|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hz. Zulkarneyn ( A.S )

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hz. Zulkarneyn ( A.S ) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Hz. Zulkarneyn ( A.S ) Empty Hz. Zulkarneyn ( A.S )

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Şub. 01, 2010 3:12 pm



    Velî veyâ
    peygamberdir.






    ZÜLKARNEYN
    ALEYHİSSELÂM








    Peygamber veyâ
    veli. Kur'ân-ı kerimde kıssası,
    doğuya ve batıya seferleri zükr edilmiştir. Asıl ismi
    İskender'dir.
    Doğuya ve batıya gittiği için İskender-i Zülkarneyn diye
    anılmıştır.
    Nûh aleyhisselâmın oğlu Yâfes'in soyundandır. Peygamber olup
    olmadığı
    açıkca bildirilmedi. Yemen'de yaşamış olan münzir iskender ile
    Aristo'nun
    talebesi olan Makedonyalı İskender'den daha önce yaşadı. Sâlih
    bir zât
    olan Zülkarneyn aleyhisselâmı Allahü teâlâ yeryüzündeki
    insanlara emir
    ve yasaklarını tebliğ ile vazifelendirdi. Zülkarneyn
    aleyhisselâm Allahü
    teâlâ niyâzda bulunup; kendisine kuvvet vermesini, insanlar
    arasında
    hangi ilim ve adâletle hükmesini gerektiğinin bildirilmesini
    istedi.
    Allahü teâlâ şöyle buyurdu: ''Sana verdiğim vazifeyi
    yapabikmen için
    kuvvet ihsân ederim. Göüsini açarım. Herşeye gücün yetecek
    hâle gelirsin.
    Anlayışını açar, konuşmanı genişletirim, kulağını açarım, tâ
    uzaktakileri
    işitirsin. basiretini genişletirim, çok uzakları görür, herşey
    nüfûz
    edersin. Her şeyi sağlam yaparsın. İstediğin herşeyi ihsân
    ederim. Sana
    heybet veririm hiç kimse sana kötü gözle bakamaz. Ben sana
    yardım ederim.
    Hiç bir şey sana zarar vermez. seni kuvvetlendiririm. hiş bir
    şeye yenilmezsin.
    Kalbine kuvvet veririm hiçbir şeyden korkmazsın. Aydınlık ve
    karanlığı
    emrine verir, onları senin askerin yaparım. Aydınlık senin
    önünde yol
    gösterir, karanlık arkandan seni muhâfaza eder.'' Allahü teâlâ
    hazret-i
    Zülkarneyn'in emrine bulutları ve başka vâsıtaları verdi. Ona
    ilim ve
    kudret, insanlar üzerine tasarruf hâkimiyeti verdi. Ayrıca
    beyaz ve
    siyah olmak üzere iki sancak ihsân etti. Zifiri karanlık olan
    gecede
    beyaz sancağı açınca, ortalık aydınlığa gark olurdu. Gündüz
    harp ederken
    düşman askerinin karanlıkta kalmasını arzu ederse siyah
    sancağını açar,
    düşman tarafı zifiri karanlık, kendi tarafı aydınlık olur,
    böylece düşmana
    kısa zamanda gâlip gelirdi. Her sefere çıkışında önü aydınlık,
    arkası
    karanlık olurdu. Çok geçmeden memleketi genişledi. Devleti
    güçlendi.
    Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bütün dünyâya yaymağı
    azmetti. Teyzesinin
    oğlu Hızır aleyhisselâmı kendisine vezir, ordusuna kumandan
    tâyin etti.
    Allahü teâlânın emriyle müminlerden meydana gelen ordusu ilk
    önce batıya
    yürüdü. Vardığı yerlerde kâfirleri hak dine dâvet etti.
    İnsanlara iyilik
    ve ihsânlarda bulundu. İnanmayanlarla harp etti. Batıda meskûn
    (yerleşilmiş)
    yerlerin sonuna vardı. Artık karalar bitmiş denizler
    başlamıştı. Oraya
    vardığı sırada orada bir kavim buldu. Bu kavim kÂfir olup
    vahşi hayvan
    derisinden elbise giyerler, denizin dışarı attığı balık
    cinsinden şeyleri
    yiyerek geçinirlerdi. Zülkarneyn aleyhisselâm bu kavmi, güzel
    muâmelede
    bulunarak hak dine dâvet etti. Kavimden bir kısmı imânla
    şereflendi
    bir kısmı ise imân etmekten yüz çevirdi. zülkarneyn
    aleyhisselâm inanmayanların
    üzerine yürüdü ve onları karanlıkta bıraktı.Onlar karanlıkta
    ne yapacaklarını
    bilemediler. Sonunda pişman olup tövbe ettiler ve Allahü
    teâlânın varlığına,
    birliğine inandılar. Zülkarneyn aleyhisselâm müminlerden
    kurduğu ordusu
    ile uğradığı her yerdeki bütün insanları hak dine dâvet etti.

    Allahü teâlâya imân ve ibâdete çağırdı. İmân etmeyenler
    cezâlarını
    gördüler. Yaya olarak Mekke-i mükerremeye gitti ve
    haccetti.İbrâhim
    aleyhisselâmla görüşüp hayır duâsını aldı. Nasihatlerine
    kavuştu. Daha
    sonra doğuya yöneldi. Güneşin ilk ışıklarının vurduğu en
    uçtaki kara
    parçasına vardı.Zülkarneyn aleyhisselâm orada, yer altındaki
    manzenlerde
    yaşayan kavmi hak dine dâvet etti. Daha sonra kuzeye bir sefer
    yaptı.
    İki dağ arasına vardı. O iki dağın yakınında oturan kalabalık
    bir kavimle
    karşılaştı. O kavmi de hak dine dâvet etti. Kavmin pâdişâhı
    Zülkarneyn
    aleyhisselâmı iyilikle karşıladı ve hediyeler takdim etti.
    Bütün kavmiyle
    birlikte hak dini kabul etti. Zülkarneyn aleyhisselâmın
    iltifatlarına
    kavuştu. Ye'cüc ve Me'cüc adlı kavimlerin zararından şikâyette
    bulundu.
    Zülkarneyn aleyhisselâm o kavimle birlikte Ye'cüc ve Me'cüc'ün
    zararından
    korunmak için sed yaptılar.

    Zülkarneyn aleyhisselâm bir seferi esnâsında hiçbir
    dünyâ malı ve serveti olmayan, rızıklarını sebzeden temin eden
    bir kavme
    rastladı. Ayrıca bu kavimde herkes kendi mezarını kazar,
    hergün mezarını
    temizler ve ibâdetlerini burada yaparlardı. Zülkarneyn
    aleyhisselâm
    o kavmin hükümdarıyla da görüştü. Hükümdar kendilerinin
    dünyâya önem
    vermediklerini, âhiretini hatırlamak için de ibâdetlerini
    mezarlarda
    yaptıklarını anlattı. Zülkarneyn aleyhisselâm Allahü teâlânın
    yardımıyla,
    doğu, batı ve kuzeydeki bütün ülkeleri feth edip, Allahü
    teâlânın emir
    ve yasaklarını yayma vazifesini tamamladıktan sonra, askerine
    izin verdi.
    Kendisi Medine ileŞam arasında Dûmet-ül-Cendel denilen yerde
    insanlardan
    ayrıldı. Yanlız Allahü teâlâya ibâdet ve tâatle meşgul oldu.
    Vefât etmeden
    önce yakınlarına ''Ben vefât edince usûlüne uygun yıkayıp
    kefenleyin.
    Sonra tabuta koyun. Yanlız kollarım dışarda sarkık kalsın.
    Hazinelerimi
    de katırlara yükleyin'' diye vâsiyette bulundu. Söyledikleri
    aynen yapıldı.
    Az bir zaman sonra da vefât etti.Mekke'ye veya Mekke
    civârındaki Tehâme
    Dağlarında bir yere defn edildi. İskender-i Zülkarneyn böyle
    vâsiyet
    etmekle ''Arkamdan gelen ordular ile doğu ve batıya hâkim
    oldum. Hizmetçilerim
    emrimden çıkmadı. Dünyâyı baştan başa tuttum. Sayısız
    hazinelerim vardı.
    Fakat bütün bu dünyâ nimetleri kalıcı değildir. Gördüğünüz
    gibi mezâra
    eller boş gidiliyor. Dünyâ malı dünyâda kalıyor. Sizler
    âhirette de
    faydalı olacak işler yapın.'' demek istedi. Zülkarneyn
    aleyhisselâm
    beyaz-kırmızı benizli, orta boylu idi. Güzel ahlâk sâhibi,
    Hakka teslimiyeti
    tam, halkına karşı mütevâzi, alçak gönüllü ve adâler sâhibi
    idi.Gazâ
    ve cihâda çıkmakta, beldeleri tâmirdeçok gayretli idi. Dünyâ
    malına
    rağbet etmez, elinin emeği, alnının teri ile geçinirdi. Bunun
    için zenbil
    örer kendine, çoluk çocuğuna bu paradan harcar, artanını
    fakirlere sadaka
    verirdi. Ye'cüc ve Me'cüc kavminin zararlarına mâni olmak için
    sed yapmıştı.
    Sedi rivâyetlere göre Asya'nın doğusundaki mümin Türklerin
    ricâsı üzerine
    inşâ etmişti. İki dağ arasına taş ve demirden yapılmış olan bu
    sed
    bugünkü Çin seddinden başkadır. Kur'ân-ı kerimin Kehf sûresi
    :83-98.
    âyet-i kerimelerinde Zülkarneyn aleyhisselâmla ilgili haberler
    verilmektedir.
    Peygamber efendimiz, sallallahü aleyhi ve sellem de buyurdu
    ki:

    İsmini duyduğunuz kimselerden yeryüzüne dört kişi
    mâlik oldu. İkisi mümin ikisi kâfir idi.Mümin olan ikisi
    Zülkarneyn
    il Süleymân (aleyhisselâm) idi. Kâfir olan ikisi de Nemrûd ile
    Buhtunnasar
    idi. Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri yâni Mehdi
    mâlik
    olacaktır.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 5:56 am