|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...


Join the forum, it's quick and easy

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

OOOPS Bİ DAKKA KARDEŞ !


Şimdi Hacı Sen Bu Foruma Zati Üyeysen Sorun Yok,Giriş Yap.

Haa Yok Üye FeLan DeğiLim Üye oLupta Ne İşime Yarıyacak Diyorsan Oku;
Komedi,Arkadaşlık,İyi Vakit,Sanal Bi Aile Hatta Yetim ve Öksüz KardeşLerimize Sanal Ana ve Babada Oluruz Üye oL Yeter...

|| Kopuk GençLik || Zamane GençLerin SanaL Mekanı ||

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayfayı FaceBook'ta Paylaş
Design By Sahirâne Design ©️
Tıkla Beğen
Erzurum

    Hz. Hud ( A.S )

    (fog)'(x)
    (fog)'(x)
    Hz. Hud ( A.S ) CouronnePatRoN
    PatRoN


    Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok !
    Cinsiyetim Cinsiyetim : Erkek
    Kayıt Tarihim Kayıt Tarihim : 14/01/10
    Yaşım Yaşım : 34
    MemLeketim MemLeketim : Yarimin Yanı
    Mesaj Sayım Mesaj Sayım : 2732

    Hz. Hud ( A.S ) Empty Hz. Hud ( A.S )

    Mesaj tarafından (fog)'(x) Ptsi Şub. 01, 2010 2:46 pm



    Yemen'de Âd
    kavmine gönderildi.






    HÛD
    ALEYHİSSELÂM









    Yemen'de
    bulunan Âd kavmine gönderilen
    peygamber. Nûh aleyhisselâmın oğlu Sâm'ın neslindendirç Bir
    ismi de
    Âbir olup, lakabı Nebiyyullahtır. Kur'ân-ı kerimde ismi
    bildirilen peygamberlerdendir.
    Yemen'de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup
    yetişti.
    Çocukluğundan itibaren Allahü teâlâya ibâdet etmekle meşgul
    oldu. Ara
    sıra ticâretle de uğraşan hûd aleyhisselâm, gayet şefkâtli ve
    çok cömertti.
    Nûh tûfânında sonra torunlarından biri olan Âd, Yemen'de
    Hadramut civârında
    Ahkâf denilen yerde yerleşti. Âd'ın neslinden gelen insanlar
    çoğalarak
    büyük bir kavim oldular. Bunlara Âd kavmi denildi. Bulunduları
    belde
    bereketli bir yerdi. Bağlar, bahçeler her tarafı sarmış ve
    İrem bağları
    diye meşhur olmuştu. Oğulları, malları, davarları ve muhteşem
    sarayları
    vardı. Güçleri, kuvvetleri, boyları ve cüsseleri ile meşhur
    olan bu
    insanlar, servetlerinin ve maddi güçlerinin çokluğuna bakarak
    azdılarve
    doğru yoldan, dinlerinden ayrıldılar. Yeryüzünde büyüklük
    tasladılar.
    Allahü teâlâyı unuttular ve çeşitli putlara tapmaya
    başladılar. Ellerindeki
    maddi imkânlarla etrâfa dehşet salıyorlar, fakirleri ve diğer
    kabileleri
    zulümleri altınta inletiyorlardı. Onları köle gibi
    çalıştırıyorlar,
    çeşitli işkencelerle öldürüyorlardı. Allahü teâlâ, Âd kavmine
    doğru
    yola kavuşturmak için Hûd aleyhisselâmı onlara peygamber
    gönderdi. bu
    hususta Kur'ân-ı kerimde meÂlen buyruldu ki:


    Âd kavmine kardeşleri Hûd'u peygamber
    olarak gönderdik. Hûd (aleyhisselâm) onlara; ''Ey kavmim!
    Allahü teâlâya
    ibâdet edin. İbâdet edilecek o'ndan başkası yoktur. Hâlâ o'nun
    azâbından
    korkmayacak mısınız?'' dedi. (A'râf sûresi:65) Hûd
    aleyhisselâm kavmini
    doğru yola kavuşturmak için tebliğ vazifesine başladı. Onları
    putlara
    tapmaktan, zulüm ve günahlardan tövbe ederek vazgeçmeye ve
    Allahü teâlâya
    şükür ve ibâdete çağırdı. Fakat Âd kavminin insanları, Hud
    aleyhisselâmı
    dinlemeyip, ona karşı kaba ve inkârcı davrandılar. Hûd
    aleyhisselâm
    kavminin bu tutumu üzerine; ''Eğer doğru yola gelmezseniz,
    haberiniz
    olsun, ben size tebliğ vazifemi yapıyorum; Rabbim size acı bir
    azap
    gönderir de helâk olursunuz?'' buyurdu. Azgın Âd kavmi, Hûd
    aleyhisselâma;
    ''Mûcize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz.'' dediler. Hûd
    aleyhisselâm
    onlara; ''İstediğiniz mûcize nedir?'' diye sordu. Onlar da
    ''Rüzgârı
    istediğin tarafa çevir!'' dediler. Hûd aleyhisselâm duâ etti.
    Allahü
    teâlâ; ''Ne tarafa istersen elinle işâret et!''^buyurdu. O da
    eliyle
    işâret edince, rüzgâr istediği istikâmette esmeye başladı.
    Büyük kayaların
    toprak olmasını istediler. Hûd aleyhisselâmın duâsı ile bu da
    oldu.
    Bu mûcizeleri gördükleri hâlde inanmayıp hırçınlaşarak
    koyunların yünlerinin
    de ipek olmasını istediler. Hûd aleyhisselâm duâ etti.
    koyunların yünü
    ipek hâline geldi. Âd kavmi, gösterilen mûcizelere rağmen
    inanmadılar.
    ''Sen bizi putlarımızdan ayırmak için mi geldin? Doğru
    söylüyorsan,
    haydi bizi tehdit azâbı getir de görelim!'' dediler. Hûd
    aleyhisselâm
    kavmini imâna dâvete devâm etti. Pek az kimse imân etti. Kavmi
    ise hakâret
    edip kendinden geçinceye kadar dövdü. Kavminin ıslâh
    olmayacağını anlayan
    hûd aleyhisselâm: ''Yâ Rabbi! Sen herşeyi biliyorsun. Ben
    onlara peygamberliğimi
    bildirdim. Ey Rabbim! Onlara, ders almalarına vesile olacak
    bir musibet
    ver?'' diue bedduâda bulundu. hûd aleyhisselâmın bedduâsını
    kabul buyuran
    Allahü teâlâ, Âd kavmine önce kuraklık, kıtlık musibetini
    verdi. Üç
    sene müddetle akan pınarlar kurudu. Yeşillikler sarardı,
    soldu. Meşhûr
    İrem Bağları yok oldu. İnsanlar bir yudum suya, bir parça
    ekmeğe muhtaç
    hâle geldiler. Hayvanlar susuzluktan telef oldular. Devamlı
    olarak bunaltıcı
    kuru bir rüzgâr esiyordu. İnsanlar ağızlarını güçlükle açıyor,
    zor nefes
    alıyordu. tozdan göz gözü göremiyordu. bu arada Hûd
    aleyhisselâm kavmini
    imâna, tövbe ve istiğfâra dâvete devâm ediyordu. Hûd
    aleyhisselâmın
    kavmine meâlen şöyle dediği bildirilmektedir:


    ''Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin.
    Sonra o'na tövbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket
    (ekinleri
    yetiştirecek yağmur) indirsin ve kuvvetinize kuvvet katarak
    sizi çoğaltsın.
    Günahlarınıza ısrar ederek imândan yüz çevirmeyin.'' (Hûd
    sûresi: 52)
    Hûd aleyhisselâmın bu son dâveti de onların aklını başlarına
    getirmeye
    yetmedi. Hûd aleyhisselâma işkenceye ve onu öldürmeye
    kalkıştılar. Artık
    onlara azâbın gelmekte olduğu Hûd aleyhisselâma bildirildi.
    Bir sabah
    Hûd aleyhisselâm imân edenleri biraraya topladı. Gün ağarırken
    ufukta
    siyah bir bulut belirdi. Bunu gören Âd kavmi, işte bize yağmur
    geliyor,
    dediler. Hûd aleyhisselâm ''Hayır, o can yakıcı azâb veren bir
    rüzgârdır.
    Her şeyi yok eder.'' dedi. Rüzgâr korkunç bir ses çıkararak
    vâdiyi kapladı.
    Son derece hızlı ve soğuk olup, her şeyi saman çöpü gibi
    savuruyordu.
    Fussilet sûresi 16. âyet-i kerimesinde, bu rüzgâr ''sarsar''
    (kavurucu
    rüzgâr); azâb günleride ''eyyâm-ı nahisât'' olarak
    geçmektedir. Âd kavmi
    kasırgadan kurtulmak için tutundukları ağaç ve taşlarla
    birlikte havaya
    fırlayarak paramparça oldular. Hepsi ölüp yere serildiler.
    Daha sonra
    rüzgâr bunları sürükleyip denize attı. Mal ve mülklerinden
    hiçbir eser
    kalmadı, helâk olup gittiler. Âd kavminin helâk oluşu Kur'ân-ı
    kerimde
    meâlen şöyle bildirilmektedir:


    ''Nihâyet Hûd'u ve berâberindeki imân
    edenleri, rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi tekzib
    ederek, yalanlayarak
    imân etmemiş olanların kökünü kestik.'' (A'râf sûresi: 72) Hûd
    aleyhisselâm
    ve ona imân edenler bu şiddetli kasırgada Allahü teâlâ
    tarafından muhâfaza
    edildiler. Kâfirleri helâk eden şiddetli fırtına, onlara
    serinletici
    ve rahatlatıcı hafif bir rüzgâr gibi esiyordu. Hûd
    aleyhisselâm, Âd
    kavmi helâk olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte
    Mekke-i mükerremeye
    gitti. Kâbe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibâdet ve taatla
    meşgul oldu
    ve orada vefât etti. Kabrinin Harem-i şerif( Kâbe-i
    muazzamanın
    etrâfındaki mescit) te Hicr denilen yerde bulunduğu rivâyet
    edilmektedir.

    Hûd aleyhisselâm ve peygamber olarak
    gönderildiği Âd kavmiyle ilgili olarak Kur2ân-ı kerimin
    A'râf,
    Hûd, Mü'minin, Fussilet, Ahkâf, Zâriyât, Kamer, Hâkka, Şuarâ
    ve Fecr
    sûrelerinde bilgi verilmektedir.

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 4:28 am