:05 am

    Çanakkale Şehidlerine

    Şu Boğaz Harbi
    nedir? Var mı ki dünyada eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü
    beşi,

    - Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
    Kaç
    donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

    Ne hayasızca tehaşşüd ki
    ufuklar kapalı!
    Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"

    Dedirir-yırtıcı,
    his yoksulu, sırtlan kümesi
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut
    kafesi!

    Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
    Kaynıyor
    kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

    Yedi iklimi cihanın duruyor
    karşında,
    Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

    Çehreler
    başka, lisanlar, deriler rengarenk.
    Sade bir hadise var ortada :
    Vahşetler denk.

    Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
    Hani
    tauna da zuldür bu rezil istila...

    Ah o yirminci asır yok mu, o
    mahlûk-i asil,
    Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

    Kustu
    Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
    Döktü karnındaki esrarı!
    hayasızcasına,

    Maske yırtılmasa halâ bize affetti o yüz...
    Medeniyet
    denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

    Sonra mel'undaki tahribe müvekkel
    esbab,
    Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

    Öteden
    saikalar parçalıyor afakı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;

    Bomba
    şimşekleri beyninden inip her siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o
    aslan neferin.

    Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
    Atılan
    her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

    Ölüm indirmede gökler, ölü
    püskürtme de yer
    O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

    Kafa,
    göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
    Boşanır sırtlara,
    vadilere, sağnak sağnak.

    Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd
    eller,
    Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

    Veriyor
    yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız
    tayyare.

    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
    Kahraman
    o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

    Ne çelik tabyalar ister,
    ne siner hasmından;
    Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

    Hangi
    kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
    Çünkü te'sis-i ilahi o metin
    istihkam.

    Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
    Beşerin
    azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

    Bu göğüslerse Huda'nın ebedi
    serhaddi;
    "O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

    Asım'ın
    nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
    İşte çiğnetmedi namusunu,
    çiğnetmeyecek.

    Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
    O,
    rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

    Vurulup tertemiz alnından,
    uzanmış yatıyor,
    Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

    Ey,
    bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    Gökten ecdad inerek öpse o
    pak alnı değer.

    Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
    Bedr'in
    aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

    Sana dar gelmeyecek
    makber'i kimler kazsın?
    "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

    Herc
    ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
    Seni ancak ebediyetler
    eder istiab.

    "Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
    Ruhumun
    vayhini duysam da geçirsem taşına;

    Sonra gök kubbeyi alsam da,
    rida namıyle;
    Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    Mor
    bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
    Yedi kandilli Süreyya'yı
    uzatsan oradan;

    Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
    Uzanırken,
    gece mehtabı getirsem yanına,

    Türbedarın gibi ta fecre kadar
    bekletsem;
    Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    Tüllenen
    mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem
    hatırına.

    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
    Şarkın
    en sevgili sultanını Salahaddin'i,

    Kılıç Arslan gibi iclaline
    ettin hayran...
    Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    O
    demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, ruhunla beraber
    gezer ecramı adın;

    Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

    Sana
    gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

    Ey şehid oğlu şehid,
    isteme benden makber,
    Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.



    Mehmet
    Akif Ersoy

      Forum Saati Ptsi Kas. 25, 2024 2:38 am