|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hz. Zekeriyya ( A.S )

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hz. Zekeriyya ( A.S ) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Hz. Zekeriyya ( A.S ) Empty Hz. Zekeriyya ( A.S )

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Şub. 01, 2010 4:01 pm


    Oğlu Yahyâ'yı
    şehid eden
    yahudi Herod, bir kütük içinde gizlenen Zekeriyyâ
    aleyhisselâmı
    da kütükle birlikte testere ile ikiye biçerek şehid
    etti.






    ZEKERİYYÂ
    ALEYHİSSELÂM







    İsrâiloğullarına
    gönderilen peygamberlerden.
    İsmi Zekeriyyâ bin Âzan bin Müslim bin Sadun olup, soyu
    Süleymân aleyhisselâma
    ulaşır. Yahyâ aleyhisselâmın babasıdır. Mûsâ aleyhisselâmın
    getirdiği
    dinin emir ve yasaklarını insanlara tebliğ etti. Marangozluk
    yapar
    elinin emeğiyle geçinirdi. Kavmi tarafından şehit edildi.
    Zekeriyyâ
    aleyhisselâm zamânında Şâm vilâyeti Batlamyüsilerin elindeydi.
    Onlar
    Kudüs'te bulunan Beyt-ül-Makdis'e hürmet ederlerdi.
    Beyt-ül-Makdis mâmur
    olup gece ve gündüz orada ibâdet edilirdi. Mescidde Hârûn
    aleyhisselâm
    neslinden din büyükleri vardı. O zamanlarda İsrâiloğulları
    arasında
    peygamber yoktu. Bunlar bir peygamber göndermesi için gece
    gündüz Allahü
    teâlâya duâ ettiler. Allahü teâlâ, Beyt-i Makdis'te Tevrât
    yazmayı ve
    kurban kesmeyi idâre eden Zekeriyyâ aleyhisselâmı peygamber
    olarak vazifelendirdi.
    Zekeriyyâ aleyhisselâm insanlara nasihat ederek doğru yola
    çağırdı.
    İsrâil oğullarından onun bildirdiklerine inananlar olduğu
    gibi, inanmayıp
    karşı çıkanlar daha çok oldu. Zekeriyyâ aleyhisselâm, İmrân
    bin Mâsân
    isminde bir dostunun kızı olan Elisa ile evlendi. Elise ile
    hazret-i
    Meryem kardeş olup babaları İmran idi. İmrân önce Elisa'nın
    annesi ile
    sonra bunun başka erkekten olan kızı Hunne ile evlenmişti.
    Hazret-i
    Meryem'in annesi olan Hunne; ''Cenâb-ı Hak bana bir oğul ihsân
    ederse
    Beyt-ül-Makdis'e hizmetçi yapacağım.'' diye adakta bulundu.
    Kızı oldu.
    Adını Meryem koydu. Hazret-i Meryem doğmadan önce babası İmrân
    vefât
    etti. Hunne kızı Meryem'i teslimetmek üzere Beyt-ül-Makdis'e
    götürdü.
    Orada bulunan âlimlere niyetini anlatıp nezrinin kabûlünü ricâ
    etti.
    Meryem, Beyt-i Makdis'e kabul edildi. Fakat Meryem'in kimin
    himâyesinde
    kalacağı husûsunda Beyt-i Makdis hizmetçileri olan âlimler
    arasında
    anlaşmazlık oldu. Zekeriyyâ aleyhisselâm; ''Çocuğu himâyeme
    ben alacağım.
    Akrâbalık yönünden çocuğua en yakın benim.'' dedi. Diğer
    âlimler de
    çocuğu himâyelerine almak istediler. Çekilen kur'a neticesinde
    hazret-i
    Meryem'in Zekeriyyâ aleyhisselâmın himâyesinde kalması
    kararlaştırıldı.
    Zekeriyyâ aleyhisselâm hazret-i Meryem'i evine götürdü. Onu
    hanımı Elisa
    büyüttü. Sonra da hazret-i Meryem için Beyt-i Makdis'te yüksek
    bir oda
    yaptırdı. Hazret-i Meryem bu odada hem Allahü teâlâya ibâdet
    etti, hem
    de Zekeriyyâ aleyhisselâmdan Tevrât okudu. Zekeriyyâ
    aleyhisselâm ona
    hergün yiyecek getirir, ibâdetten bir şey öğretirdi. Bir kış
    günü odasına
    girdiğinde önünde dünyâ yiyeceklerine benzemeyen türlü türlü
    nimetler
    gördü. Nereden geldiğini sorduğunda; ''Allahü teâlâ tarafından
    geliyor.''
    diye cevap verdi. Bu yiyecekler Allahü teâlânın kudretinden
    hazret-i
    Meryem' e verdiği bir kerâmetti.


    Zekeriyyâ aleyhisselâm 99 veya 120
    yaşına geldiği halde neslini devâm ettirecek bir evlâdı yoktu.
    Hanımı
    da zaten çocuk doğurmuyordu ve 98 yaşındaydı. Gerek Zekeriyyâ
    aleyhisselâmın,
    gerekse hanımının çocuk sâhibi olma yaşları geçmişti. Fakat
    içine bir
    evlâd sevgisi düşüp kendisine sâlih bir evlâdihsân etmesi için
    Allahü
    teâlâya duâ etti. Allahü teâlâ ona Yahyâ isminde bir oğlan
    çocuğu ihsân
    edeceğini Cebrâil aleyhisselâm vâsıtasıyla bildirdi. Birgün
    Zekerriyyâ
    aleyhisselâm odasında namaz kılarken beyaz elbiseler
    içerisinde Cebrâil
    aleyhisselâm gelerek Allahü teâlânın kendisine Yahyâ isminde
    bir oğul
    ihsân edeceğini müjdeledi. Ayrıca onun hazret-i İsâyı tâsdik
    edeceğini,
    zamânın büyüklerinden ve bütün kötülüklerden uzak, nübüvvetle
    (peygamberlikle)
    muttasıf, sâlihler zümresinde bir zât olacağını haber verdi.
    Zekeriyyâ
    aleyhisselâm bu müjdeye sevinip arzusunun çabukluğunu arz
    ederek: ''Yâ
    Rabbi! Bana vâd ettiğin çocuğun meydana geleceğini delil ve
    alâmet olmak
    üzere, bu gönlüme yerleşmesi ve kalbimin bana vâdettiğin şeyde
    mutmain
    olması için bir nişan ver. O alâmetle bu nimeti şükürle
    karşılayayım.''
    diye münâcaatta bulundu. Allahü teâlâ Zekeriyyâ aleyhisselâmın
    duâsını
    kabul ederek; ''Senin için alâmet, birbiri ardınca üç gece (ve
    gündüz)
    insanlarla konuşmamandır.'' Bir hastalık ve sebep olmaksızın,
    sen sıhhatlı
    olduğun halde üç gece (ve gündüz) dilini konuşmadan
    alıkoymandır.''
    buyurdu. Yahyâ aleyhisselâm ana rahmine düşünce Zekeriyyâ
    aleyhisselâm
    konuşamaz oldu. Meramını ancak işâretle anlatabiliyordu. O, bu
    üç gün
    içinde devamlı ibâdet ve zikirle meşgul oldu. Cenâb-ı Hakka
    karşı hamd
    ve şükür vazifesini yerine getirdi. Müddet tamam olunca
    Zekeriyyâ aleyhisselâmın
    oğlu yahyâ aleyhisselâm dünyâya geldi. Yahyâ aleyhisselâmın
    doğumu ile,
    Zekeriyyâ aleyhisselâm ve âilesi sevince gark oldular. Yahyâ
    aleyhisselâmdan
    altı ay sonra İsâ aleyhisselâm dünyâya geldi. İsrâiloğulları
    İsâ aleyhisselâm
    beşikteyken Allahü teâlânın kudretiyle konuşmasına rağmen,
    onun babasız
    dünyâya gelmesiyle ilgili olarak Zekeriyyâ aleyhisselâma
    iftirâ ettiler.
    Zekeriyyâ aleyhisselâmı şehit etmek üzere aramaya başladılar.
    Yahûdilerin
    iftirâlarını ve kendisini öldürmek istediklerini haber alan
    Zekeriyyâ
    aleyhisselâm ''Takat getirilemeyen şeyden uzaklaşmak,
    peygamberlerin
    sünnetidir.'' kâidesinde Yahûdilerin, onu yakalamak için
    peşine düştüler.
    Zekeriyyâ aleyhisselâm Beyt-ül-Makdis yakınlarında ağaçlı bir
    bahçeye
    girdi. Bir ağacın yanından geçerken ağaç: ''Ey Allah'ın
    peygamberi!
    Bana gel'' diye seslendi. Ağaç yarıldı ve Zekeriyyâ
    aleyhisselâm içine
    girdi. Sonra kapandı ve onu gizledi. İsrâiloğulları Zekeriyyâ
    aleyhisselâmın
    izini tâkip edip nereye gittiğini anlayamadılar. O sırada
    mel'ûn İblis
    (şeytan) gelerek onlara; ''Bu ağacı bıçkı ile kesin, burada
    ise meydana
    çıkar. Yoksa ne kayb edersiniz.'' dedi. Kâfirler o ağacı
    biçerek Zekeriyyâ
    aleyhisselâmı şehit ettiler. Zekeriyyâ aleyhisselâmın türbesi
    Halep'tedir.


    Mûcizeleri:
    1-Kalemleri, kendi kendine Tevrât'ı
    yazardı. Zekeriyyâ aleyhisselâm Beyt-i Makdis'te maiyyetinde
    yetmiş
    kişi olduğu halde Tevrât yazarlardı. Yahûdilerin biri gelip;
    ''Hak peygamber
    olsaydın, elinde Tevrât yazmaya muhtâç olmazdın; sen de elinle
    yazıyorsun,
    emrindekilerle rarnızda hiçbir fark görmüyorum.'' diye
    konuştu. Hazret-i
    Zekeriyyâ bu söze çok üzüldü ve meraklandı. Cebrâil
    aleyhisselâm gelip:
    ''Ey Zekeriyyâ, buradan kalkınız! Kaleminize emr ediniz, kendi
    kendine
    yazsın!'' dedi. Zekeriyyâ kalkıp, emr edince, kalam istenen
    şeyi yazmaya
    başladı. O saatte kalem on iki sûre yazdı. Bu mûcize ile
    birçok kimse
    imân etti. 2-Zekeriyyâ aleyhisselâm hazret-i Meryem'i
    terbiyesi altına
    aldığı vakit, yazılması lâzım gelen kefâletnâmeyi, kalemsiz,
    hokkasız
    yazmışlardır. 3-Kur'ân-ı kerimde bildirildiği gibi,
    Zekeriyyâaleyhisselâm
    ve Beyt-i Mukaddes hademe ve kayyimlerden yirmi dokuz kişi
    arasında
    hazret-i Meryem'in kefâleti hakkında meydana çıkan ihtilaf
    üzerine herkes
    kendi kalemini Ürdün suyuna atmışlarken, yanlız Zekeriyyâ
    aleyhisselâmın
    kalemi suyun üzerinde dikilmiş kalmıştır. 4- Ağaçlar,
    Zekeriyyâ aleyhisselâmla
    konuşurlardı. Yahûdilerden bir tâife kendisini şehit etmek
    üzere araştırırlarken,
    kendileri de onlardan kaçtığı vakit, bir ağaç; ''Ey Allahın
    peygamberi,
    gel bende gizlen seni ben muhâfaza ederim'' diye dile
    gelmişti. 5-Zekeriyyâ
    aleyhisselâm su üzerinde yürür ve mübârek ayakları ıslanmazdı.
    Kendisi
    için suda yürümekle, karada yürümek arasında fark yoktu.
    6-Zekeriyyâ
    aleyhisselâmdan mûcize istendiği vakitte, yakınlarındaki
    ağaçlara mübârek
    eliyle işâret etmiş, hemen ağaçlar, köklerinden kopup,
    önlerine gelip
    kalmışlardır.Kur'ân-ı kerimin Âl-i İmrân, Meryem, Enbiyâ ve
    En'am sûrelerinde
    Zekeriyyâ aleyhisselâmla ilgili haberler verilmektedir.

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 3:42 pm