|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hz. Süleyman ( A.S )

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hz. Süleyman ( A.S ) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Hz. Süleyman ( A.S ) Empty Hz. Süleyman ( A.S )

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Şub. 01, 2010 3:09 pm



    Her hayvanın
    dilini bilirdi.






    SÜLEYMAN
    ALEYHİSSELÂM









    İsrâiloğullarına
    gönderilen peygamberlerden.
    Dâvûd aleyhisselâmın oğludur. Yâkûb aleyhisselâmın
    neslindendir. Kudüs
    yakınlarındaki Gazze şehrinde doğdu. Hem peygamber hem
    sultandı. Çocokluğundan
    beri bilgili, iyilik ve adâleti seven biri olarak tanınmıştı.
    On iki
    yaşındayken babasının yerine geçip, sultan oldu. Daha sonra
    kendisine
    Allahü teâlâ tarafından peygamberlik verildi. Dünyâda hâkim
    olan dört
    kişiden biridir. Ona peygamberlik verildiği Kur'ân-ı kerimde
    En'âm sûresi
    84. âyette bildirilmektedir. Süleymân aleyhisselâm; ''Yâ Rab!
    bana hiçbir
    kimsede bulunmayan bir kudret ve devlet ihsân eyle.'' diye duâ
    etti.
    Duâsı kabul edilip, cinlerin, rüzgârın ve hayvanların da
    insanlar gibi
    Sülaymân aleyhisselâma itâat etmeleri emredildi. Kendisine
    ism-i âzam
    duâsı, bütün mahlûkâtın dili ve ililerin sırları öğretildi.
    Peygamberlikle
    birlikte ihsân edilen ilim, hikmet ve sultanlık kudretini,
    insanları
    doğru yola kavuşturmakla ve daha iyi bir hayat yaşamaları için
    kullandı.
    Şehirlerin kurulması, yeryüzünün imârı, yeşillendirilmesi, fen
    ve sanatta
    ilerlemesi için emrindekilerin herbirine iş taksimi yaptı.
    Yolların
    yapılması, taşların yontulup kazılması, demircilik ve derin
    sulara dalgıçlık
    gibi zor işleri cinlere verdi. Çiftçilik, çobanlık, ticâret,
    sanat gibi
    işleri de insanlara verdi. Hayvanları da nöbet tutma, yük
    taşıyıp çekme
    gibi işlerle görevlendirdi. İnsanlardan, cinlerden ve
    hayvanlardan büyük
    bir ordu kurdu. Hepsi ona tâbi olup, emrine itaat etti.
    Süleymân aleyhisselâma
    verilen bu nimetler Kur'ân-ı kerimde bildirilmektedir.
    Peygamberimiz
    sallallahü aleyhi ve sellem hadis-i şerifte, onun duâsı
    hakkında şöyle
    buyurdu: ''Süleymân aleyhisselâm, Beyt-i Makdis'in binâsını
    bitirdikten
    sonra, Allahü teâlâdan üç dilekte bulunmuştur: Kendisinden
    sonra kimseye
    nasip olmayan ir mülk ve saltanat, ilâhi hükme uygun hüküm
    verme kudretinin
    bahsedilmesi. Yanlız namaz kılmak için Mescid-i Aksâ'yı
    kastedip gelenlerin
    analarından doğdukları gibi günahsız hâle gelmeleri. Allahü
    teâlâ bunlardan
    ilk ikisini Süleymân aleyhisselâma vermiştir. Üçüncü dileğinin
    dekabul
    edilmiş olmasını umarım.'' Babasının temelini attığı,
    Kudüs'teki Mescid-i
    Aksâ'yı yapmaya devâm etti. Yedi senede pek sanatkârâne bir
    şekilde
    tamamladı. Daha sonra, Kudüs'te büyük bir saray inşâ etmeye
    başlayıp,
    on üç senede tamamladı. Bu binâların yapımı sırasında
    insanlardan ve
    cinlerden pekçoğu Süleymân aleyhisselâmın emrinde
    çalışmışlardı.
    Süleymân aleyhisselâmın zamânında barış, imâr, sanat ve ilim
    iyice ilerlemişti.
    Mescid-i Aksâ inşâedilip, çeşmeler, su kanalları yapıldı.
    Köprüler,
    barajlar ve evler inşâ edildi. Hükmetinin ve büyüklüğünün
    şöhreti bütün
    dünyâya yayıldı. Zamânındaki bütün pâdişâhları ve ileri
    gelenleri doğru
    yola sevk etti. Onun zamânında muhteşem bir saltanata sâhip
    olan Yemen'de,
    Sebe şehrinde hüküm süren Belkıs'a mektup yazıp, Filistin'e
    çağırdı.
    O da gelip, Süleymân aleyhisselâmla görüşerek imân etti.
    Belkıs'ın Süleymân
    aleyhisselâmla mektuplaşması ve Kudüs'e gelmesi Kur'ân-ı
    kerimde Neml
    sûresinde uzun beyân olunmaktadır.


    Süleymân aleyhisselâm, Akabe Körfezinden
    Fırat kenarına kadar, kırk sene adâletle hüküm sürdü.Diğer
    hükümdârlar
    da kendisine bağlılıklarını bildirdiler. Ticâret gemileri
    yapıp, Kızıldeniz
    ve Umman Denizinde ticâret yaptırdı. Rüzgâr onun emrine
    verilmişti.
    Rüzgâra bibip dilediği yere tahtıyla birlikte kısa zamanda
    giderdi.
    Makâmına oturduğunda ve meclis kurduğunda kuşlar üzerine
    gelip, kanatlarını
    yanyana gererek bir bulut gibi gölge yaparlar, güneş ve
    yağmurdan korurlardı.
    Süleymân aleyhisselâm, beyaz tenli, güzel, nûr yüzlü, saçı
    sakalı gür
    olup, beyaz elbise giyerdi. Çok edebli, hep Allah'tan korkar,
    alçak
    gönüllü, yüksek şanlıydı. Miskin ve fakirlerle oturur;
    ''Miskinin miskinlerle
    oturması uygundur.'' buyururdu. Ömrünün son ânına kadar Allahü
    teâlânın
    takdir ettiği izzetle insanları doğru yola sevk etti. Herkes
    tarafından
    sevilmiş olup, hiç kimse onun söylediklerine itiraz etmiyor ve
    onun
    emri dışına çıkmıyordu. Süleymân aleyhisselâm, bir gün
    yapılmakta olan
    büyük bir sarayın inşâsını kontrol etmeye gitmişti. Bu binâ
    bir su kıyısında
    çok heybetli bir saraydı. Ustalar işciler, cinler, sarayın
    tamamlanmasıyla
    meşguldüler. Sarayın balkonuna çıkıp, kendisini yanlız
    bırakmalarını,
    hiç kimsenin yanına yaklaşmamasını emretti. Sonra da balkonun
    kenarına
    âsasını (bastonuna) dayanıp durdu ve etrâfı seyrederek
    tefekküre başladı.
    Bu sırada ömrü bitip, eceli gelmişti. Azrâil aleyhisselâm
    gelip; ''Şu
    an dünyâdaki hayâtının son ânıdır.'' dedi. Süleymân
    aleyhisselâm: ''Allahü
    teâlânın takdiri her ne ise o haktır. Rabbime hamdolsun ki,
    aslâ kimseye
    zulmetmedim. Rabbimin emrine itaat etmekte gecikmedim.
    Herkesin dönüşü
    Allahü teâlâyadır. Görevlendirildiğin emri yerine getir.''
    dedi. Süleymân
    aleyhisselâm asâsına dayandığı halde ayakta vefât edip, uzun
    bir müddet
    öylece kaldı. Saray inşâsında çalışanlar ise her gün işlerine
    muntazaman
    devâm ediyor, halk da oraya gelip gidiyordu. Süleymân
    aleuhisselâmı
    uzakta, ayakta durur vaziyette görüyorlardı. Fakat vermiş
    olduğu emir
    üzerine hiç kimse yanına yaklaşmıyordu. Nihâyet asâsının yere
    temas
    eden kısmını güve kurdu yiyip asâ kırılınca, cesedi yere
    yıkıldı. O
    zaman bu hâlini görenler vefât ettiğini anladılar. Bu husus
    Kur'ân-ı
    kerimde Sebe sûresi 14. âyette bildirilmektedir. Süleymân
    aleyhisselâm
    her yere hükmettiğinden, zamânında herkes imân etmiş,
    yeryüzündeki pek
    az imânsız kimse kalmıştı. Vefâtından sonra, İsrâiloğullarının
    arasındaki
    birlik bozuldu, İlyas ve Elyesa aleyhisselâm peygamber olarak
    gönderildiler.
    Kur'ân-ı kerimde Bakara 102; Nisâ 163; En'âm 84; Enbiyâ 81,82;
    Sebe
    12, 21; Neml 15'ten 44'e kadar; Sad 30'dan 40'a kadar olan
    âyetler Süleymân
    aleyhisselâm hakkındadır. Süleymân aleyhisselâm, Mescid'i
    Aksâ'ya Mûsâ
    aleyhisselâmdan beri nesilden nesile geçerek gelen, Tevrât'ın
    içinde
    bulunduğu Ahid sandığını (Tâbût-i Sekineyi) koydu. Çünkü Mûsâ
    aleyhisselâm,
    ümmetinin âlimlerinden, Tevrât'ın Ahid sandığına konularak
    muhâfaza
    edilmesini istemişti. Bu durum Mescid-i Aksâ'nın Buhtunnasar
    tarafından
    yıkılmasına kadar devâm etti. Buhtunnasar, Kudüs'ü alınca,
    şehri yakıp
    yıktı. Mescid-i Aksâ'da bulunan altın, gümüş ve diğer
    mücevherleri alıp
    Bâbil'e götürdü. Buhtunnasar'ın Kudüs'ü yağmalaması esnâsında,
    hakiki
    Tevrât ve Zebûr yakılıp yok edildi. Muhtelif kimselerin
    hatırlarında
    kalan âyetlerini yazmaları neticesinde, Tevrât isminde
    birbirlerini
    tutmayan çeşitli risâleler ortaya çıktı.


    Milâddan yaklaşık dört yüz sene evvel
    yaşamış olan Azra bunları topladı ve şimdiki Ahd-i Atik'teki
    Tevrât'ı
    yazdı. Süleymân aleyhisselâmın dokuz çeşit mûcizesi vardır.



    Mûcizeleri:
    1-Sebe sûresi on ikici âyetinde bildirildiği
    üzere, rüzgârlar emri altındaydı. 2-Süleymân aleyhisselâm
    denizi geçmek
    istediği zaman, suyu çekilerek yol açalır, geçtikten sonra
    yine kapanırdı.
    3- Âyet-i kerimede bildirildiği üzere, bütün cinniler
    emrindeydi. Ne
    zaman istese, kendisine, büyük büyük köşkler, sûretler,
    çanaklar, sâbit
    çömlekler, tencereler yaparlardı. 4-Süleymân aleyhisselâmın
    bir mührü
    vardı. Üzerinde ism-i âzam duâsı yazılıydı. O duâ ile her
    istediği kolay
    olurdu. 5- Karıncalara varıncaya kadar her hayvanın sesini
    işitir, dillerini anlardı. 6-Nereye gitmek istese, rüzgâr
    emride olduğından,
    kürsüsünü kaldırır, kürsüsünü berâberinde götürürdü.
    7-Cinniler vâsıtasıyla
    denizdeki incileri, cevherleri yerde bulunan defineleri
    bilirdi. Kendisine
    Allahü teâlâ tarafından bildirilmeyen birşey yoktu. 8-Neml
    Vâdisinde,
    maiyetiyle berâber bir dağ üzerine konup, kaldığı esnâda o
    dağın yeşillik,
    çimenlik olması için, mübârek ellerine bir miktar su alıp,
    avucuyla
    o dağa serpti. Derhâl dağın üzeri çayırlık çimenlik oluverdi.
    9-Süleymân
    aleyhisselâm bir yere gittiği vakit, berâberinde duvarlar da
    giderdi.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 7:45 am