|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hz. Uzeyr ( A.S )

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hz. Uzeyr ( A.S ) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Hz. Uzeyr ( A.S ) Empty Hz. Uzeyr ( A.S )

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Şub. 01, 2010 3:34 pm



    Velî veyâ
    peygamberdir.






    UZEYR
    ALEYHİSSELÂM









    İsrâiloğullarına
    gönderilen peygamberlerden veya
    velilerden. İsmi; Kur'ân-ı kerimde bildirilmiş olup, peygamber
    olup
    olmadığı açıkca bildirilmemiştir. Babasının ismi Şureyha olup
    Hârûn
    aleyhisselâmın neslindendir. İsrâiloğullarını Tevrât'ın
    hükümlerine
    uymaya dâvet etmiştir. İsrâiloğulları Allah'ın oğlu diye
    iftirâda bulunmuşlardır.
    Kudüs'te doğdu ve Kudüs'te vefât etti. Uzeyr aleyhisselâm
    küçük yaşından
    itibâren, Tevrât ilmini öğrenip Tevrât'ı ezbere bilen sayılı
    kimselerden
    oldu. Allahü teâlâ ilâhi emirlerden yüz çevirip,
    peygamberlerin nasihat
    ve ikâzlarına kulak tıkayan ve çeşitli azgınlık ve taşkınlıkta
    bulunan
    isrâiloğullarına Bâbil hükümdarı Buhtunnasar'ı cezâ olarak
    musallar
    etti. Kalabalık bir orduyla Şam ve Ürdün bölgelerini istilâ
    edip, savunmasız
    insanları zâlimce öldürten Buhtunnasar kudüs'ü de istilâ etti.
    Mescid-i
    Aksâ'yı yıkıp, Kudüs şehrinin bağ ve bahçelerini harap etti.
    İsrâiloğullarından
    çoğunu öldürüp, pekçok çocuk ve genci de esir alarak Bâbil'e
    götürdü.
    Bâbil'e götürülen genç esirler arasında Uzeyr aleyhisselâm da
    vardı.
    Uzeyr aleyhisselâm Bâbil'de bir müddet esâret hayâtı
    yaşadıktan sonra
    elli yaşında olduğu sıralarda bir fırsatını bulup memleketi
    olan Kudüs'e
    gitmek üzere yola çıktı. Kudüs yakınına gelince, bir bahçede
    konaklayıp
    merkebinden yükünü indirdi ve bir ağaca bağladı. Geriden Kudüs
    şehrini
    seuredip; şehrin harap, yolların ve bahçelerin viran olduğunu
    üzülerek
    gördü. Bu sırada karnı acıktığı için bir miktar incir ve üzüm
    koparıp,
    incirin bir kısmını yedi, üzümün de suyunu sıkıp içti. Bir
    ağaç altına
    oturup, yıkılmış evlere, bozulmuş yollara, çürümüş tenlere,
    yığılmış
    kemiklere bakıp âlemin sonunu, yeniden dirilişi ve Allahü
    teâlânın kudretini
    düşündü. Kendi kendine: ''Acabâ, bu halden sonra Hak teâlâ bu
    şehri
    nasıl tâmir ve ihyâ eder.'' diyerek tefekküre dalıp uyudu.
    Allahü teâlâ
    onu yüz sene öldürdü. Hayattan mahrum etti. Onun bedenini,
    yiyecek ve
    içeceğini insanların ve hayvanların gözünden gizledi. Uzeyr
    aleyhisselâmı
    ölü bırakmasından yetmiş sene kadar sonra, Fâris
    hükümdârlarından Nüşek
    adında bir hükümdâr eliyle Beyt-i mukaddessi (Mescid-i Aksâ)
    ve Kudüs
    şehrini imâr etti. Bu sırada Bâbil hükümdarı Bahtunnasar
    öldüğünden
    İsrâiloğulları esâretten kurtulup memleketlerine döndüler.
    Otuz sene
    daha geçtikten sonra Allahü teâlâ Uzeyr aleyhisselâmı yeniden
    diriltti.
    Uzeyr aleyhisselâm kendisinin bir gün veya bir günden az
    olarak uyumuş
    olduğu uykudan uyandığını zannetti. Çünkü incir ve üzümün
    sanki dalından
    yeni koparılmışve şıra sıkıldığı saatlerdeki gibi bozulmamış
    olduğunu
    gördü. Allahü teâlâ Uzeyr aleyhisselâma vahy edip yüz sene
    kaldığını
    bildirdi. Uzeyr aleyhisselâm merkebine baktığı zaman onun
    parça parça
    olan kemiklerinin vücûdundan ayrılmış olduğunu gördü. Allahü
    teâlâ ona
    ''.....ve seni, insanlara bir âyet (delil) kılmak için böyle
    öldürüp
    dirilttik. (seni öldükten sonra diriltmenin var olduğunu delil
    kıldık)
    ve (merkebin) kemiklerine bak! Onları nasıl birbirine
    birleştiriyoruz?
    Sonra da onlara et giydiriyoruz?'' (Bakara sûresi: 259)
    buyurdu. Allahü
    teâlâ ölmüş, etleri çürümüş, kemikleri parça parça olup
    kaybolmuş olan
    merkebi tekrar diriltti. Bu durumu gören Uzeyr aleyhisselâm,
    ''Ben bilirim
    ki, şüphesiz Allahü teâlâ herşeye kâdirdir. (Bütün ölüleri
    diriltmeye
    gücü yeter.) buyurarak Allahü teâlânın kudretini müşâhede
    etti.

    Uzeyr aleyhisselâm yeniden dirilen merkebine binip
    Kudüs şehrine girdi. Bulduğu insanları gördüğü ev
    vemahalleleri tanıyamadı.
    Kendi mahallesi olarak tahmin ettiği yerde bir evin önünde
    durdu. Kapıda
    gözleri görmeyen, elleri ve ayakları tutmayan bir kadına
    rastladı. Kadına
    Uzeyr'in evi neresidir? dedi. Âmâ ve kötürüm olan kadın da;
    ''Uzeyr'in
    evi burasıdır, ben Uzeyr'in hizmetçisiyim. Fakat Uzeyr
    kaybolalı yüz
    yıldan fazla oldu. Ondan ümitsiziz.'' deyip ağlamaya başladı.
    Bunun
    üzerine Uzeyr aleyhisselâm; ''Ben Uzeyr'im'' deyip başından
    geçenleri
    anlattı. Uzeyr aleyhisselâmın duâsı bereketiyle kadın,
    hastalıklarından
    şifâ buldu. Kadın âilenin diğer fertlerine ve İsrâoğullarına
    Uzeyr aleyhisselâmın
    geldiğini haber verdi. Âile halkı Uzeyr aleyhisselâmı tanıyıp
    iknâ oldular.
    Uzeyr gelmiş diyerek sevinç ve heyecanla gelen şehir halkı da
    Uzeyr
    aleyhisselâmı ziyâret edip uzun zaman geçtiği halde değişmemiş
    olduğunu
    gördüler.Yaşlılar ona çeşitli sorular sorarak imtihan etmeye
    başladılar.
    bu sırada Uzeyr aleyhisselâma peygamberlik emri bildirildi.
    İsrâiloğullarına
    Tevrât'ınhükümlerini tebliğ etmeye onları azgınlık ve
    sapıklıklardan
    sakındırmaya çalıştı. Daha önce kendilerini dünyâ ve âhiret
    saâdetine
    dâvet eden peygamberlerin apaçık mucizelerini gördükleri halde
    onları
    yalanlayan, birçok peygamberi de şehit eden İsrâiloğulları
    Uzeyr aleyhisselâmın
    dâvetini kabul etmediler.Okuduğu Tevrât'ın uydurma olduğunu
    iddiâ edenler
    çıktı. Bâzıları onun okuduklarından Tevrât olup olmadığını
    karşılaştıralım
    dediler. İçlerinden biri ''Benim dedem, Buhtunnasar'ın zulmü
    zamânında
    bütün Tevrât nüshalarını yakılmak sûretiyle yok edildiğini
    bildirdi.
    Yanlız bir nüsha Tevrât'ı filan dağın tepesine gömdüğünü
    söyledi. O
    nüshayı getirip Uzeyr'in okuduklarıyla karşılaştıralım dedi.
    ''Gömülü
    olan yerden Tevrât nüshalarını getirip Uzeyr aleyhisselâmın
    okuduklarıyla
    karşılaştırdılar. Yazılı nüshada olanlarla Uzeyr
    aleyhisselâmın okuduklarını
    aynı olduğunu görünce ''bu kadar uzun zamandan sonra Uzeyr'in

    Tevrât;'ı ezbere okuması mümkün değildir düşüncesiyle Tevbe
    sûresi 30.
    âyetinde bildirildiği gibi ''Uzeyr Allah'ın oğludur.'' diye
    iftirâda
    bulundular.

    Uzeyr aleyhisselâm ise onların bu inanışlarının
    küfür ve sapıklık olduğunu, vazgeçmedikleri halde
    şiddetliazâba uğrayacaklarını
    bildirdi. Vefât edinceye kadar İsrâiloğullarının arasında
    bulundu. Onları
    hak yola dâvet etmeye devâm etti. Uzeyr aleyhisselâmın
    vefâtından sonra
    İsrâiloğullarının isyanları ve sapıklıkları iyice arttı..
    Uzeyr aleyhisselâmın
    ismi Kur'ân-ı kerimde (Bekara sûresi: 259 ve Tevbe sûresi: 30.
    âyetlerinde)
    zikr edilmiştir. Fakat peygamber mi yoksa insanları hak yola
    dâvet eden
    bir veli mi olduğu kesin olarak bildirilmedi. Peygamber
    efendimiz de
    buyurdu ki: ''Uzeyr'in peygamber olup olmadığını bilemiyorum.
    Tubba'nın
    mel'ûn olup olmadığını bilemiyorum. Zülkarneyn'in peygamber
    olup olmadığını
    bilemiyorum....''

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 9:42 am